Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Adli Tıp Kurumu aracılığıyla gerekli araştırma yapılmadan ve somut delillere dayanılmadan kararın verildiği, hatalı imza incelemesinin yapıldığı bilirkişi raporuna 17/12/2021 tarihli itirazlarının değerlendirilmediği, yeniden rapor alınması taleplerinin dikkate alınmadığı, imzanın müvekkiline ait olmadığı, borca, faize ve zamanaşımına ilişkin itirazlarının da dikkate alınmadığı ve bu hususta herhangi bir inceleme yapılmadığı, rapor dahi alınmadığı, bu sebeplerle yerel mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılmasını talep etmiştir. Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca ve imzaya itiraza ilişkindir. Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı T3 tarafından, borçlu T1 hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, takip dayanağının 03/07/2019 tanzim 30/12/2019 vadeli 30.000,00 TL'lik senet olduğu, davanın süresinde açıldığı görülmüştür....

Mahkemece, borçluların vekilinin borca (zamanaşımı) itirazı kısmen kabul edildiğine göre, İİK’nun 169/a-5. maddesi uyarınca, kısmen kabul edilen borca itiraz yönünden, takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, “takibin iptali” yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. b) İİK'nun 170/3. maddesine göre; icra mahkemesi, 68/a maddesinin 4. fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip İİK'nun 170/2. maddesine göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın %20' sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10'u oranında para cezasına mahkum edilir ve itiraz reddedilir....

    sürşaj yöntemiyle on yazılmak suretiyle bono bedelinde değişiklik yapıldığı, söz konusu bono üzerinde sürşaj yöntemiyle tahrifat yapıldığı kanaatinin mütalaa edildiği, yöntemince düzenlenen bilirkişi raporunun açık, karşılaştırmalı ve denetime elverişli olduğu, mevzuata uygun bulunduğu, yüksek mahkeme içtihatlarında aranılan şartları taşıdığı, 23/01/2014 tarihli 14.949,00 TL rakamlı bono yönünden söz konusu değişiklik öncesi ödeme tarihinin 23/01/2012 olduğu, taraflar arasındaki icra takibinin 23/01/2017 tarihinde yapıldığı, zamanaşımı vuku bulmuş olup işbu bono bakımından takibin iptalinin gerektiği, takip konusu 23/02/2014 vade tarihli 12.000 TL bedelli bono yönünden imzanın davacı borçluya ait olduğu anlaşıldığından davacı borçlunun imzaya itirazının yerinde olmadığı, davacı borçlunun imzaya itiraz dışındaki borca itirazlarını İİK'nın 169/a-1. maddesi kapsamındaki belgelerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle imzaya/borca itirazlarının reddine, mahkemece, imzaya itiraz nedeniyle tensiben...

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Asıl dava, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz ve zamanaşımı itirazı; birleşen 2016/197 Esas sayılı dava, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz, İİK'nın 170/a maddesi uyarınca takibe konu senedin kambiyo senedi vasfında olmadığı iddiasıyla takibin iptali; birleşen 2016/198 Esas sayılı dava, kambiyo takibinde faiz oranına itiraz istemine ilişkindir. İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 08/06/2010 tarihli 2009/1483 Esas 2010/1067 Karar sayılı kararı ile takip borçlusu davacının alkol bağımlılığı nedeniyle kısıtlanmasına ve Mevhibe Erdem'in vasi olarak atanmasına karar verildiği, İzmir 11....

    Takip dosyası incelendiğinde; alacaklılar T2 ve T1 tarafından, borçlular Hafsa Seca Beslekoğlu ve Hat Döner..A.Ş. aleyhine 17.01.2019 tarihinde protokole dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibinde, T5 tarafından iki borçlu adına sunulan 23.01.2019 tarihli borca itiraz dilekçesinde borca ve fer'ilerine itiraz edildiği, ancak T5 icra dosyasına yalnızca borçlu Hafsa'ya ait vekaletnamesini sunduğu, borçlu şirkete ait vekaletname sunmadığı, 24.01.2019 tarihinde ise Av.Ahmet Saffet Usta tarafından borçlu Hat Döner..Şirketi adına borca, imzaya ve fer'ilerine itiraz dilekçesi sunulduğu, aynı gün borçlu şirkete ait vekaletnamenin de sunulduğu ve itirazlar üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Davalı borçlu şirket vekili Av.Ahmet Saffet Usta, usulüne uygun olarak vekaletnamesini sunmak suretiyle süresinde borca, fer'ilerine ve imzaya itiraz ettiğinden, davalı vekilinin aksine geçerli bir itirazın varlığı söz konusudur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “imzaya ve borca itiraz” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda; İstanbul 9. (İcra) Hukuk Mahkemesince imzaya yönelik itiraz bakımından; İİK'nın 68/a-5 maddesi gereğince itirazın geçici olarak kaldırılmasına, davalı yanın tazminat isteğinin reddine, borca ve ferilerine yönelik itiraz bakımından ise açılan davanın reddine, itiraza uğrayan alacağın %20'si oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, para cezası isteğinin reddine dair verilen 14.08.2014 tarihli ve 2014/142 E., 2014/849 K. sayılı kararın borçlu tarafından imzaya itiraz yönünden temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 12....

      İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir (Kuru, s. 783,799). İİK’nın 168. maddesinin 1. fıkrasının 4 ve 5. bentleri gereğince imzaya ve borca itirazın beş günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir. 14. İcra ve İflas Kanunu’nun 19. maddesinde gün, ay ve yıl olarak belirtilen sürelerin nasıl hesaplanacağı düzenlenmiştir. Gün olarak belirtilen sürelerde ilk gün hesaba katılmaz. Resmî tatil günleri de süreye dahildir. Yani, sürenin içinde kalan resmî tatil günleri (örneğin Pazar günleri) de hesaba dahil edilir ve bundan dolayı süre uzatılmaz. Sürelerin hesaplanmasında, sürenin başlamasına rastlayan tatil günleri de hesaba katılır....

        Hukuk Dairesi'nin 2020/592 E.- 2021/1234 K. sayılı kaldırma ilamında borca ve faize yönelik itirazların incelenmesi konusunda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği söylenmiş ise de, davalı alacaklının faizden feragat ettiği anlaşıldığından dosyanın bilirkişiye verilmediği gerekçesi ile davacının imzaya itirazının reddine, davacının faize ve borca yönelik itirazı yönünden karar verilmesine yer olmadığına, takip durdurulmadığından tazminat taleplerinin reddine karar vermiştir....

        Takip dosyasının incelenmesinde; muteriz borçluya 08/04/2014 tarihinde örnek ... nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun, .../04/2014 tarihinde, yasal sürede icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği, dosya borcunun ise 07.04.2014 tarihinde takibin diğer borçlusu .... ..... ve Tic.A.Ş tarafından ödendiği görülmektedir. Somut olayda, hakkında takibe başlanan ve itiraz eden borçlunun rızaen yaptığı bir ödeme bulunmayıp, takibe konu borç, diğer borçlu ciranta tarafından ödenmiştir. Diğer borçlu tarafından dosya borcunun ödenerek dosyanın infaz edilmiş olması, itiraz eden borçlu yönünden itirazın esasının incelenmesine engel değildir. O halde, mahkemece, borçlunun borca ve imzaya itirazlarının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile itirazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ve onların tavsifleri ile bağlı değildir. Kanunları re'sen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki neticei talepleri karara bağlamakla mükelleftir ( 4.6.1958 ve 15/6 sayılı İBK). İcra takibinin dayanağı yapılan senedin teminat olarak verildiği iddiası İİK'nun 168/5. ve İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itirazdır. Buna göre borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169 ve 170. maddelerine dayalı borca ve imzaya itiraz niteliğinde olup icra mahkemesince borca itirazın İİK'nun 169/a, imzaya itirazın ise aynı Kanun'un 170. maddelerine göre incelenerek oluşacak sonuca göre ret ya da kabul kararlarından biri verilmelidir....

            UYAP Entegrasyonu