Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 09.02.2012 günlü kararı ile 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalan ve Tüketici Mahkemelerince verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne verilmiştir. SONUÇ: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'dan kaynaklanması ve Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun anılan kararına göre dosyanın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 28.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Toplumun ve tüm insanlığın ortak mirası olan taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını gerçek kişiler veya özel hukuk tüzel kişileri ellerinde bulundursalar dahi, söz konusu varlıkların belirtilen özellikleri nedeniyle sahiplerinin bu eserler üzerinde ki hakları, bu varlıkların tanımı, tanıtılması, onarımı, saklanması, değerlendirilmesi ve korunması amacıyla diğer şeyler üzerindeki mülkiyet hakkına göre yasa koyucu tarafından sınırlandırılmıştır. Buna göre korunması gerekli taşınır kültür varlıklarının sahiplerinin bu eserlerin korunması noktasında kamusal yükümlülüklerini yerine getirdiği takdirde kendilerine tanınan hakları yine belirli kurallar çerçevesinde kullanılabilecekleri açıktır....

      09/06/2006 tarih 366 nolu karar ile sehven yazılmış olan "tescilinin devamına ve koruma grubunun II olarak belirlenmesine” ilişkin ibarenin ve bu kararı dayanak alan 15/01/2013 tarih 1973 nolu karardaki “tescilinin devamına” ifadesinin “ 03/09/1985 tarih 1336 nolu kararının geçerli olduğuna” şeklinde düzeltilmesine, 04/08/1986 tarih 10988 sayılı projesine uygun hale getirilerek hazırlanacak belgelerin kurula iletilmesine, söz konusu taşınmaz kentsel sit alanında ve tescilli yapı komşuluğında yer aldığından ilke kararı gereğince her türlü inşai ve fiziki uygulama öncesi kuruldan görüş alınması gerektiğine karar verilen 335 ada 31 parsel nolu taşınmaza ilişkin korunması gerekli kültür varlığı olarak tesciline ilişkin hususun 14/10/2014 tarih, 2685 nihai karar ile kaldırılmış olduğu anlaşılmakla, Dava konusu taşınmazın korunması gerekli kültür varlığı olarak tescili kaldırılmış ise de; kentsel sit alanı içerisinde ve korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli taşınmaz komşuluğunda...

        Asliye hukuk ve asliye ceza mahkemelerinden hangilerinin ihtisas mahkemesi olarak görevlendirileceği ve bu mahkemelerin yargı çevresini, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu belirler." şeklindeki düzenleme nedeniyle, İhtisas Mahkemeleri ile ilgili Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 24.03.2005 gün ve 188 sayılı kararıyla, "..... 5- Fikri Ve Sınai Haklar Ceza Mahkemeleri Konusunda; I- İstanbul, Ankara ve İzmir'de kurulup faaliyete geçirilen fikri ve sınai haklar ceza mahkemelerinin, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması, 555 sayılı Coğrafi işaretlerin Korunması, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamelerinden kaynaklanan ceza davaları için ihtisas mahkemeleri olarak belirlenmesine ve yargı çevrelerinin de kuruldukları yer mülki hudutları olarak tespit edilmesine, II- Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi kurulmayan yerlerde,...

          Tüketici Mahkemesince ise 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun geçici 1/1.maddesinde yer alan “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder” hükmü karşısında davanın açılış tarihi itibariyle, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....

            Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medenî Kanununun 352 ve devamı maddeleri uyarınca annesi ölen küçüğün mallarının korunması istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk (Aile mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, "Mallarının korunması istenen küçük velayet altında bulunmadığından, küçüğe vasi atanması gerektiği ve sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu" gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise, " ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 08.03.2016 tarih ve 2015/113 E.- 2016/23 Karar sayılı ilâmı ile küçüğün velayetinin babası ...'e verildiği, çocuk mallarının korunması hususunda aile mahkemesinin görevli olduğu" gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, mallarının korunması istenen çocuk ...'nın annesi ...'...

              Dava konusu 24 ve 25 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesinde “Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır” şerhi bulunduğuna göre, dava konusu taşınmazlar üzerinde kal'ine ve eski hale getirilmesine karar verilen bina ve yapıların son durumlarına ilişkin ilgili kurumlardan bilgi alınarak, mahallinde fen ve arkeolog bilirkişiler ile tekrar keşif yapılarak rapor alınmak suretiyle, kal'e konu olan bina ve yapıların korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olup olmadığının belirlenmesi gereklidir. Müdahaleli durumda olan bina ve yapıların korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olmaması durumunda mahkemece kal kararı verilebileceği, korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olması durumunda ise kal kararı verilemeyeceği değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre de, vekalet ücretinin kal ve müdahalenin men'i talepleri yönünden kabul-red oranlarına göre ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir....

                İddia şekline göre; davacının konut olan bu yeri oturmak amacıyla satın aldığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 3/c maddesi ile “konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alınmıştır. Aynı yasanın 23. maddesi uyarınca tüketicinin korunması hakkındaki yasa uygulamasından kaynaklanan bu tür uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekir. Açıklanan bu durum karşısında, mahkemece ayrı bir tüketici mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, yok ise davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi yerine Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  Sulh Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın kooperatife ait daire teslimine yönelik teminat amacı ile verilen bononun iptalini içerdiği ve 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasında konut satışı söz konusu olmadığı ve bu nedenle uyuşmazlığın 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bulunmadığı,gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, taraflar arasında konut satışı söz konusu olmadığı, davalılara kura sonucu düşen Kooperatif dairesinin beğenilmemesi üzerine, başka bir daire ile değiştirilmesi için verilen teninat bonosunun iptaline ilşkin olduğu ve 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bulunmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın genel hükümlere ve dava değerine göre Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

                    "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi ( Tüketici Mahkemesi Sıfatı ile) Taraflar arasındaki Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 13. maddesi gereğince işlem yapılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalıdan satın aldığı cihazda arıza çıkması üzerine arızanın giderilmesi için müvekkilince davalı şirkete başvurulmuş ise de, arızanın garanti kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle istemlerinin yerine getirilmediğini belirterek, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 13. maddesi uyarınca arızanın ücretsiz olarak giderilmesini, tamiri mümkün olmazsa cihaz bedelinin ödeme gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu