İcra Müdürlüğü'nün 2007/124 E sayılı icra dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalı ... tarafından yapılan takibin zamanaşımına uğradığı yönündeki başvurunun ... 1.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2010/290 E 2010/255 K sayılı dosyası ile kabul edilerek icranın geri bırakılması kararı verildiğini, kararın 16.04.2010 tarihinde taraflarına tebliğ edildiğini, alacağın gerek kambiyo senedine bağlı olması gerekse de takibin kesinleşmesine rağmen borçlunun borcunu ödemekten kurtulmasına yönelik yaptığı kötü niyetli başvuru sonucu alacağın tahsil edilemez durumuna geldiğini, alacağa dayanak olan çekler üzerindeki imzanın borçluya ait olduğunu borçludan alınması gereken alacağın gerek icra dosyasının incelenmesi gerekse bugüne kadar işlemiş faiz alacağı masraf alacağına eklenmesi ile toplam alacağın 47.900 TL olduğunu iddia ederek fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik ....605 TL alacağın tahsiline borçluya ait gayrimenkullere ihtiyati...
Aynı yasanın 2.madde ile dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir hüküm bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. 5.maddesi ile de mahkemelerin yetkisi, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere bu kanundaki hükümlere tabidir hükmü düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK 36.maddesi ile ilamı temyiz eden borçlu hakkında icranın geri bırakılması için verilecek mühlet Yargıtay'dan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından münasip bir süre verilir hükmü içermektedir. İcra mahkemesinden istenilmesi gereken bir talep nedeni ile genel mahkemeye müracaat edilmiş olması halinde görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir. Mahkemece, icranın durdurulması veya geri bırakılması talebi için yapılan başvuru nedeni ile istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık hakkında 10/05/2004 tarihinde işlediği dolandırıcılık suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilerek 08/04/2010 tarihinde kesinleştiği, zamanaşımı durduğu, sanığın 5 yıllık deneme süresi içerisinde yeniden suç işlemesi ve buna ilişkin kararın 18.01.2013 tarihinde kesinleşerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen dosyanın yeniden ele alınması üzerine zaman aşımı işlemeye başladığı, durma süresi ve kesintili zamanaşımı süresi gözönüne alındığında, sanığın yüklenen suçun gerektirdiği cezanın miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2 maddelerinde öngörülen yedi yıl altı aylık kesintili dava zamanaşımının, suç tarihi olan 10.05.2004 ve inceleme tarihi arasında gerekleşmiş olması nedeniyle sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmüş...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Suça sürüklenen çocuk hakkında 15.03.2004 tarihinde işlediği dolandırıcılık suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilerek 11.06.2007 tarihinde kesinleştiği, zamanaşımı durduğu suça sürüklenen çocuğun 3 yıllık deneme süresi içerisinde yeniden suç işlemesi ve buna ilişkin kararın 16.11.2009 tarihinde kesinleşerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen dosyanın yeniden ele alınması üzerine zaman aşımı işlemeye başladığı, durma süresi ve kesintili zamanaşımı süresi gözönüne alındığında, suça sürüklenen çocuğa yüklenen suçun gerektirdiği cezanın miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2 maddelerinde öngörülen yedi yıl altı aylık kesintili dava zamanaşımının, suç tarihi olan 15.03.2004 ve inceleme tarihi arasında gerekleşmiş olması nedeniyle sanığın temyiz...
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 03.11.2010 tarih, 2010/761E-2010/1068K sayılı ilamı ile zamanaşımı nedeniyle borçlu hakkında icranın geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın kesinleşmiş olduğu, bu kararın kesinleşmesinden sonra alacaklı tarafından İİK'nun 33/a maddesi 2. fıkrası kapsımında ve yasal 7 günlük süre içerisinde genel mahkemede dava açıldığını dair dosya içeresinde herhangi belge yada tarafların beyanı bulunmamaktadır. Alacaklı tarafından İİK'nun 33/a maddesi 2. fıkrası kapsamında açılmış bir dava bulunmadığına göre, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına ilişkin ilam kesin hüküm teşkil eder ve bu ilam doğrultusunda borçlu hakkındaki takip iptal edilmiş sayılır. İcranın geri bırakılması ilamı nedeniyle borçlu hakkındaki takip iptal edilmiş olduğuna göre, iptal edilen takip dosyası üzerinden borcun kabul beyanına dayalı olarak takibi devam edilmesi doğru değildir....
icranın geri bırakılmasına" dair karar verildiği görülmektedir....
Maddesi gereğince zaman aşımına uğramış olduğunu, TTK'nun 750- 751. maddeleri uyarınca zaman aşımı nedeniyle İİK 33/a ve 71. Maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı konu ile ilgili 15 adet davanın açıldığını, tüm davaların birleştirilmesi gerektiğini, ilgili takip dosyasının borçlular tarafından açılan davalar nedeniyle mahkemelere gidip gelirken dosyaların ve içlerindeki bir kısım evrakların zayi olduğunu, takibin düşmemesi için gerekli işlemlerin yapıldığını, eksik evraklar tamamlandığında dosyanın düşmediğinin ve zamanaşımının gerçekleşmediğinin görüleceğini, diğer borçlu tarafından yapılan kısmi ödemenin dikkate alınamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda; kambiyo takibine dayanak yapılan senedin kambiyo vasfı bulunmadığından zaman aşımı süresi on yıla tabidir. Alacaklı tarafından takibin 18.03.1999 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinin şikayetçiye 06.04.1999 tarihinde tebliğ edildiği, 31.12.2002 tarihinde takipsizlik nedeni ile işlemden kaldırılan dosyanın 14.08.2009 tarihinde yenilendiği, alacaklının talebi üzerine haciz işlemleri yapıldığı, kaldı ki en son dosyanın yenilendiği tarih ile şikayet tarihi olan 09.02.2015 tarihi itibari ile dahi on yıllık zaman aşımı süresinin geçirilmediği anlaşılmıştır. Takip dosyasında on yılı geçmeyecek şekilde takibi ilerletmek üzere yapılmış alacaklı işlemleri bulunduğundan on yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır....
Ceza Dairesinin 15.09.2014 tarih 2014-19668 E.29413 sayılı kararı ile zaman aşımı nedeniyle düşme kararı verilmiştir. Bu dosya sanık ... ile ilgili ise de temyiz kapsamına dahil değildir....
Aynı Kanun'un 33/a maddesinin 1. fıkrası ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmünü içermektedir. Mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğraması nedeniyle şikayetin kabulü ile İİK'nun 71/2 ve 33a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince itirazın kabulü ve icra takibinin durdurulması yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....