HD' si 13.03.2013 tarih ve 2013/3318- 4289) Bu halde, kural olarak, davacı kadın ziynet eşyalarının varlığını ve evden ayrılırken davalıda kaldığını ispatlamak zorundadır....
Kadın, ziynet alacağı istemine ilişkin davasında 120 gram ağırlığında 9 adet 22 ayar burma bileziğin erkek tarafından alınarak İzmir Karabağlar İlçesi, Yeşilyurt İş Bankası Şubesi'ne kendi namına yatırdığını iddia etmiş, konu ziynet eşyasının aynen, olmadığı taktirde bedelinin faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 30.03.2021 NUMARASI : 2019/184 ESAS, 2021/217 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA-ZİYNET EŞYASI ALACAĞI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1988 yılında evlendiklerini, 3 çocuklarının olduğunu, davalı kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
GEREKÇE : Dava ziynet eşyası iadesi istemine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Davacı taraf dava dilekçesinde 97 gram 24 ayar altın bilezik, 15 adet çeyrek altın, 2 adet cumhuriyet altını ve 14 ayar altın setin aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı taktirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL ziynet bedelinin dava tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bilirkişi raporu doğrultusunda 23/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile alacak miktarını 39.940 TL'ye çıkarmıştır....
"DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 1- FARK ÜCRET ALACAĞI istemine yönelik davanın KABULÜNE, 51.582,73 TL net ücret alacağının tespitine ancak taleple bağlılık ilkesi gereği 5.000,00 TL'sinin dava tarihi olan 10/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlayailişkin hakkın saklı tutulmasına, 2- FARK İKRAMİYE ALACAĞI istemine yönelik davanın KABULUNE, 9.668,84 TL net fark ikramiye alacağının tespitine ancak taleple bağlılık ilkesi gereği 2.000.00 TL'sinin dava tarihi olan 10/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına, 3- YEMEK YARDIMI ALACAĞI istemine yönelik davanın KABULÜNE, 10.021,20- TL net yemek yardımı alacağının tespitine ancak taleple bağlılık ilkesi gereği 1.000.00 TL'sinin dava tarihi olan 10/11/2015 tarihinden itibaren, işleyecek...
Bu katkı, ziynet, miras veya bağış yoluyla elde edilen başka malvarlıklarının kullanılması ile toplu olarak yapılabileceği gibi, çalışan eşin gelirleriyle de yapılması mümkündür. Çalışarak, düzenli ve sürekli gelire(maaş, gündelik, kar payı vs gibi) sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça diğer eşin sahip olduğu malvarlığına yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen tasfiyeye konu mala, eşlerin, hem başka malvarlıkları(ziynet, miras, bağış vs gibi) kullanılarak, hem de çalışma karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle katkıda bulunduklarının ileri sürüldüğü durumlarda; öncelikle, tasfiyeye konu malın edinildiği tarih itibarıyla başka malvarlıklarından elde edilen toplu para ile yapılan katkının, dava konusu malın bedelinin tamamı karşısındaki oranı saptanmalıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2020 NUMARASI : 2019/562 ESAS, 2020/567 KARAR DAVA KONUSU : EŞYA ALACAĞI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında derdest boşanma davası bulunduğunu, evlilik birliği sırasında yaşanan olaylarda ve davacının ortak konuttan ayrılması sırasında tüm ziynet eşyasının kendisinden gizlendiğini, talep edilmediği halde kendisine teslim edilmediğini, ziynet eşyalarını davalıya ait Ziraat Bankası Libadiye Şubesindeki hesapta olduğunu, takıların orada daha güvende olacağını belirterek davacının kasaya koyduğunu, düğünde 4 yarım altın, 2 gr altın, 3 çeyrek altın...
Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür....
Davalı/k.davacının ziynet eşyası alacak davasında verilen karar yönünden istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; davacı/k.davalı kadının talebi TMK.nun 226/1.maddesine dayalı kişisel eşya (ziynet eşyası) alacağı olup, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. (6.Hukuk Dairesi 09.05.2011 tarih ve 2011/1701- 6067, 6. Hukuk Dairesi 06.03.2012 tarih ve 2012/333- 3494, 3....
Ziynet eşyasının idesine yönelik karar yönünden yapılan incelemede; Toplanan delillerden, ziynet eşyasının erkek tarafından alınıp kadına iade edilmediği iddiasının ispatlandığı, kocanın, ziynet eşyasının iadesine ilişkin kadının talebine verdiği cevap nedeniyle ispat yükünün yer değiştirdiği, kocanın iddiasının ise, çelişkili tanık anlatımları nedeniyle ispat edilememiş olduğu anlaşılmakla, ziynet eşyasına yönelik de kocanın istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....