"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından reddedilen ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 17.03.2016 günü temyiz eden davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalı ... ve vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, davalı erkeğin ziynet eşyalarını geri vermek üzere kendisinden aldığını, ancak iade etmediğini belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde bedelini talep etmiştir....
Somut olayda; dinlenen taraf ve tanık beyanlarından dava konusu ziynet eşyalarının müşterek hanede olduğu, davacı hastanedeyken masrafların karşılanması için iki adet bileziğin evden getirilerek bozdurulduğu, diğerlerinin evde kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı hastaneden ayrıldıktan sonra müşterek haneye gitmemiş olması nedeniyle ziynet eşyalarını alma imkanı da bulunmamaktadır. Davacı taraf bu hususları ispatladığına göre davalıya yemin teklif edilerek davanın sonuçlandırılması doğru değildir. Hal böyle olunca; mahkeme, ziynet eşyalarının kadına ait olduğu ve tarafların evinde kaldığı anlaşılmakla davacıya ait olup da davalıda kaldığı belirlenen ziynet eşyalarının aynen, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise nakden belirlenecek olan bedelinin iadesine karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün değilse bedeli ile 2.500,00 TL paranın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili bila tarihli dilekçe ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL ziynet alacağı talep ettiklerini bildirmiştir. Davacı vekili bila tarihli ıslah dilekçesi ile, ziynet alacağı miktarını 52.343,75 TL'ye yükseltmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ziynet ve diğer taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; davacının ziynet eşyalarının iadesi davasının reddine, karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; ilk derece mahkemesi kararının reddedilen ziynet eşyası yönünden kararın kaldırılması ile davalarının kabulüne karar verilmesi talebiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının ziynet eşyası alacağı talebine ilişkin davalı herhangi bir beyanda bulunmamış olup, davalı ve vekili aşamalardaki beyanlarında ise ziynet eşyası alacağı talebinin reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm dosya kapsamı, tanık beyanları, gelen cevap yazıları birlikte değerlendirildiğinde, ziynet eşyalarının davalıda kaldığı yönünde bir çok beyan ve somut belge olmasına rağmen, ziynet eşyalarının müvekkili tarafından götürüldüğüne ilişkin hiçbir delil bulunmadığını, usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Davanın konusu konusu, ziynet eşyası alacak davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; tarafların boşandıklarını, düğünde takılan ziynet eşyaların ve paranın davalının isteği üzerine daha sora iade edilmek üzere davalıya verildiğini, davalının ziynet eşyalarını bozdurarak bir araç satın aldığını, borçlarını ödediğini, düğünde takılan paraların da davalı tarafından alındığını, davalının abisine vermek üzere çektiği banka kredisi borcunun ziynet eşyaları bozdurularak ödendiğini belirterek, ziynet eşyaları ve paranın iadesine, olmadığı takdirde, ziynet eşyaları ve paranın güncel değerlere uyarlanarak tespit edilecek bedelinden şimdilik 1.000 TL'sinin yasal faiz ile birlikte...
Davacı kadın, şiddet gördüğü için evden ayrılmak zorunda kaldığını, dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş; davalı koca ise, davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneyimlerine göre olağan olanın, ziynet eşyalarının kadının üzerinde olması ya da evde saklanıp muhafaza edilmesidir Ayrıca, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır. Yine kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır....
Somut olayda; her ne kadar mahkemece tarafların düğün anında çektirdikleri fotoğrafta davacının her iki kolunda da sayısı tam tespit edilemeyen birden çok bilezik ve bileklik olduğu, bu şekilde davacıya ait ziynet eşyalarının bulunduğunun anlaşıldığı, tanık ifadelerinde davacıya takı takıldığının tespit edildiği, davacının ziynetlerini davalıya koşulsuz olarak bağışladığına dair herhangi bir belge ibraz edilmediği ve davacıya ait ziynetlerin davalı tarafından kullanıldığı kanaatine varılarak ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de; dosya kapsamında alınan tüm tanık beyanları birarada değerlendirildiğinde davacının ziynet eşyalarına yönelik talebi bakımından tüm ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ispat edemediği, ancak, davalı tanıklarından davalının kardeşi olan ...’ün’’... ziynet eşyalarının bir kısmının bozdurulup araç alındığı,bir kısmının ise davacının kendisinde kaldığı, hatta araç alındıktan baya bir süre sonra seti yine davacının boynunda gördüğü...’...
Davanın reddine karar verilecek yerde kabulüne karar verilmesi hatalı olduğundan, davalının bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin ziynet alacağı davasının kabulüne ilişkin kararının kaldırılması, davacının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere; 1- Davalının ziynet alacağı dışındaki istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalının ziynet alacağına yönelik istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KABULÜNE, infazda karışıklığa sebebiyet vermemek amacıyla, Diyarbakır 1....
Karar yalnızca davacı tarafından ziynet eşyası talebinin reddi yönünden istinaf edilmiş olup, istinaf incelemesi istinaf edenin sıfatına göre istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılacaktır. Davalı tarafın istemi bulunmadığından, istinaf incelemesi ziynet eşyaları yönünden yapılacaktır. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacının ziynet alacağı talebinin kabulü ile, 5.000 TL ziynet alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....