Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; Davacının kendisine banka aracılığı ile ödenen ve hak ettiği ücret olan ücretini tam olarak aldığını bu ücretlerle ilgili olarak herhangi bir itirazının da bulunmadığının imzaladığı ücret bordrosunda belli olduğunu, itirazi kayıt tileri sürmemesi sebebiyle bu iddianın bir haklılığı olamayacağını, davacının kalan 26 günlük ücreti ile 53 gün izin ücretlerinin hesabına yatırıldığını, başkaca bir yıllık izin ücret alacağı bulunmadığını, bu sebeplerle de parasal olarak bir izin ücret alacağı bulunmadığını, davacının bordrosunda imzalarının mevcut olduğu ve kabul ile herhangi bir itirazi kayıt olmadan imzalanmış olması sebebiyle fazla mesai ücret alacağı bulunmadığını, davacınm bordrosunda imzalarının mevcut olduğunu ve itirazi kayıt olmadan kabul ile imzalanmış bulunması UBGT ücret alacağı olmadığını gösterdiğini, zamanaşımı definde bulunduklarını beyan etmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....
Maddesi gereğince borca ve takibe konu bononun zaman aşımına uğramış olduğunu, TTK'nun 750- 751. Maddeleri gereğince zaman aşımı nedeniyle İİK 33/a ve 71. Maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı konu ile ilgili 15 adet davanın açıldığını tüm davaların birleştirilmesini, ilgili takip dosyasının borçlular tarafından açılan davalar nedeniyle mahkemelerde olması sebebiyle bir süre işlemsiz kaldığını, bu arada icra dosyalarının kaybolup bulunamaması üzerine işlemlerini yapamadıklarını ve sair sebepler göstererek zaman aşımına uğramadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Bu yönüyle zaman aşımı süresinin geçtiği anlaşılmakla birlikte, olaya ilişkin polis merkezindeki belgelerden de anlaşılacağı üzere, kollukça "trafik güvenliğini tehlikeye sokma" suçundan tahkikat yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Bu konuda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2020/17-224 E, 2020/982 K sayılı; 2017/17-1111 E, 2019/424 K; 2017/17-1103 E, 2019/423 K sayılı emsal ilamlarında da belirtildiği üzere; trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçu bir tehlike suçu olup, mağduru ölen/yaralanan değil, kamu güvenliğidir. Somut olayda, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan tahkikatın yürütüldüğü, uzamış zaman aşımının uygulanması için mahkumiyet hükmünün olmasının ya da ceza davasının açılmasının şart olmaması karşısında, kabule göre ceza zaman aşımının uygulanması gerekir....
Davacı davasını 27.09.2011 tarihinde ıslah etmiş, ıslah dilekçesinde hem dava konusu yapılan ilk altı hakedişe ilişkin talebini artırmış, hem de dava tarihinden sonra düzenlenen 7 ve 8 nolu hakedişlere ilişkin talebini davaya eklemiştir. 7 ve 8 nolu hakedişler ilk defa ıslahla dava konusu yapıldığından ilk altı hakedişle ilgili olarak açılan dava bu hakedişler yönünden itirazi kayıt konulduğu sonucunu doğurmamaktadır. Bu hakedişler yönünden de usulüne uygun itirazın varlığı aranmalıdır. Anılan bu hakedişler de ıslah tarihinden önce itirazsız olarak kesinleşmiş, davacının bu hakedişlere yönelik talep hakları da düşmüştür. Mahkemece YİGŞ'nin 39. maddesi hükmü gözetilerek dava ve ıslaha konu tüm hakedişlere ilişkin fiyat farkı talebinin reddi gerekirken şartnamenin sözü edilen hükmünü değerlendirmeyen bilirkişi raporu ile doğrudan bağlı kalınarak yazılı şekilde davanın kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
GÖRÜLMEKTE OLAN DAVALARIN KADASTRO MAHKEMESİNE DEVRİMALİK HANESİNİN AÇIK BIRAKILMASI 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 5 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 11 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 27 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 402 parsel sayılı 52 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacılar tarafından davalı aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi ve kal davası, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır....
GÖREVHÜKMÜN KESİNLEŞMESİMALİK HANESİNİN AÇIK BIRAKILMASI 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 5 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 27 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı B... Belediye Tüzel Kişiliği tarafından istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu, tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 148 ada 16 parsel sayılı taşınmaz davalı olduğundan söz edilerek yüzölçümü ve malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Tespitten önce davacı Vehbi tarafından davalı Hazine ve B... Belediyesi Tüzel Kişiliği aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesine açılan tescil davasının reddine, 418,08 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına zilyetliğinin tespitine karar verilmiş, karar henüz kesinleşmediğinden dava dosyası kadastro mahkemesinin dava dosyası içerisine konulmuştur....
uygulanması gereken aynı yasanın 33/a maddesi gereğince davacı- borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına dair karar vermek gerekmiştir....
İl Müdürlüğü'nden davalı şirketin işyerinin bulunduğu yerde 2008 yılı, 2009 yılı ve 2010 yılları içerisinde ne zaman kar yağdığı, 2009- 2010 yılı ve 2011 yıllarında yağan karın ne zaman kalktığı hususunda cevap alındığı belirtilmiş ise de Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden gelen cevapta, davalı işyerinin bulunduğu Hayrat’ta meteoroloji istasyonu bulunmadığı, bir yaklaşım sağlamak amacıyla civara yakın olan ... Meydan ve ... Meteoroloji İstasyonlarından alınan kayıtların gönderildiği belirtilmiştir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yazının ekinde yer alan kayıtlar incelendiğinde “leke” ibaresine ve bazı rakamlara yer verildiği anlaşılmaktadır. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, tanık beyanlarından işyerinin bulunduğu bölgede kar yağışının ne zaman ve ne kadar olduğu, çalışma şartlarına uygun olup olmadığı hususunda bir bilgi edinilememiştir....
DOLANDIRICILIĞA TEŞEBBÜSÜN ŞARTLARIHÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 231 ] 5464 S. BANKA KARTLARI VE KREDİ KARTLARI KANUNU [ Madde 37 ] 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 318 ] "İçtihat Metni" Sanık G.... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin hükmolunan her bir cezanın türü ve süresine göre koşulları bulunmadığından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 318. maddesi uyarınca reddine oybirliğiyle karar verildikten sonra, incelenerek gereği görüşüldü: Sanıkların A.... K..... sahte kimliği ile kredi kartı alıp harcama yapmak suretiyle menfaat temin etmek eylemi dışında kalan diğer dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlerde gösterilen sonuç cezaların 3 yıl 1 ay 15 gün olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. I-Sanık O.... S....... hakkında E.... D..... ve E.......
Çeklerde takip içi zamanaşımının 6 aylık süreye tabi olduğu TTK 661/3, 662,663 maddeleri uyarınca takip içi zamanaşımı itirazının kabulü ile davacı borçlu yönünden İİK 71/2 ve 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına dair evrak üzerinden yapılan inceleme sonucu aşağıdaki hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Takip öncesi zamanaşımı itirazının süreye tabi olduğu ve süresinde bu yönden itirazda bulunulmadığnıdan takip öncesi zamanaşımı itirazının REDDİNE, Takip içi zamanaşımı itirazının KABULÜ ile davacı borçlu yönünden İİK 71/2 ve 33/a maddesi uyarınca İCRANIN GERİ BIRAKILMASINA," karar verildiği görülmüştür....