Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ödenmeyen maaş aalcağı, ücret alacağı, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatil ücreti, fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, bozmaya uyarak isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 04.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bu bağlamda kadın; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür. Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, erkek tarafından kanıtlanması halinde, erkek ziynet eşyalarını iadesinden kurtulur....

    K A R A R - Davacı vekili, davalı müflisten olan aalcağı nedeni ile daha önce dava açtığı o davada hüküm altına alınan miktar dışında bilirkişi raporu ile tespit edilen toplam 49.780,00 TL alacaklarının daha olduğunu, bu alacak miktarı için yapılan kayıt kabul başvurusunun iflas idaresi tarafından reddedildiğini ileri sürerek, bilirkişi raporu ile tespit edilen miktarın kayıt ve kabulüne mümkün olmadığı takdirde davalı müflis ile yapılan ancak uyulmadığı için geçerliliğini yitiren protokol hükümleri uyarınca bakiye 22.604,43 TL alacağın kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya raporuna göre davacının daha önce açılan davada alınan bilirkişi raporu ile davalıdan toplam 49.780,00 TL alacağının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....

      Davalı vekili cevabında; taraflar arasında görülen boşanma davasının bekletici mesele yapılmasını, ziynet eşyalarının davacının kullanımında iken çalındığını belirterek, ziynet alacağı davasının ve eşya alacağı davasının reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, ziynet eşyalarının davacı evden ayrılırken üzerinde bulunduğu, bilahare ziynet eşyaların çalındığı, davacının kendi beyanından da anlaşıldığı gerekçeleriyle ziynet eşyalarına yönelik davanın reddine, eşya alacağı davasına konu eşyaların aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 10.750 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarına yönelik alacak istemine ilişkindir....

        Mahkemece verilen ilk hüküm Dairemizin Dairemizin 09.09.2014 tarih ve 2014/446 esas ve 2014/16827 karar sayılı ilamı ile ziynet alacağı davasında kabul edilen “Ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi” gerekçesiyle bozulmuş, ziynet alacağına yönelik diğer temyiz itirazları ise incelenmemiştir....

          Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada, davacı kadına ait olduğu anlaşılan ziynet eşyalarının bir bölümünün bozdurularak davacı adına kayıtlı aracın satın alındığı tarafların da kabulündedir. Geriye kalan ziynet eşyalarının ise, evliliğin devamı sırasında davalı koca tarafından bozdurularak, düğün giderleri ve ev ihtiyacı için harcandığı taraf tanıklarının beyanları ile sabittir. Ancak, davalı koca, davacı kadının ziynet eşyalarını iade edilmemek üzere verdiğini kanıtlayamamıştır. Bu durumda, davalı koca, düğün giderleri ve ev ihtiyaçları için kullanılan ziynet eşyalarını davacı kadına iade ile mükelleftir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece 26.01.2016 tarihli kararla davalı-davacı kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiş, davacı- davalı erkek ziynet alacağının kabulü kararını temyiz etmiş, Dairemizin 23.01.2017 tarih, 2016/15910 E., 2017/637 K. sayılı kararıyla tanık Saime’nin beyanları arasındaki çelişki giderilmek üzere karar bozulmuştur. Bozma sonrasında mahkemece tanık Saime, ikinci tanık listesinde yer aldığından beyanlarına itibar edilemeyeceği, kadının ziynet alacağını ispat edemediği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir....

              Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları, kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davacı kadın, ziynet eşyalarını iade edilmesi şartıyla davalı kocasına verdiğini ileri sürmüştür. Bu durumda, kural olarak ispat yükü davacı kadındadır. Ancak, davalı koca cevap dilekçesinde, ziynet eşyalarının davacı kadının rızası ile bozdurulduğunu savunmuştur. Açıklanan bu savunma karşısında ispat yükü yer değiştirmiş olup, ziynet eşyalarının davacı kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere kendisine verildiğini davalı kocanın ispat etmesi gerekir....

                Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalı tarafından rızası dışında alınarak bozdurulduğunu ileri sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarının davacı tarafından götürüldüğünü iddia etmiştir. Mahkemece, davacının ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde davacıdan rızası dışında alındığı iddiasının ispatlanamadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, ziynet eşyalarının davalı tarafından rızası dışında alınarak bozdurulduğu iddiasını ispat için tanık deliline dayanmıştır. İş bu dosyada ve boşanma dosyasında dinlenen tanıklar davacıya düğünde takılan altınları davalının aldığını beyan etmişlerdir. Davacının dinlettiği tanıkların beyanları somut ve görgüye dayalıdır. Davacıdan aktarılmış değildir. Ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunun davacı tarafça ispatlanmıştır. Bu durumda davada ispat külfeti yer değiştirmiştir. Davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyasının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür....

                  Açıklanan nedenle davalı-karşı davacı erkeğin ziynet alacağına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır. Davalı-karşı davacı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz talebi karar tarihindeki kesinlik sınırını aşmadığından, davacı-karşı davalı kadının katılma yoluyla temyiz hakkı bulunmamaktadır. Bu sebeple davacı-karşı davalı kadının münhasıran ziynet alacağı davasına yönelik katılma yolu ile temyiz itirazının reddine karar vermek gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu