İstinaf Sebepleri Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap ve ikinci cevap dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, çeyrek altınların bozdurularak 2 adet bilezik alındığı ve 2 adet bileziğin de bozdurularak kredi kartı borçlarının ve kadının öğrenim kredisi borçlarının ödendiği ve kadının gönderdiği para ile ortak alınan karar ile sanal para alındığı hususunda yemin teklif etme hakkının hatırlatılmamasının doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C....
Somut olayda kadının kabul edilen ziynet alacağı 29.223TL olup, karar tarihi itibariyle belirlenen miktarın altında kaldığından, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağı davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarına hasren yapılan incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Açıklanan nedenlerle, davacı kadının boşanma davasının reddine, kusur belirlemesine, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talebi ile ziynet alacağı yönünden reddedilen kalemlere yönelik istinaf isteminin kısmen kabulüne, davalı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik istinaf isteminin kısmen kabulüne ve tarafların sair hususlardaki istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile, yeniden esas hakkında karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince "Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının reddine, yine kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi hükmüne karşı, davacı-karşı davalı kadın tarafından "kendi boşanma davasının ve ferilerinin reddi ile ziynet alacağı davasının reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasına yönelik istinaf talebinin bölge adliye mahkemesince bu yöne ilişkin istinaf talebi olmadığı değerlendirmesi yapılarak incelenmediği anlaşılmaktadır....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin kabul edilen davası, kusur tespiti, tazminat taleplerinin reddi, nafakaların miktarı ve ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı; davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur tespiti, tazminat taleplerinin reddi, aleyhine hükmedilen nafakalar ve kadının kabul edilen ziynet alacağı talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı ve davalı-karşı davacı erkeğin kadının kabul edilen ziynet alacağı taleplerine yönelik temyiz dilekçesinin incelemesinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın dava dilekçesinde ziynet alacağı talebinde bulunarak ziynetlerin aynen iadesini, olmadığı takdirde ise ziynetlerin bedeli olarak 20.000 TL'nin yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece verilen ziynetlerin reddine dair ilk kararın temyizi üzerine Dairemizin 27.02.2017 tarihli kararı ile ziynetlerin erkek tarafından bozdurularak harcandığı ve kadının ziynet alacağı davasının kabulü gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur....
davalı-karşı davacı erkeğin ziynet alacağı talebi boşanmanın eki niteliğinde olmayıp peşin karar ve ilam harcına tabi olduğu, bu talep nedeniyle davanın açılması esnasında peşin karar ve ilam harcı alınmadığından bahisle Harçlar Kanunu'nun 30.-32....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak başlangıçta 1.000 TL alacak talebiyle dava açmış, yargılamanın devamı sırasında 18.09.2015 tarihinde alacak miktarını arttırarak 19.791,00 TL olarak davasını ıslah etmiştir....
olduğu anlaşılmakla davalının ziynet alacağı yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dosyaya delil olarak sunulan düğün CD'lerinden bir kısım ziynet ve nakit paranın davacı geline, bir kısım ziynet ve nakit paranın ise davalı damada takıldığının tespit edildiğini belirterek her iki tarafa takılan ziynet eşyaları ile paralar ayrı ayrı gösterilmiştir. Düğün sırasında kadına (geline) takılan ziynet ve paranın kadına ait olduğu kabul edilmekte ise de, erkeğe (damada) takılan ziynet ve nakit paraların da kadına hediye olarak takıldığı ya da kadına bağışlandığı kanıtlanamamış ise bu ziynet ve paranın erkeğe ait olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, erkeğe takılan ziynet ve paraların da davacı kadına takıldığı ya da sonradan bağışlandığının kanıtlanıp, kanıtlanmadığı üzerinde durulmadan, erkeğe takılan ziynet ve paranın da davacı kadına aitmiş gibi hüküm kurulması doğru değildir....