Zamanaşımı süresinin dolmasından sonra alacaklıya karşı bir borç ikrarında bulunan borçlunun da bu borç ikrarına dayanılarak açılan davada zamanaşımı itirazını ileri sürmesi çelişkili davranış yasağını oluşturur ve T.M.K. md. 2. ye de aykırıdır ve hukuken korunamaz ( HGK. 23.02.2000 gün ve 2000/15- 71 E, 2000/116 K karar) İddia, savunma, SGK kayıtları, gelen müzekkere cevapları, davalı işveren kayıtları, ödeme belgeleri, itirazi kayıt dilekçeleri, İcra takip dosyası içeriği, Mahkememizin 2016/616 Esas sayılı dosya içeriği, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı Belediye'ye ait işyerinde çalışırken iş akdinin emeklilik nedeniyle sona erdiği, ancak bir kısım işçilik alacaklarının geç ve kısım kısım ödendiği, davacının uyuşmazlık konusu işçilik alacaklarının ödenmesi hususunda işverene sunduğu dilekçelerinde yapılacak ödemelerin öncelikle işlemiş faiz ve masraflara ilişkin olarak kabul edileceği yönünde itirazi kaydını bildirdiği...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/1736 KARAR NO : 2021/44 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : A HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/01/2019 (Dava), 06/03/2019 (Karar) NUMARASI : 2019/9 ESAS, 2019/51 KARAR DAVA KONUSU : ZAMANAŞIMI NEDENİYLE İCRANIN KARAR : Iğdır İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/9 Esas, 2019/51 Karar sayılı dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK'nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....
Maddesi) uyarınca öngörülen ZAMANAŞIMI SÜRESİ, FİİL VE FAİLİN ÖĞRENİLMESİNDEN İTİBAREN BİR YIL VE HER HÜLUKARDA FİİLİN VUKUUNDAN İTİBAREN 10 YILDIR. Olay 2008 yılında gerçekleşmiştir. Davacı, ilk davasını 2010/238 esas sayılı dosyadan açmıştır. 06.06.2012 havale tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiştir. Müvekkil hakkında açtığı 2012/131 esas sayılı dosya ile yukarıdaki dosya birleştirilmiştir. 2010/238 esas sayılı dosyadan alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, fazlaya ilişkin talepleri için 2014/78 esas sayılı dosyasından 52 115,27 TL dava açmıştır. Bu nedenle, bir yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan davanın ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİ GEREKMEKTEDİR. Öte yandan, haksız fiil 2008 yılında gerçekleşmiştir. Dolayısıyla uzamış zamanaşımı süresi olan 10 YILLIK ZAMANAŞIMI SÜRESİ DE DOLMUŞTUR. Konuya ilişkin yargıtay 4....
Davalı bono bedellerini itirazi kayıt koymadan tahsil ederek iade ettiğine göre artık ayrıca, faiz, kur farkı ve ferilerini talep edemez. Diğer yandan taraflar arasında borcun geç ödenmesi halinde vade farkı uygulanacağına yönelik yazılı bir sözleşme ya da teamül olduğu da kanıtlanamamıştır. Bu durumda davacı yanca açılan davanın kabulü gerekirken, delil takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir....
Davalı vekili, zamanaşımı itirazı ile davacının düzenlediği faturalara 5510 Sayılı Kanun'dan doğan indirim kalemini yazarak müvekkili şirketi indirimden bizzat davacının kendisinin yararlandırdığını ve faturalarda hiçbir itirazi kaydın da bulunmadığını, davacıya sözleşmeden kaynaklı herhangi bir borcun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili şirkete davalı banka yönetim kurulunun 30.04.1998 tarihli kararı ile yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırım için banka kaynaklı döviz yatırım kredisi ve işletme kredisi tahsis edildiğini, yatırım kredisinin tamamının birimler halinde kullandırıldığını, işletme kredisinin ise kullandırılmadığını, kullanılan kredinin bir kısmının geri ödendiğini, bu arada borçların yeniden yapılandırması hakkındaki kanun çıktığından müvekkilinin davalı bankaya başvurduğunu, borcun 31.07.2007 tarihi itibariyle 3.285.583,78 USD olarak saptandığını, ancak bankanın 29.08.2007 tarihli yazı ile talebin uygun görülmediğini bildirdiğini, müvekkilinin 03.09.2007 tarihinde 4.252.686,07 USD olarak itirazi...
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 14/05/2013 tarih ve 2011/135-2013/83 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada 06/06/2002 tarihinde açtırdığı 7.388 USD’lik ... ay vadeli hesaptaki parayı banka ikinci müdürünün zimmetine geçirdiğini, davalı tarafından kendisine faizi ile birlikte 4.004,68 USD ödendiğini, ibranameye itirazi kayıt koyduğunu, ancak bakiye alacağının ödenmediğini ileri sürerek, ....388 USD’nin %... faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Dava, 2010/5 ile 12. aylar ile 2011/1. aya ilişkin olarak % 5'lik prim indiriminden yararlandırılmasının iptali ve bu dönem için ek prim tahakkuk ettirilmesi üzerine davacı tarafından 22.07.2011 tarihinde itirazi kayıtla yapılan ödemenin istirdatı istemine ilişkin olup, Mahkemece kurum tarafından davadan önce, dava konusu edilen tutarın, 2009/4 ile 2012/7 ve 2012/10. aylar prim borçlarına mahsup edildiği ve davacının Kurumdan alacağının kalmadığı kabul edilmiş ve bu nedenle davanın reddine karar verilmişse de; dava tarihinin 13.07.2012 olması karşısında; Kurumun mahsup işlemini dava açıldıktan sonra yaptığı ve dava konusuz kaldığı halde; yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
< İstem, kur farkı nedeniyle T.E.K. lehine yükümlü banka tarafından düzenlenen 4 adet teminat mektubunun Maliye Bakanlığınca kabul edilmemesi üzerine bankaya iade edilen teminat mektupları için itirazi kayıtla ödenen Damga Vergisinin iadesi istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin bulunmaktadır. 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1.maddesinde, bu kanuna ekli 1 sayılı tabloda yazılı kağıtların Damga Vergisine tabi olduğu, bu kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeleri ifade edeceği hükme bağlanmıştır. Bu madde hükmünden, düzenlenen kağıtların Damga Vergisine tabi olması için sadece yazılıp imzalanmasının yeterli olmadığı, aynı zamanda herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilme özelliğine sahip olması gerektiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece, davacı tarafın davalı ... ile yapmış olduğu anlaşma uyarınca İran'dan elektrik ithal ettiği, davalı tarafın talimatları uyarınca belli dönemlerde kapasitenin düşürüldüğü, buna rağmen faturalarda bu durumun dikkate alınmadığı, davacı tarafça itirazi kayıtla ödenen miktarın sözleşmenin 2.8, 4.7 ve 2.10 maddeleri gereğince iadesi gerektiği belirtilerek, davanın kabulü ile toplam 2.071.436,56 TL'nin dava tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nin 15.03.2018 tarih, 2017/1879 Esas, 2018/357 Karar sayılı ilamı ile anlaşmanın 4.7 maddesi uyarınca dava konusu miktarın davacıya iadesi gerektiği belirtilerek, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....