"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : SENDİKA AİDAT ALACAĞI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.04.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler....
Davalı vekili cevabında; taraflar arasında görülen boşanma davasının bekletici mesele yapılmasını, ziynet eşyalarının davacının kullanımında iken çalındığını belirterek, ziynet alacağı davasının ve eşya alacağı davasının reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, ziynet eşyalarının davacı evden ayrılırken üzerinde bulunduğu, bilahare ziynet eşyaların çalındığı, davacının kendi beyanından da anlaşıldığı gerekçeleriyle ziynet eşyalarına yönelik davanın reddine, eşya alacağı davasına konu eşyaların aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 10.750 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarına yönelik alacak istemine ilişkindir....
Mahkemece verilen ilk hüküm Dairemizin Dairemizin 09.09.2014 tarih ve 2014/446 esas ve 2014/16827 karar sayılı ilamı ile ziynet alacağı davasında kabul edilen “Ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi” gerekçesiyle bozulmuş, ziynet alacağına yönelik diğer temyiz itirazları ise incelenmemiştir....
Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada, davacı kadına ait olduğu anlaşılan ziynet eşyalarının bir bölümünün bozdurularak davacı adına kayıtlı aracın satın alındığı tarafların da kabulündedir. Geriye kalan ziynet eşyalarının ise, evliliğin devamı sırasında davalı koca tarafından bozdurularak, düğün giderleri ve ev ihtiyacı için harcandığı taraf tanıklarının beyanları ile sabittir. Ancak, davalı koca, davacı kadının ziynet eşyalarını iade edilmemek üzere verdiğini kanıtlayamamıştır. Bu durumda, davalı koca, düğün giderleri ve ev ihtiyaçları için kullanılan ziynet eşyalarını davacı kadına iade ile mükelleftir....
Davacı vekili dilekçesinde kişisel mal niteliğinde 3 adet mehir bedeli olarak 1 adet olmak üzere toplam 4 adet bileziğin davalıya verildiğini, davalının ziynet eşyalarını iade etmediğini öne sürerek talepte bulunmuştur. Mahkemece ziynet eşyalarının dava tarihindeki değeri esas alınarak iadeye esas bedelin belirlenmesi gerekirken, ziynet eşyalarının verildiği tarihteki değerlerinin esas alınması ve yazılı şekilde aynen, olmadığı takdirde kararda yazılı bedelin davalıdan alınmasına karar verilmesi hatalı olmuştur. .//.. O halde; temyiz edenin sıfatı dikkate alınarak ziynet eşyalarının dava tarihindeki değerleri dikkate alınarak aynen iadesinin mümkün olmaması halinde davalıdan alınacak ziynet bedelinin tespit edilmesi, ondan sonra ziynet eşyaları hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir....
B-) Davacı-Birleşen davalının Ziynet Alacağı Davası Yönünden; Dava; düğünde takılan altınların alındığı iddiasına dayalı tüm takıların iadesine yönelik ziynet alacağı davasına ilişkindir. Kural olarak evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları ve nakit para kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Hayat deneyimlerine göre olağan olan, ziynet eşyalarının kadının üzerinde olması ya da evde saklanıp muhafaza edilmesidir. Ayrıca, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : "DAVANIN KABULÜNE, 1- İHBAR TAZMİNATI ALACAĞI istemine yönelik davanın KABULÜNE, 1.570,53- TL net ihbar tazminatı alacağının 100 TLsinin dava tarihi olan 19/06/2017 tarihinden itibaren, bakiye 1.470,53 TLsinin ıslah tarihi olan 17/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 2- MAAŞ ALACAĞI istemine yönelik davanın KABULÜNE,2.472,47 TL net maaş alacağının dava tarihi olan 01/08/2017 tarihinden itibaren, işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 3- AGİ ALACAĞI istemine yönelik davanın REDDİNE, 4- FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ ALACAĞI istemine yönelik davanın KABULÜNE,3.664,40- TL net hesaplanan fazla çalışma ücreti alacağından takdiren %30 hakkaniyet indirimi yapılarak tespit olunan 2.465,08- TL net fazla çalışma ücreti alacağının tespitine, 100,00- TL sinin dava tarihi...
Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları, kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davacı kadın, ziynet eşyalarını iade edilmesi şartıyla davalı kocasına verdiğini ileri sürmüştür. Bu durumda, kural olarak ispat yükü davacı kadındadır. Ancak, davalı koca cevap dilekçesinde, ziynet eşyalarının davacı kadının rızası ile bozdurulduğunu savunmuştur. Açıklanan bu savunma karşısında ispat yükü yer değiştirmiş olup, ziynet eşyalarının davacı kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere kendisine verildiğini davalı kocanın ispat etmesi gerekir....
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalı tarafından rızası dışında alınarak bozdurulduğunu ileri sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarının davacı tarafından götürüldüğünü iddia etmiştir. Mahkemece, davacının ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde davacıdan rızası dışında alındığı iddiasının ispatlanamadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, ziynet eşyalarının davalı tarafından rızası dışında alınarak bozdurulduğu iddiasını ispat için tanık deliline dayanmıştır. İş bu dosyada ve boşanma dosyasında dinlenen tanıklar davacıya düğünde takılan altınları davalının aldığını beyan etmişlerdir. Davacının dinlettiği tanıkların beyanları somut ve görgüye dayalıdır. Davacıdan aktarılmış değildir. Ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunun davacı tarafça ispatlanmıştır. Bu durumda davada ispat külfeti yer değiştirmiştir. Davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyasının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece 26.01.2016 tarihli kararla davalı-davacı kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiş, davacı- davalı erkek ziynet alacağının kabulü kararını temyiz etmiş, Dairemizin 23.01.2017 tarih, 2016/15910 E., 2017/637 K. sayılı kararıyla tanık Saime’nin beyanları arasındaki çelişki giderilmek üzere karar bozulmuştur. Bozma sonrasında mahkemece tanık Saime, ikinci tanık listesinde yer aldığından beyanlarına itibar edilemeyeceği, kadının ziynet alacağını ispat edemediği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir....