Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haksız fiilin gerçekleştiği tarihte de uzun süreli kiralamanın devam ettiği ve zilliyetliğin davalı şirkette olmadığı, bu haliyle işleten sıfatının bulunmadığı görülmüştür. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; dosyaya sunulan delil ve belgelerin kapsamı, sözleşme içeriği, vergi dairesi kayıtları, faturalar, ödeme belgeleri ve sair dikkate alındığında verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin tüm istinaf itirazlarının HMK'nun 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Aracın mislinin üretilmemesi nedeni ile müvekkili tarafından araç değerinin icra dosyasına ödendiği, 34 XX 344 plakalı aracın 08.01.2016 tarihinde fiili olarak teslim edildiği, aracın müvekkili adına tescil işlemleri gerçekleşmeden ilam hükmünün yerine getirilmiş olmayacağını, sicile kayıtlı taşınırlarda tescil işleminin de devir kapsamında kaldığını, zilliyetliğin devrinin tek başına mülkiyetin devri anlamına gelmeyeceğinden aracın mülkiyetinin müvekkili şirkete geçmediğini, ilam hükmünün infazı için icra müdürlüğünün aracın hukuken devrini sağlaması gerektiğini, dava konusu aracın her türlü takyidattan ari şekilde teslim edilmediğini, haczin teslim işleminden önce veya sonra olması arasında fark olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE; Uyuşmazlık, memur muamelesini şikayete ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava dilekçesinde ... ili, ... ilçesi, ... köyünde yapılan tapulama sonunda kendisine ait ve zilliyet ve tasarrufu altında olan bu tasarrufu ve zilliyeti kendini bildiği günden bu yana devam ettiğini, bu zilliyetliğin tasarufu 50 yıla aşkın kendisinde olduğunu, dedelerinden kendisine kaldığını, 2011/ 47 E. sayılı dosyasında Hazine yerine ormana dava açtığı için davasının reddedildiğini, fen bilirkişi raporu uyarınca ... köyü 150 ada 48 ve 150 ada 49 sayılı parsellerin adına tescilini yapılması gerektiğini, Hazine adına kaydedilen bu taşınmazların iptaline ve kendi adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne, dava...

      Eşlik olduğu, muris ... vefat ettikten sonra zilliyetliğin 40 yılı aşkın süredir ... mirasçıları tarafından nizasız-fasılasız devam ettirildiği, davacının dava konusu taşınmazlarda bu zamana kadar herhangi bir zilliyetlik ve tasarrufunun bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş ise de; dava konusu taşınmazların 102 ada 23 ve 104 ada 7, 8, 9 parsel sayılı kadastro parsellerinden imar uygulaması sonucu oluştuğu göz ardı edilmiş, kök parsellerin kadastro tespit tutanak ve dayanakları dosyasına getirtilmemiş; davacıya kendisinin kimden intikalen gelen hakka dayandığı sorulmamış, dava konusu edilen 104 ada 302 parsel sayılı taşınmazın gerçekte mevcut olup olmadığı belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz....

        Asliye Ticaret Mahkemesi, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı alacak davasının 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/c maddesi hükmü uyarınca Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılacağı gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir. ... 3....

          Tüm anlatımlardan 4077 Sayılı Yasa ile bir mal ve hizmeti özel amaçlarla satın alarak onu günlük yaşamda tüketen kişinin (tüketicinin) korunması amaçlanmıştır. Tüketici 4077 Sayılı Yasa’dan yararlanmak için başvurduğunda uyuşmazlık tüketici mahkemesinde çözümlenecektir. Somut olayda; telefon aboneliğinin ticari faaliyette kullanılmak için kurumsal abonelik olarak yapıldığı ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkkındaki Kanun kapsamı dışında bulunduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 23.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Tüm anlatımlardan 4077 Sayılı Yasa ile bir mal ve hizmeti özel amaçlarla satın alarak onu günlük yaşamda tüketen kişinin (tüketicinin) korunması amaçlanmıştır. Tüketici 4077 Sayılı Yasa’dan yararlanmak için başvurduğunda uyuşmazlık tüketici mahkemesinde çözümlenecektir. Somut olayda, davacının televizyonu tüketici olarak satın aldığı, uyuşmazlığın; kutusundan çıkarılırken kırık olduğu iddiasıyla ayıplı malın değiştirilmesi veya parasının iadesi istemi olduğu anlaşıldığından, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 6.Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Her ne kadar, davacı taraf zilyetliğe dayalı olarak müdahalenin men'i ve kal' davası açmışsa da; taraflar arasındaki ihtilafın mülkiyet esaslı bir ihtilaf olduğu, sırf zilyetliğin korunması amaçlı olarak bu davanın açılmadığı, davanın mülkiyetin tespiti ve korunması istemini de içerdiği anlaşılmaktadır. Buna göre, nitelenen dava bakımından 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesine göre mal varlığına dayalı bu davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04/12/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Fiili ve hukuki zilyetliğin tespiti ve korunması Dava, davacının ....kişiden kiraladığı taşınmaz ve teçhizata davalıların fiili ve hukuki mudahalesinin önlenmesi ve davacının fiili ve hukuki zilyetliğinin tespit ve korunması istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın bu hali ile temyiz inceleme görevi dairemize ait olmayıp, ... .... ... Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın incelenmek üzere ... ....... Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 29.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Devletin imkanları gözönünde tutularak, örnek durumda olan ve ait olduğu devrin özelliklerini yansıtan yeteri kadar eser, korunması gerekli kültür varlığı olarak belirlenir. Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili yapılan tespitler koruma bölge kurulu kararı ile tescil olunur..." hükmüne yer verilmiştir. Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının Yapı Esasları ve Denetimine Dair Yönetmelik'in "Yok olan tescilli taşınmaz kültür varlığı yapılar" başlıklı 12. maddesinde, "Tescilli taşınmaz kültür varlıklarının herhangi bir şekilde yok olmaları halinde, bulunabilen yapının kalıntıları, daha önce hazırlanmış rölöve, restitüsyon, restorasyon projesi, her türlü arşiv belgesi, diğer yazılı, görsel ve sözlü bilgiler gibi kaynaklardan yararlanarak kendi parsellerinde, daha önce bulunduğu oturum alanında, belgelerin elverdiği oranda kitle, yükseklik ve özgün mimari özelliklerinde yeniden yapılır....

                    UYAP Entegrasyonu