T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/278 Esas - 2022/444
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/278
KARAR NO : 2022/444
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 29/12/2020
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin 1970 yılından bu yana sektörde ticari faaliyetlerde bulunduğunu, Türk Patent ve Marka
Kurumu nezdinde onlarca marka ve tasarım tesciline sahip basiretli bir tacir olduğunu, Avrupa Birliği
ülkeleri, ABD, Kanada, Japonya gibi pazarlara ürün sunduğunu, yurt dışında ..., ............ gibi zincir mağaza ve marketlerde ürünlerini satışa sunduğunu, Türkiye Futbol
Milli Takımlar ana sponsoru olduğunu, müvekkilinin ticari faaliyetlerini, 91/003841 kod numaralı “...
porselen inci” ibareli 21. sınıfta tescilli marka, 93/005440 kod numaralı “inci” ibareli 21. Sınıfta tescilli
marka ve 2000/10838 kod numaralı “pearl” ibareli 11, 19 ve 21. Sınıfta tescilli markalar üzerinden
yürüttüğünü, dava konusu 2019/65773 kod numaralı “... Gerçek İncilerden” ibareli markasının SMK
5. ve 6. maddeleri gereğince müvekkili tarafından ihdas edilen PEARL ve İNCİ ibareli markalar ile iltibas
tehlikesi oluşturduğunu, müvekkili tarafından 1991 yılından beri tescilli olarak kesintisiz ve etkin şekilde
kullanılan markanın davalı tarafından birebir benzer marka başvurusunda bulunduğunu, tarafların aynı
sektörde faaliyet gösterdiğini, rakip firmalar olduğunu, müvekkili marka tescillerinden 30 sene sonra dava konusu marka başvurusunu gerçekleştirdiğini,, müvekkiline ait pearl/inci ibareli markaların porselen-
vitrifiy inşaat malzemelerinin de bulunduğu sınıfta tescilli olduğunu, davalı tarafından aynı şekil ile pek çok
marka başvurusu yaptığını, sırf bu başvuruların dahi kötüniyet olduğunu, davalının kötü niyetli ve iltibas
teşkil eden marka tescillerinin hükümsüzlüğü istemli olarak Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk
Mahkemesi 2016/218 Esas sayılı dosyası ikame edildiğini, Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk
Mahkemesinin kapatılması nedeni ile dosya Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin
2017/371 esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, müvekkilinin inci ibaresini porselen yemek takımlarında
ve “pearl” ibareli markasını çatal-bıçak takımları bakımdan da senelerdir kullandığını, müvekkiline ait
markalara tali unsurlar ekleyerek sınıf genişlettiklerini, davaya mesnet müvekkili markaları ile 2019/65773
başvuru numaralı markanın aynı sınıfları kapsadığını iddia ederek Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden
inceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 2020-M-8979 numaralı kararının iptaline, 2019/65773 başvuru
numaralı “araca gerçek incilerden” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; 1973 yılından beri Türkiye’de ve Avrupa’da faaliyet gösteren, Türkiye’nin neredeyse her şehrinde yüzlerce
mağazaları, bayileri bulunan, internet ortamında da www.....com, www.krc.com.tr, www....-
home.com uzantılı web sayfaları üzerinden yoğun satışlar yapan, büyük ölçekli ve herkes tarafından
bilinmekte olan, sektöründe öncü grup şirketlerden olduğunu, ağırlıklı olarak mutfak eşyaları sektöründe
faaliyet gösteren müvekkil şirket adına TÜRKPATENT nezdinde tescilli ... uzantılı yüzlerce marka
bulunduğunu, davacının hükümsüzlük talebi bakımından gerekçe olarak gösterdiği "İnci+şekil " ve
"... Porselen İnci+ şekil",Pearl+ şekil ibareli markalarının kullanımına ilişkin olarak herhangi bir delil
dosyada mevcut olmadığını, davacı tarafça 126813 ve 144025 ve 2000 10838 tescil numaralı markaların,
kapsamında bulunan tüm mallar ve hizmetler için hem dava tarihinden önceki beş yıllık süre içerisinde,
hem de müvekkile ait markanın başvuru tarihi olan 10.07.2019 tarihinden önceki beş yıllık süre içerisinde
ciddi biçimde kullanıldığına dair delillerin sunularak kullanılmasını ispat edilmesini talep ettiklerini, benzer
şekilde müvekkili aleyhine "... inci serisi" markasına ilişkin açmış olduğu davanın reddine karar
verildiğini, müvekkili markasının tanınmış olduğunu, TÜRKPATENT nezdinde T/02532 numarasıyla
tanınmış marka olarak kabul edildiğini, müvekkilinin ... uzantılı birçok seri markası olduğunu,
müvekkilinin "... Gerçek İncilerden" ibareli markası, tüm unsurlarıyla bir bütün olarak
değerlendirildiğinde ilgili markaların orta düzeydeki alıcı üzerindeki izlenimlerinin benzer olmadığını, “inci”
kelimesinin ayırt edici gücü de son derece zayıf olduğunu, davacının tekeline bırakılamayacağını, davacının markasında öne çıkan unsurun şekil olduğunu, müvekkilinin inci tozu kullanarak ürettiği ürünler için
“gerçek incilerden” ibaresini kullandığını, gerçek inci kullandığını TÜV Rheinland nezdinde de ispatladığını,
asıl kötü niyetin, aralarında hiçbir benzerlik bulunmamasına rağmen içinde
inci kelimesi geçen her marka tescil başvurusuna itiraz edip dava açmak suretiyle inci kelimesi üzerinde
tek hak sahibi olduğunu iddia eden davacı tarafın kendisinde olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent'den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalı başvuru sahibi 10.07.2019 tarihinde 11, 21 ve 35. Sınıflarda “... gerçek incilerden” ibaresinin
tescili için başvuruda bulunduğu; başvurunun ilana çıkması akabinde davacı muteriz tarafından SMK 6/1, 6/5 ve 6/9 a göre; “2000 10838,
91 0003841 ve 93 005440 sayılı markalara dayanılarak pearl ve inci ibareli markalarla başvurunun iltibas
oluşturduğu, “inci” seri markalarının 1991 yılından beri davacı adına tescilli olduğu, tasarım müracaatının
açıkça kötüniyetli olduğu” iddiaları ile itiraz edildiği, davalı başvuru sahibi 2000 10838, 91 0003841 ve 93 005440 sayılı markalarda TÜM MAL VE HİZMETLERDE
KULLANIM İSPATI TALEP EDEREK markaların benzer olmadığı, davalının “inci” ibaresi üzerinde seri marka
hakkın sahip olduğunu, “inci” ibareli çok sayıda markanın sahibi olduğunu, ... markasının kurumda
tanınmış marka statüsünde olduğunu, ...’nın “Dünya’nın en önemli Tasarım Ödülü”nün sahibi
olduğunu, başvurunun tüm sınıflarda tescili karar verilmesini talep ederek karşı görüş sunulduğu, davacı muteriz tarafından Taraf Delilleri Başlığı altında yer alan deliller Kullanım İspatı Formu ekinde
sunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı markaları benzer görmeyerek itirazın reddine karar verildiği, davacı mutariz aynı gerekçelerle kararın yeniden incelenmesini talep ettiği, davalı başvuru sahibinin de
benzer gerekçelerle karşı görüş sunduğu, İtirazları inceleyen TÜRKPATENT YİDK 2020 -M- 8979 Tarihli kararında kısaca; (…) “Bu çerçevede yapılan
değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar bütünüyle bıraktıkları izlenim
itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmamıştır. Bu
nedenle, markalar arasında ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmayacağı kanaatine varıldığından bu
yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
6769 s. SMK 6/1 maddesi gerekçeli itiraz yerinde bulunmadığından kullanım ispatı talebinin değerlendirilmesine
gerek görülmemiştir. Avrupa Birliği Adalet Divanı Genel Mahkemesi'nin 01/02/2012 tarihli T-291/09 sayılı kararının
90. paragrafında, inceleme konusu işaretlerin aynı olması, kötü niyete ilişkin diğer faktörlerin hiçbirisi mevcut
değilken, tek başına kötü niyetin varlığını ortaya çıkarmaz tespiti yapılmıştır. Bir diğer deyişle, kötü niyetle
başvurusunun yapıldığı iddia edilen işaretle buna karşı öne sürülen itiraz gerekçesi markaların aynı (veya benzer)
olması veya markaların benzer olduğu yönündeki iddia, tek başına başvurunun kötü niyetle yapıldığını ispatlamayacaktır. Kurul belirtilen tespiti paylaşmaktadır ve incelenen başvuruyu oluşturan işaretle itiraz gerekçesi
markaların benzer olduğu iddiasını, tek başına, başvurunun kötü niyetle yapıldığı ispatlayan bir husus olarak kabul
etmemektedir. İtiraz sahibinin, markaların benzer olduğu iddiasının ötesinde kötü niyet hususunu ispatlar nitelikte
herhangi bir kanıt sunmaması dikkate alındığında ve Kurul'da başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönünde kanaat
oluşmadığından kötü niyet gerekçeli itiraz haklı bulunmamıştır.
Son olarak, her marka özgünlük derecesi, tasarımı, tescile konu mallar/hizmetlerin ve bu mal ve hizmetlerin tüketici
grubunun özellikleri, markanın tescil kapsamındaki mal/hizmetler üzerindeki ayırt edici niteliği gibi unsurlar açısından
kendine özgü özellikler taşıdığından ve ancak tüm bu tescil başvurusuna ilişkin unsurların birlikte sonunda
değerlendirilmesi karar oluşturulabildiğinden dilekçede başka marka başvurularına ilişkin verilen kararların işbu
itirazın değerlendirilmesinde dayanak gösterilmesi de haklı bulunmamıştır. Sayılan nedenlerle, işbu itirazın reddi
gerekmiştir.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 29/12/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle:davacının kullanımı ispat edilen 21. Sınıftaki Düz tabak, çukur tabak, çorbalık, kayık taban,
komposto kasesi, çay, kahve, fincan ve tabakları, kap kacak, servis takımları” ile davalının
21.sınıftaki “servis takımları, kap-kacak” mallarının aynı, aynı tür olduğu; yine davalının 35.05
kapsamında 21. sınıftaki “servis takımları, kap-kacak” mallarının satışına ilişkin perakendecilik
hizmeti ile davacının 21.sınıftaki emtiaları arasında birbirlerini tamamlayıcı niteliği ve genellikle aynı yerlerde kullanıcıları sunulmaları nedeniyle benzerlik ve ilişki bulunduğu,
davalı markası ile davacının mesnet markası arasında bütüncül değerlendirmede işaretler
arasında karıştırılma ve benzerlik ihtimalinin bulunmadığı,
davacı markalarının tanınmışlığı ispata yönelik dosya içerisinde delile rastlanılmadığı, bu sebeple
sulandırma için gerekli şartların oluşmadığı, ancak bu hususun nihai anlamda hukuki bir tespitin
varlığını gerektirdiğinden tanınmışlık iddiasının takdirinin mahkemeye ait olduğu, davacı yanın başvurunun kötü niyetle gerçekleştirilmiş bir başvuru olduğu yönündeki hususun
nihai anlamda hukuki bir tespitin varlığını gerektirmekte olduğu; takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir." şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen "halk tarafından karıştırılma ihtimali" konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, "iltibas tehlikesi" görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Markası Davacı Markaları
... Gerçek İncilerden PEARL+şekil
(11, 21, 35. sınıf) ... Porselen İNCİ Düz Tabak+şekil
inci PORSELEN
(11. ve 21. sınıf)
Davalı tarafından davaya cevap dilekçesinde ve marka işlem dosyasındaki karşı görüş formunda
davacının 126813 ve 144025 ve 2000 10838 tescil numaralı markaların, kapsamında bulunan tüm mallar
ve hizmetler için hem dava tarihinden önceki beş yıllık süre içerisinde, hem de dava konusu markanın
başvuru tarihi olan 10.07.2019 tarihinden önceki beş yıllık süre içerisinde ciddi biçimde kullanıldığına dair
kullanım ispatı talebinde bulunulmuştur.
Dava konusu marka başvurusunun tarihi 10.07.2019’dur. Huzurdaki davanın tarihi ise
29.12.2020 olup hükümsüzlük istemi bakımından yapılacak kullanım ispatı değerlendirmesinde ise,
davacının dayanak gösterdiği 126813 (T.T.: 22.07.1991), 144025 (T.T.: 05.10.1993) ve 2000 10838 (T.T.:
21.06.2001) tescil numaralı markaların bu tarihte en az 5 yıldır tescilli olması gerekmektedir. Bu haliye
TÜRKPATENT sitesinden yapılan araştırmada davacı markalarının tescil tarihinin en az beş yıldır tescilli
olduğu anlaşılmıştır.
2013 tarihli “ZOO YORK” kararında olduğu gibi, hangi tarihte, nerede çekildiği belli olmayan
fotoğraflar da kullanımın ispatı için yeterli olmadığı, bu gibi delillerin her zaman için oluşturulmasının mümkün olduğu, az sayıda ve düşük meblağlı faturaların da şüpheyi mucip olduğu; sözgelimi gıda
sektöründe tescilli bir markanın kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğünün istendiği bir davada sadece 2
adet fatura markanın kullanıdığını ispata yeterli görülemeyeceği, bu nedenle, kullanım delili olarak bu
türden zayıf delillerin gösterilmesi durumunda, mahkemenin bu delillerin sağlığını ve güvenilirliğini, ciddi
bir kullanımı gösterip göstermediğinin araştırması gerektiği, bununla birlikte, Yargıtay üzerinde tarih
bulunmayan broşür, katalog gibi delillerin tek başına delil olma vasfını sırf tarih yokluğundan dolayı
kaybetmeyeceklerini, mahkemece broşür veya katalogların nerede bastırıldığı, basımı yapan firmaların
bunları hangi tarihte bastığı gibi hususlarının da araştırılmasını istediği, buna göre marka işlem dosyası ve dava dosyası incelendiğinde, davacının 126813 tescil numaralı
markası yönünden 21. Sınıf, 144025 markası yönünden yine tescilli olduğu tek 21. Sınıf ve 2000
10838 markası yönünden ise 11, 19 ve 21. Sınıf mallarında kullanma ispatı değerlendirmesinde; 21.
Sınıfta yer alan düz tabak, çukur tabak, çorbalık, kayık taban, komposto kasesi, çay, kahve, fincan ve
tabakları (son nice sınıflandırmasında servis takımları, kap-kacak şeklinde yer almaktadır) HARİCİNDE KALAN DİĞER 11.,
19. Ve SINIF 21. SINIFTAKİ DİĞER EMTİALARIN davacı tarafından ciddi ve pazar payı yaratmaya elverişli
kullanımını ispata yarayan başkaca, ciddi kullanımı gösteren yeterli düzeyde delile dayanılmadığı, zira
sunulan delillerin yoğunlukla yemek takımı (yapılan araştırmada 24 kişilik yemek takımlarının yemek takımları Çorba Kasesi,
Yemek Tabağı, Servis Tabağı ve Pasta Tabağından oluştuğu anlaşılmıştır), kahve fincanı takımı satışlarına ilişkin faturaların
olduğu; dolayısıyla davacının markaları kapsamında yer alan diğer malların ciddi etki doğrur
nitelikte kullanıldığını kabule yeterli olmadığı anlaşılmakla “kullanımı ispat edilen 21. Sınıftaki düz tabak,
çukur tabak, çorbalık, kayık taban, komposto kasesi, çay, kahve, fincan ve tabakları” yönünden YİDK
İptali ve Hükümsüzlük talebi yönünden değerlendirilmiştir.
Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; kullanımı ispat edilen davacının 21. Sınıftaki “Düz tabak, çukur tabak, çorbalık, kayık taban,
komposto kasesi, çay, kahve, fincan ve tabakları, kap kacak, servis takımları” ile davalının 21.sınıftaki
“servis takımları, kap-kacak” mallarının aynı, aynı tür olduğu; yine davalının 35.05 kapsamında 21. Sınıftaki
“servis takımları, kap-kacak” mallarının satışına ilişkin perakendecilik hizmeti ile davacının 21. Sınıftaki
emtiaları arasında birbirlerini tamamlayıcı niteliği ve genellikle aynı yerlerde kullanıcıları sunulmaları
nedeniyle benzerlik ve ilişki bulunduğu anlaşılmıştır.
Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; dava konusu davalı markasının düz zemin üzerine siyah renkle yazılı “... gerçek incilerden” ibaresinden oluştuğu, herhangi bir şekil unsuru içermediği, markanın “ka-ra-ca-ger-çek-in-ci-ler” şeklinde telaffuz edileceği, anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacının markalarından 2000/10838 tescil numaralı markasında yer alan istiridye şekli ise bir deniz
canlısı türü olup “inci”nin istiridye kabuklarının içinde oluştuğu göz önüne alındığında istiridye şekil
unsurunun işbu marka görseli yönünden “PEARL” ibaresini niteleyici şekilde yer aldığı; davacının 144025 tescil numaralı markası ise düz beyaz zemin üzerine daha büyük punto ile yazılı “inci”
ibaresi ile hemen altına konumlandırılmış “porselen” ibaresinden oluştuğu, 144025 tescil numaralı
davacı markasındaki asli unsur ise İNCİ ibaresi olduğu, bu markadaki “porselen” sözcüğü, markanın tescil
kapsamındaki malların cinsini temsil ettiğinden markasal ayırt ediciliğe sahip olmadığı, diğer 126813 tescil numaralı markası incelendiğinde ise; markanın en üstünde karakteristik bir yazı
stili ile ... Porselen ibaresinin yer aldığı hemen altında tabak figürü ile tabak figürünün yanında yer alan İNCİ ibaresi ve düz tabak ibaresinin konumlandırıldığı; 126813 tescil numaralı davacı
markası birden fazla unsuru içeren bir karma marka olduğu, davacının iddiaları kapsamında ileri sürülen “inci”
ibaresinin markada son derece küçük puntolarla ve küçük harflerle yer aldığı, söz konusu markadaki asli
unsurun, “... Porselen” ibaresi olduğu, davacı markalarının sırasıyla “PÖRL”, “Kü-tah-ya por-se-len – in-ci ta-bak”, “in-ci por-se-len”
şeklinde telaffuz edilecekleri anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli markalar ile davalının "... Gerçek İncilerden" ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının "... Gerçek İncilerden" markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığı, iltibas tehlikesinin bulunmaması halinde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının uygulama alanı bulmayacağı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/12/2022
¸ ¸
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!