WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya iadesi ve alacak ... (...) ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak ve kişisel eşyaların iadesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Aile Mahkemesinden verilen 06.05.2010 gün ve 602/418 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.11.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı bizzat ve vekili Avukat ... ve karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler....

    Davalı-birleşen dosya davacısı kadın istinaf başvuru dilekçesinde özetle; gerekçe de kadına hangi vakıaların kusur olarak yüklendiğinin açıklanmadığı, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin yok sayıldığını belirterek aleyhine hükmedilen tazminatlar, kusur tespiti, reddedilen birleşen boşanma davası ile kabul edilen asıl boşanma davası, reddedilen yoksulluk nafakası ve hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri, ziynet eşyaları yönünden harç tamamlanmak üzere süre verilmediğini ve ziynet eşya alacağı yönünden istinafa başvurduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava ve birleşen dava; evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma ve fer'ilerine ve kişisel eşyanın iadesi talebine ilişkindir....

    Dosya kapsamı itibariyle tarafların 2000 yılında evlenmeleri sırasında davacı eş tarafından 14.11.2000 tarihinde dava konusu edilen ziynet ve çeyiz eşyalarının yer aldığı ziynet eşya listesi düzenlenerek, listenin doğruluğunun muhtar ve azalarca tasdik olunmasından sonra, davalı ve davalının babası ...'ye teslim edilmiştir. Davacı senette belirtilen eşya ve ziynetlerin evden ayrılması sırasında davalı yanın yedinde kaldığını iddia etmekte, davalı taraf ise ziynetlerin davacı tarafından götürüldüğünü ve kendisinin uhdesinde bulunduğunu savunmaktadır. Mehir senedi içeriğine göre, dava konusu edilen çeyiz ve ziynetler davalı eş ve babasına teslim edilmiştir. Taraflar arasında ......

      Türk Medeni Kanunu prensip olarak kadın erkek eşitliğini kabul etmiş bu nedenle de “eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılacaklarını” hüküm altına almıştır. Öte yandan “Eşler birlikte yaşamak, birbirine ... kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” (TMK. md. 185/3) Türk Medeni Kanunun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Somut olayda ispat yükünün davalıda olduğuna ilişkin özel bir düzenleme yoktur. Bu nedenle ispat yüküne ilişkin genel kuraldan ayrılmayı gerektirecek bir sebepte bulunmamaktadır. Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Dava konusu edilen ziynet eşyalarının ailenin ortak giderleri için bozdurulup harcandığı, davalı tarafından beyan edilmiştir....

        Türk Medeni Kanunu prensip olarak kadın erkek eşitliğini kabul etmiş bu nedenle de “eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılacaklarını” hüküm altına almıştır. Öte yandan “Eşler birlikte yaşamak, birbirine ... kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” (TMK. md. 185/3)Türk Medeni Kanunun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Somut olayda ispat yükünün davalıda olduğuna ilişkin özel bir düzenleme yoktur. Bu nedenle ispat yüküne ilişkin genel kuraldan ayrılmayı gerektirecek bir sebepte bulunmamaktadır.Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Dava konusu edilen ziynet eşyalarının bir kısmının ailenin ortak giderleri için bozdurulup harcandığı davalı tarafından kabul edilmiştir....

          Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Ayrıca, çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygularım tatmin etmeye elverişli ve yeterli değildir. Velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında, daha uygun süreli ve yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki kurmak gerekir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken, gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile davalı- karşı davacı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi ve kişisel ilişki süresinin yeterli olmaması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasında reddedilen kısım üzerinden davalı-karşı davacı erkek yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücreti tayin ve takdir edilmemesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

            Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Dava; düğünde takılan ziynet eşyalarının bedelinin tahsili talebine ilişkindir. Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Ne var ki somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda geline ve damada takılan ziynetler eşyaları ayrı ayrı değerlendirilmiş, mahkemece de yalnızca geline takılanlar yönünden tahsil kararı verilmiştir. O halde mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, düğün sırasında geline ve damada takıldığı tespit edilen tüm ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki şekilde davanın kısmen kabulü doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Eşya Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından reddedilen ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davası yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, kadına verilen tazminatlar, ortak çocuk Simay'ın velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi ile iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkeğin "kusur belirlemesine" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; İlk derece mahkemesince yapılan tarafların kusur belirlemesine yönelik tespit taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir....

                Davacı kadın yemin deliline dayanmamış, gösterdiği diğer delillerle de dava konusu ziynet eşyalarının erkek tarafından götürüldüğünü, elinden zorla alındığını ispat edememiştir. Bu durumda mahkemece, davacı kadının ziynet talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 4-Davacı kadın, dava dilekçesinde boşanma talebinin yanı sıra 13.000 TL geri ödemeli kredi alacağı ve 4.000 TL bedelli eşya alacağı talebinde de bulunmuştur. Kadının, harcı yatırılarak açılmış kredi borcu alacağı ve eşya alacağı davaları vardır. Mahkemece, görev hususu da düşünülerek bu taleplerin incelenmesi ve hasıl olacak sonucuna göre bu talepler hakkında da ayrı ayrı karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlar gözetilmeden bu taleplerle ilgili bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

                  Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir....

                    UYAP Entegrasyonu