Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, ziynet eşyalarının müvekkilde bulunmadığını, bu nedenle iadesi de mümkün olmadığını, ziynet eşyaları ve altınlar davacı ve ailesince muhafaza edildiğini, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın müvekkilin babasına ait olmakla kredi ile satın alındığını, davacının mesnetsiz iddiasının aksine davacıya ait herhangi bir altın ya da ziynet eşyası kullanılmadığını ve kredi kullanılması sebebiyle buna gerek de olmadığını beyan etmekle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece;"Açılan dava; ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline gelin olurken takılan her biri 22'şer gram 22 ayar 5 adet bilezik ve 1 adet set takımının davalı tarafından evi tamir ettirme bahanesiyle alındığını ve davalının ailesine ait olan evin bakım ve tamirat giderleri için bozdurulup harcandığını belirterek, ziynet eşyalarının aynen iadesi veya bedelini talep etmiş, 03/04/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile de ziynet eşyalarına ilişkin taleplerinin 19.910,00 TL olduğunu belirterek, davayı bu miktar üzerinden ıslah ederek ıslah harcını yatırmıştır. Cevap dilekçesi: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının tüm ziynet eşyalarını giderken yanında götürdüğünü, ziynet eşyalarının evin tadilatı için bozdurulduğu yönündeki iddiasının doğru olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların tartıştıklarını, müvekkilinin de rahatlamak için baba evine gittiğini, ancak davalının müvekkilinin babasını arayarak müvekkilinin küs olarak evi terk ettiğini söylediğini, bunun üzerine müvekkilinin müşterek konuta geri dönmeme kararı aldığını, müvekkilinin ve müşterek çocuğun eşyalarını alması için babası ile birlikte müşterek konuta gidildiğinde davalının annesinin ziynet eşyalarının yerini sorduğunu, müvekkilinin sandıkta bulunan ziynet eşyalarını çıkarttığını, davalının annesinin müvekkilinin elinden ziynet eşyalarını zorla aldığını belirterek dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyaları ve paranın aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL'yi davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi'nin 28.11.2011 tarih 2011/8882 E. 2011/13166 K. sayılı ilamında Mahkeme hükmü öncelikle aynen iadeye aynen iade mümkün olmadığı taktirde 19.464,00 TL ziynet eşyası bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde düzeltilmiştir. Bu nedenle alacaklı düzeltilen ilam doğrultusunda öncelikle ziynet eşyalarının aynen iadesi yönünde takip başlatabilir. Bir başka anlatımla İİK'nun 24/3. maddesi gereği hükmolunan ziynet eşyasının borçlu yedinde bulunması halinde elinden zorla alınmasını ve kendisine ödenen parayı iade etmesi halinde de ziynet eşyasının kendisine teslimini isteyebilir. Aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise, ziynet eşyalarının değeri açıkça 19.464,00 TL olarak belirlenmiş olup, faize de hükmedilmediğinden, karar tarihinden itibaren faiz hesabı ile ulaşacağı miktar ve feri alacaklar hesaplanıp varsa bakiye alacak için takip yapılabilir. 24.04.2012 tarihli takip talepnamesine uygun olarak düzenlenen icra emrinde ......... 2....
Dava dilekçesinde, ziynet eşyalarının bedelinin dava tarihinden işleyecek faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir. Mahkemece, faiz talebi hakkında, olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. 2- Davalı – karşı davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Davacı, ziynet eşyalarının iadesini, davalı tarafça açılmış olan boşanma davasının görüldüğü mahkemede açtığı karşı dava ile talep etmiş, mahkemece 03.04.2013 tarihinde ziynet eşyalarıyla ilgili davanın tefrikine karar verilmesi üzerine, dava 05.07.2013 tarihinde yeni esasına kayıt edilmiştir. Bu aşamadan sonra, davacı tarafından açılmış olan karşı dava, ayrı bir dava olarak görülmeye başlamıştır. Davalı ise, 19.07.2013 tarihinde kişisel eşyalarının iadesi istemiyle karşı davasını açmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı kadın dava dilekçesinde, düğün hediyesi olarak takılan ziynet eşyalarının, davalı tarafından kadından alınarak borçları nedeniyle bozdurulduğu iddiasında bulunmuştur. Davalı ise kadının evden giderken götürdüğünü savunmuştur. Mahkemece kadının ziynet talebi reddedilmiş ise de, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, ziynet eşyalarının kadın tarafından götürüldüğü ispatlanamamıştır. Buna karşın kadının tanıkları Emine Erden, Hüseyin Erden ve Şükrü Bal'ın beyanları ile düğünden sonra altınların davalı tarafından bozdurularak borçları için kullanıldığı tereddüt oluşturmayacak şekilde ispatlanmıştır. Bu nedenle kadının ziynet talebinin kabulü gerekirken reddi doğru görülmemiştir ve dosya kapsamı, tanık beyanları, bilirkişi raporu dikkate alınarak kadına düğünde takıldığı sabit olan ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde bedelinin verilmesine karar vermek gerekmiştir....
Uyuşmazlık, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayları kanıtlaması gerekir. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyalarının taraflar balayına giderken davalı tarafından babasına teslim edildiğini, daha sonra da müvekkiline iade edilmediğini, müvekkiline ait ekli listede bulunan eşyaların ise davalıda kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ziynet ve eşyaların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde güncel bedellerinin faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir....
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, talep olmasına rağmen ziynet eşyaları yönünden bedele hükmedilmeksizin sadece aynen iadeye hükmedilmesi, böylece davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmesi, ayrıca hükümde ziynet eşyalarının iadesine dair "aynen ya da bedelinin iadesi" yönünde açık bir ifade yazılmaksızın, HMK 297 maddesine aykırı ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2) Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....
Mahkemece; ziynet eşyalarının davalıda kaldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 10.000,00 TL'nin 09/04/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile, 11.582,00 TL'nin 09/02/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin davalı kocadan tahsili istemine ilişkindir. 4787 Sayılı Aile Mahkemeleri’nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabındaki üçüncü kısım hariç olmak üzere, TMK’nun 118-395 maddelerinden kaynaklanan bütün davalara Aile Mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin davalı kocadan tahsili istemine ilişkin olup, bu talep kişisel malların iadesi kapsamındadır....