"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakası miktarı, ziynet alacağı talebinin reddedilen kısmı ve vekalet ücretleri yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve vekalet ücretleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadın boşanma davası ile birlikte ziynet alacağı davası açmış, boşanma davası kabul edilmiş, ziynet alacağı davası ise kısmen kabul edilip...
Bu kapsamda kadının dava açarken yatırdığı başvuru harcı hem boşanma davasının hem ziynet eşya davasının başvuru harcıdır. Ancak ziynet eşyaları yönünde nispi peşin harcın HMK.nun 30- 32 maddesine göre alınması gerekir. Mahkemece, kadının ziynet eşya alacağı davası için HMK.nun 30- 32 maddesine göre işlem yapmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş, davacı kadının ziynet eşyaları yönünde HMK.nun 30- 32 maddesine göre nispi peşin harç yatırması için davacıya süre vermek hasıl olacak sonuca göre karar vermek olmalıdır. Gösterilen sebeplerle, davalı erkeğin davacı kadının ziynet eşyası davasının kabulüne yönelik istinaf itirazının usulden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının davacının ziynet eşyası yönünden kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre, davalı erkeğin esasa yönelik istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
GEREKÇE : Asıl dava, TMK 197.maddesi uyarınca açılan tedbir nafakası, karşı dava ve birleşen dava TMK 166/1.maddesi uyarınca açılan boşanma davası olduğu, ayrıca birleşen davada, ziynet ve çeyiz alacağı talebinde bulunulduğu görülmüştür. Dairemizin 2019/1634 E.- 2020/766 K.sayılı ilamı ile, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı yönünden, yetersiz gerekçe ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi nedeniyle yerel mahkeme kararının tamamının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, manevi tazminat ve ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı erkek 05.11.2018 tarihli dilekçesi ile temyiz isteğinden feragat ettiğini bildirdiğinden, feragat sebebiyle temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz dilekçesinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 07.03.2019 (Prş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ziynet eşyası alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, nafakalar, katılma yoluyla ziynet alacağı davasının kabulü yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatların reddi, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü, katılma yoluyla erkeğin davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Taraflarca temyize konu edilen ziynet alacağı tutarları karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığından, taraflarca temyiz isteminde bulunulan bölge adliye mahkemesi kararı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun madde 362/1-a bendine göre kesin niteliktedir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, tüketim ödüncü sözleşmesine (TBK md. 386- 392) dayalı olmayıp, ziynet eşyası alacağı isteğine ilişkindir. 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5133 sayılı Kanunla değişik 4.maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere Aile Hukuku'ndan (TMK'nun m.118- 395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesi'nde bakılacağını hükme bağlamıştır. Yukarıda açıklandığı gibi; uyuşmazlık ziynet eşyası alacağı niteliğinde olup; görevli mahkeme aile mahkemesidir. Durum böyle iken mahkemece tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bildirdikleri tüm deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olmuştur. Açıklanan nedenle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
ve eşya alacağı davasının ise reddine karar verilmiş, hükmün her iki tarafça temyiz edilmesi üzerine; Dairemizce erkeğin ziynet alacağı yönünden temyizi kabul edilerek, hüküm bu yönden bozulmuş, sair yönlerden onanmıştır....
Somut olayda 23.107,00-TL ziynet alacağı talebinin 1.850,00-TL olan kısmı kabul edilmiş olup bölge adliye mahkemesince ziynet alacağı davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı kadının sair yönlerden temyiz itirazlarına hasren yapılan incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Davalı vekili 16.2.2007 günlü cevap dilekçesinde; belirtilen ziynet eşyalarının davacı tarafından evden ayrılmadan önce yanında götürdüğünü, kalan hiçbir ziynet eşyasının olmadığını, bu nedenle ziynet eşyalarına ilişkin davanın esastan reddine, dava dilekçesinde şahsi eşyaları ile ev ve ziynet eşyaları olarak nitelendirilen eşyaların vekil edeninin evinde olduğunu, istendiği zaman vekil edeninin bu eşyaları iadeye hazır bulunduğunu, aracın evlilik tarihinden önce alındığını, bu nedenle davacının bir katkısının bulunmadığını açıklayarak araca ilişkin davanın da reddine karar verilmesini savunmuştur....