Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Talep eden vekili tarafından, 25.04.2013 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti ve resmen tasfiyesi istenmesi üzerine talebin kabulüne dair verilen 05.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi Finansbank vekili ve mirasçılar ... vd. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Miras bırakan 07.01.2013 tarihinde evli ve çocuklu olarak vefat etmiş, eşi ve en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından miras reddedilmiş, mahkemece miras bırakanın alacaklısı ... vekilinin talebi üzerine sulh mahkemesince terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine (TMK. md. 612 ve İc. İf. K. md. 180) karar verilmiş tasfiye memuru da görevlendirilmiştir. Bu hükmü, mirasçılar ve Finansbank vekili temyiz etmiştir....

    Çınar Asliye Hukuk Mahkemesi, davalı taşınmazın tapusuz taşınmaz olduğu, davacının talebinin dava konusu taşınmaz üzerindeki fiili hakimiyetine yöneltilen ihlalin mahkeme kararı ile ortadan kaldırılması talebini taşıyan zilyetliğin korunması mahiyetindeki zilyetlik davası olduğu ve HUMK 'nun 8/3 maddesi hükmüne göre taşınmaz malın zilyetliğinin korunması ile ilgili davanın Sulh Hukuk mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Çınar Sulh Hukuk Mahkemesi ise, Asliye Hukuk Mahkemesinin dava konusu taşınmazın keşfini yaparak, mahalli bilirkişi ve tanık dinlenerek taşınmazın değerinin görev sınırının altında kaldığı kanaatine varırsa görevsizlik kararı vermesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Dava, davacıların eklemeli zilyetlik yoluyla maliki oldukları tapusuz taşınmaza davalı tarafından yapılan müdahalenin men'i istemine ilişkindir....

      Bu nedenle uyuşmazlığın TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. HUMK.nun 8/II-3 maddesi uyarınca, taşınır ve taşınmaz malların üzerinde sürdürülen zilyetliğin korunmasına ilişkin davalarda değere bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Bu nedenlerle mahkemece uyuşmazlık hakkında iddia ve savunma çercevesinde bir karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının Zonguldak Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 28.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 vd. maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Dava konusu taşınmaz, dava tarihi itibarıyla davada taraf sıfatını almayan Büyükşehir Belediyesi adına tapuya kayıtlı olup, 26/09/2011 tarihinde Beykoz Belediyesine trampa yolu ile devredilmiş, sonrasında değişik hisselerle hem belediye hem de üçüncü kişiler adına tescil edilmiş, yine 04/05/2021 tarihinde 22/a uygulamasına tabi tutulmuştur. TMK.nun 981 ila 987. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğine müdahalenin önlenmesini isteyebilir....

        Davacının zilyetliğe dayanarak böyle bir taşınmazda tescil davası açması veya Orman İdaresi aleyhine zilyetliğin korunması biçiminde dava açması düşünülemez. Ancak, Orman İdaresi dışında diğer mütecavizlere karşı zilyetlik hukukundan kaynaklanan zilyetliğin korunması veya temelinde zilyetlik olmakla birlikte özel hukuk hükümlerine tabi olarak açılan davalarda bu kuralın uygulanmasına yer bulunmamaktadır. Orman İdaresinin taraf olmadığı, herhangi bir iddiasının da bulunmadığı orman sayılan yerler üzerinde taraflar arasındaki zilyetlikten kaynaklanan ihtilafların incelenmesine engel teşkil edecek herhangi bir hukuki düzenleme bulunmamaktadır. Aksi görüşün kabulü halinde sonraki mütecavizin önceki zilyede karşı himayesi yolu benimsenmiş olur ki, böyle bir uygulama ve kabul tapusuz taşınmazlar bakımından üzerinde sürdürülen zilyetlik hukuki müessesesiyle sağlanmak istenen huzur ve güven ortamının tahammül edilemez derecede bozulmasına yol açar....

          Bu kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımında da görevlidir. " HMK 4/1c bendinde " Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaların " sulh hukuk mahkemesi görevine girdiği düzenlenmiştir. Davacı, dava dilekçesinde miras ilişkisine ( mirasçılık hakkında ) dayanmaktadır. Keşif tutanağı ve 28.03.2019 tarihli celse tutanağı incelendiğinde davalının da aynen davacı gibi tapu maliki Ali Sağır mirasçısı olduğunu iddia etmesi nedeniyle somut olay salt zilyetliğin korunması olarak değerlendirilemez. Taraflar mirasçılık hakkına dayandıklarından somut olayda TMK 4/1c bendinin uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır. Sonuç olarak, yapılan açıklamalar ve yasal düzenleme karşısında davaya bakmakla görevli mahkemenin İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dair karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM :Açıklanan Nedenlerle; 1- İskenderun 3....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, TMK'nın 981 vd. maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk TMK'nın 981ve 984 üncü maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, bozma sonrası bilirkişi heyetince düzenlenen raporda bozmada belirtilen hususların irdelenerek değerlendirilmiş olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

            TMK.nun 981, 982, 983 ve 984. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kimsenin zilyetliğini korumak üzere kurulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. Somut olayda davacı yukarıda açıklandığı üzere kira ilişkisine dayandığından davanın TMK.nun 981 ve devamı maddelerine dayanan zilyetliğin korunması olarak kabulü yerinde değildir. Mahkemece davacının Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011 / 705 - 1654 Esas ve Karar sayılı ilamında belirlenen alt kiracılık ilişkisi göz önünde tutularak toplanan delillere göre işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Kabule göre de, TMK.nun 981 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan davalarda, dava konusu taşınmazın değerine bakılmaksızın HUMK.nun 8/II-3. bendine göre Sulh Mahkemeleri görevli bulunduğu dikkate alınmadan davanın görev yönünden reddine karar vermekte doğru değildir....

              Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir....

              Bu durumda, dava, TMK.nun 981 ve devamı maddelerine dayalı bulunan zilyetliğin korunmasına ilişkin değildir. Hal böyle olunca; temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yüksek Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu