Somut olayda, davalı-davacı kadının 20.336,00 TL tutarındaki ziynet alacağı ve 1.250,00 TL tutarındaki eşya alacağının kabulüne karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince ziynet ve eşya alacağına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, davacı-davalı erkeğin ziynet eşyası alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davacı-davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
(Muhalif) (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesine göre “Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.” Türk Medeni Kanunu prensip olarak kadın erkek eşitliğini kabul etmiş bu nedenle de “eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılacaklarını” hüküm altına almıştır. Öte yandan “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” (TMK. md. 185/3) Türk Medeni Kanunun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Somut olayda ispat yükünün davacı-davalıda olduğuna ilişkin özel bir düzenleme yoktur. Bu nedenle ispat yüküne ilişkin genel kuraldan ayrılmayı gerektirecek bir sebepte bulunmamaktadır. Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir....
Türk Medeni Kanunu prensip olarak kadın erkek eşitliğini kabul etmiş bu nedenle de “eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılacaklarını” hüküm altına almıştır. Öte yandan “Eşler birlikte yaşamak, birbirine ... kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” (TMK. md. 185/3) Türk Medeni Kanunun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Somut olayda ispat yükünün davalıda olduğuna ilişkin özel bir düzenleme yoktur. Bu nedenle ispat yüküne ilişkin genel kuraldan ayrılmayı gerektirecek bir sebepte bulunmamaktadır. Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Davalı ziynet eşyalarının davacının da muvafakati ile müştereken bozdurulduğunu parasının bir kısmının borçların ödenmesinde, bir kısmınında davacının öğretim kredisi borcunun ödenmesinde kullanıldığını kabul etmiştir....
Somut olayda, mahkemece, davalı-davacı erkeğe ziynet ve eşya alacağına yönelik temyizi nedeniyle nispi peşin harcını yatırması için kesin süre verilmiş, buna ilişkin muhtırada aksi halde kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verileceği ihtar edilmiştir. Muhtıra, davalı-davacı erkek vekiline 05.07.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı-davacı erkeğin muhtıra tebliğine rağmen ziynet ve eşya alacağına yönelik nispi peşin harcı yatırmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 434/3. maddesi gereğince davalı-davacı erkeğin ziynet ve eşya alacağına yönelik temyiz talebi hakkında bir ek karar verilmesi, ek karara karşı temyiz süresinin beklenmesi, ek karar temyiz edilmese de davalı-davacı erkeğin kararın diğer yönlerine ilişkin temyiz talebinin incelenmesi için Dairemize gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : 1- Kusur tespiti nafaka ve tazminatlar yönünden yapılan değerlendirme sonucunda; Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olanı boşanma ve ziynet ve kişisel eşyalarının iadesi davasında (TMK m.166/1) davacı taraf; reddedilen 2 adet yarım altın ve 1 adet tam altın ile reddedilen kişisel eşyaların iadesi davası, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden, davalı taraf, kusur tespiti, hükmedilen nafakalar ile manevi tazminat ile ziynetler yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir....
un davada dayanılan 04.01.2001 tarihli eşya senedinde yazılı eşya ve ziynetleri teslim edip, davanın diğer taraflarından ayrı bir evde ikamet etmesine göre temyiz eden davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkilesinin davalı ... ile evlenmesi sırasında davada dayanılan eşya senediyle, senette yazılı bulunan ziynet eşyaları ve diğer eşyaların davacı tarafından davalılara teslim edildiğini, daha sonra taraflar arasında geçimsizlik çıktığını ve davalı eşin davacıya şiddet uygulayarak, ortak konuttan attığını, davacının giysilerini dahi alamadan evden ayrılmak zorunda kaldığını belirterek, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmazsa bedelinin tahsilini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, dava dilekçesinde bildirilen ziynet eşyaları ve paranın aynen iadesi mümkün olmaz ise bedelinin tahsili istemiyle açılmıştır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraflar süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
payı alacağı, değer artış payı alacağı, katılma alacağı, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı ve sair ekonomik talebim ile yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını, davalı tarafa nafaka, ziynet eşyası, kişisel eşya, maddi manevi tazminat ve mal rejiminden kaynaklı katılma alacağı, katkı payı ve değer artış payı alacağına karşılık olmak üzere 300.000,00 TL ödediğini, beyanı ve protokol doğrultusunda boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, mahkemece kadının reddine karar verilen ziynet alacağı toplam miktarı 13.327,00TL ve karar verilmesine yer olmadığına karar verilen eşyaların toplam miktarı ise 20.000 TL’dir. Bölge adliye mahkemesince ziynet alacağına ve eşya alacağına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağına ve eşya alacağı davasına yönelik temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, karar verilmesi gerekmiştir....