Aynen iadesi mümkün olmayanların bedelinin ödenmesi yönüne gidileceğinden, hüküm altına alınan ziynet ve çeyiz-ev eşyaların her birinin değerinin hüküm yerinde ayrı ayrı gösterilmesi, hükmün infazı bakımından gerekli ve zorunludur....
Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Hayatın olağan akışına göre olağan olan, ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının, davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, davacı kadının ispatlaması gerekir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet-Çeyiz Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminatlar ve nafakaların miktarı ile reddedilen ziynet ve çeyiz eşyası alacağı yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 10.10.2016 günü duruşmalı temyiz eden davalı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davacı ... vekili Av. Osman Kalınsaz geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Somut olayda, davacı-davalı kadının dava dilekçesinde herhangi bir ziynet ve çeyiz eşyası alacağı talebi bulunmadığı halde 20.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile boşanma, boşanmanın fer'i niteliğindeki talepler ile ziynet ve çeyiz eşyası alacağı talepleri yönünden davasını tamamen ıslah etmiş, mahkemece usulüne uygun bir dava bulunmadığı gerekçesiyle ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. HMK'nun 176 vd. maddelerine göre, taraflardan herbiri davasını tamamen ıslah ederek dava dilekçesinde yer almayan yeni bir talep ekleyebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, ziynet alacağı davasının reddi, tanıkların dinlenmediği ve eksik inceleme yapıldığı yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise katılma yolu ile kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası, reddedilen manevi tazminat talebi ile çeyiz alacağı davasında verilmeyen vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının ve kadının ziynet alacağı ve çeyiz eşya alacağı davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen ilk hükümde erkeğin baskı ve tehditi ile kadının evi terkettiği, erkeğin kadının babasını yaraladığı, bu nedenle erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının boşanma davasının kabulü ile...
Karşı taraftan davacı ve vekili gelmedi. Davalı vekilinin usulüne uygun tebligat yapılmayan davacı vekiline tebligat yaptırmayacaklarını ve incelemenin duruşmalı yapılmasını istememesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, duruşmasız inceleme yapılarak dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; taraflar arasında boşanma davasının derdest olduğunu, davalının davacıya iftira ederek ve şiddet uygulayarak kişisel eşyalarını bile almasına izin vermeden müvekkilini evden kovduğunu, ziynet ve çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürerek, ziynet eşyaları ve altınların aynen iadesi olmadığı takdirde şimdilik 43.800 TL'nin tahsili ile çeyiz eşyalarının bedeli olan 25.150 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet, kişisel ve çeyiz eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelinin iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacıya ait ziynet, kişisel ve çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını, iade edilmediğini belirterek, (ziynetleri ayrıntılı olarak sayarak) aynen iadesine mümkün değilse dava tarihi itibari ile bedelleri olan 52.230 TL'nin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, kayınvalidesinin annene misafirliğe gidelim diyerek kendisini annesine götürdüğünü, eve gelen davalının da kendisini istemediğini söylediğini ve eve geri götürmediğini, ziynetlerinin ve çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere, ziynet ve çeyiz eşyaların aynen iadesine; olmaz ise, bedelinin dava tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2010/270 Esas, 2012/44 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davacının müşterek evi terk ederken, çeyiz eşyasını ve düğünde takılan takıları almadığını belirterek, takı ve çeyiz eşyalarının öncelikle aynen iadesine, aynen iade mümkün değilse bedeli olan 35.000 TL'nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; ziynet eşyası ve çeyiz eşyalarının davacı tarafından müşterek haneden alındığını, davacının evi terk ederken tüm takı ve ev eşyalarını da götürdüğünü belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; ziynet eşyalarına ilişkin talebin reddine, çeyiz eşyalarına ilişkin talebin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ziynet eşyaları ve çeyiz eşyalarının talebine ilişkindir....
Dosya kapsamı ve kocanın tanığı Fetullah Aksoy’un beyanından ziynetlerin kadının bilgi ve onayı dahilinde kuyumcudan emaneten alındığı anlaşılmaktadır. Kadın kişisel eşya ve çeyiz eşyalarına ilişkin istemini ise dosya kapsamındakı bilgi ve belgeler ile ispat edememiştir. Bu durumda, ilk derece mahkemesinin ziynet ve eşya alacağı davasının reddine yönelik kararı usul ve yasaya uygun olup, davalı-k.davacı kadının bu yönlere ilişkin istinaf talebinin de reddi cihetine gidilmiştir. Açıklanan sebeplerle, davalı-k.davacı kadının istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....