"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Eşyalarının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm ziynet eşyalarının iadesine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren 09.02.2018 tarih 2018/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 11.04.2018...
Eşya davası bu anlamda bir istihkak davası olmakla istem dava konusu eşyaların; aynen iadesi, olmadığı takdirde dava tarihindeki bedelinin verilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Dava konusu eşyaların mevcut olduğu tespit edilmiş ise uyuşmazlık mülkiyet hakkına dayandığından olayda zamanaşımı söz konusu olmaz. Dava konusu eşyaların var olduğu tespit edilemez ise, istem tazminata ilişkin olduğundan Türk Borçlar Kanununun 146. maddesinde belirlenen on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Davacı dava dilekçesinde, düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesini olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde, ziynet eşyalarının bozdurulduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının evi planlı olarak terk ettiğini takıların davacıda olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı kadın evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu, zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanıkların beyanı ile ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili isteminden ibarettir. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacı kadın, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından elinden alındığını, erkek eşin annesi adına ev alınması için kullanıldığını belirtip, ziynet eşyalarının aynen, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedellerine karşılık fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL talep etmiştir. Davalı erkek ise verdiği cevap dilekçesinde ziynet eşyalarının davacı kadın tarafından evden ayrılırken götürüldüğünü beyan etmiştir. Davalı erkek tanığı, Haydar Aslan, davalı erkeğin eniştesi olduğunu, ziynetlerin düğünden sonra, düğün borçlarının karşılanması için satıldığını bildiğini beyan etmiştir. Somut olayda davacı kadının rızası ile bozdurulmak ve tekrar iade edilmemek üzere ziynet eşyalarının davalı erkeğe verildiğine dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu durumda ziynetlere yönelik iade koşulları oluşmuştur....
Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kadının isteği ve onayı ile karşı tarafa verildiğinin ispatlanması halinde, erkek eş ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Olağan olan ziynet eşyalarının kadın eşin himayesinde bulunmasıdır. Bunun aksini iddia eden kadın eş iddiasını ispatla mükelleftir. Başka bir anlatımla ziynet eşyalarının karşı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır....
-TL değerindeki ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse bedelinin tarafına iadesine karar verilmesini istemiştir....
Ziynet eşyası alacağıyla ilgili talep (dava) bakımından, temyiz denetimine elverişli nitelikte gerekçeyi içeren bir karar bulunmamaktadır (T.C Anayasası m. 141. HMK m. 297/1-e). Bu nedenle, ziynet eşyalarından bedeline hükmedilenlerin hangi ziynetler olduğu, cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmemesi, yine eşya İadesi davasında kabul edilen eşyaların neler olduğu, nitelikleri, tek tek bedellerinin gösterilmemesi, taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmemesi ve öncelikle aynen iade talep edilmesine rağmen ziynet ve eşya alacağının bedeline hükmedilmesi doğru olmadığından, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
SONUÇ : Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle davalının ziynet alacağına yönelik karar düzeltme isteğinin kabulüne (HUMK md. 440-442) Dairemizin 14.04.2015 gün, 2014/22340 esas - 2015/7438 karar sayılı kısmen onama-kısmen bozma kararının, ziynet alacağının onanmasına ilişkin kısmının kaldırılmasına, hükmün ziynet alacağı yönünden de bozulmasına, davalı erkeğin diğer karar düzeltme isteklerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde karar düzeltme harcının ve temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 27.10.2015 (Salı)...
Ziynet eşyası alacağıyla ilgili talep (dava) bakımından, temyiz denetimine elverişli nitelikte gerekçeyi içeren bir karar bulunmamaktadır (T.C Anayasası m. 141. HMK m. 297/1-c). Bu nedenle, ziynet eşyalarından bedeline hükmedilenlerin hangi ziynetler olduğu, cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmemesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmemesi doğru olmadığı gibi, yine davacı kadın ziynet eşyalarına yönelik aynen iadesi olmaz ise bedelini talep ettiğinden aynen iade talebi hakkında da bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup; bozmayı gerektirmiştir....
Dava; TMK 'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki talepler ile ziynet alacağına ilişkindir. Davacı-davalı erkek tarafından, mahkeme hükmü, sadece ziynet eşyalarının iadesi davası yönünden istinaf edilmiş, boşanma ve ferîlerine ilişkin hükümler kesinleşmiştir....