GEREKÇE:Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusu kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte takibin kesinleşmesinden sonraki devrede zamanaşımının gerçekleştiği iddiasıyla İİK.nun 71 ve 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılması istemine ilişkindir....
GEREKÇE:Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusu kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte takibin kesinleşmesinden sonraki devrede zamanaşımının gerçekleştiği iddiasıyla İİK.nun 71 ve 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılması istemine ilişkindir....
Ödenenlerin İİK'nın 72. maddesine göre istirdat edilip edilemeyeceği ya da ne şekilde istirdat edileceği icranın geri bırakılması şikayetinin konusunu teşkil etmez. Diğer taraftan borçlunun takip sırasında yapılan bir kısım hatalı işlemleri şikayet konusu etmemiş olması zamanaşımı nedenine dayalı icranın geri bırakılması şikayeti sırasında bu işlemlerin geçerli olup olmadığının incelenmesine engel değildir. O halde, takibin kesinleşmesinden sonraki evrede 10 yıllık süre içerisinde alacaklı tarafça zamanaşımın kesen işlemler yapılmadığından ilk derece mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, davalıların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
maddelerine uyan nitelikli hırsızlık suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Kanun’un 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen 7 yıl 12 aylık uzatılmış dava zaman aşımı süresinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 08.04.2013 tarihinden denetim tarihinde işlenerek hükmün açıklanmasına sebep olan suçun işlendiği 08.01.2014 tarihi arasında durduğu da nazara alındığında, suç tarihi olan 17.02.2012 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ...’in temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 24.03.2022 tarihinde oy...
Netice olarak, ilk derece mahkemesinin icra takibinin şikayetçi borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına ilişkin kararı, Dairemizce yerinde görüldüğünden, davalı alacaklı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir....
İcra Dairesinin 2017/1408 esas sayılı dosyasında icra emrinin 21.02.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, borcun zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin alacaklıya borcu olmadığından faiz ve ferilerine itiraz ettiklerini, müvekkilinin 2001 yılından bu yana alacaklının barınma, okul ücreti, yurt ücreti ve harçlık olmak üzere özel ihtiyaçlarının karşılandığını, alacaklı evlenip evden ayrılıncaya kadar müvekkilinin sorumluluklarını yerine getirdiğini belirterek icranın geri bırakılmasına, ödeme nedeni ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Nafaka ilamları süreklilik taşıdığından zaman aşımı iddiasının yersiz olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen eğitim giderlerine ilişkin yardımın müvekkiline yapılmadığını, davacının yaptığı ödemelerin kendi isteği ile yapılan ödemeler olduğunu, nafaka borcu olarak ödeme yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, ..., ... ve ...’... 26.11.2008 tarihinde dosya borcuna icra kefili oldukları, dava tarihi itibari ile de asıl borçludan bağımsız olarak kefil oldukları miktar kadar takip borcundan sorumlu olan icra kefilleri yönünden İİK’nun 39. maddesinde öngörülen on yıllık zaman zamanaşımı süresinin dolmadığı açıktır. Öte yandan, mülga 6762 sayılı TTK'nun 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay olup, asıl borçlu yönünden zamanaşımı dolmuş ise de borçlunun talebi icranın geri bırakılması olup, İİK’nun 71. maddesinin atfı ile İİK’nun 33/a maddesi uyarınca da takibin kesinleşmesinden sonra borcun zamanaşımına uğraması durumunda icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken mahkemece takibin iptal edilmesi de yerinde değildir....
Ceza Dairesince, “18/07/2012 tarihli karar ile suça sürüklenen çocuğun cezalandırılmasına ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiş olup, hükmün 06/09/2012 tarihinde kesinleşmesinden sonra 11/11/2013 tarihinde yeni suç işlediği ve bu suçtan mahkumiyetinin kesinleştiği, suça sürüklenen çocuğa atılı suçun 5237 sayılı TCK nun 141/1. maddesinde düzenlenen açıktan hırsızlık suçunu oluşturduğu, cezanın türü ve üst sınırına göre S.S.Ç'nin suç tarihinde 15 yaşından küçük olması da göz önüne alındığında 4 yıllık asli dava zaman aşımının duran zaman aşımı süresi çıkartılarak dava aşımını en son kesen nedenin suça sürüklenen çocuğun savunmasının alınması olduğu ve suça sürüklenen çocuğun savunmasının alındığı 14/06/2012 tarihine göre dava zaman aşımı süresinin istinafa konu karar tarihi itibariyle geçmiş bulunması nedeniyle CMK 223/8 maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesine” karar verildiği belirtilmiş ise de; dosyanın içerisinde...
İcra Dairesinin ... takip sayılı dosyasına icranın geri bırakılması kararı için yatırılan teminatın iadesine, 6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 04/11/2022 tarihinde, 6100 sayılı HMK'nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. .........
Takibin bonodan kaynaklanan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip olduğu, söz konusu takibe ilişkin olarak bonoların TTK 749 maddesi gereğince 3 yıllık zaman aşımı süresine tabii olduğu, davacı tarafından takibin devamına yönelik en son 04/04/2017 tarihinde haciz talebinde bulunulduğu, bu tarihten sonra dava tarihine kadar takibin devamına yönelik herhangi bir işlem yapılmadığı, dava tarihi itibariyle 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, mahkemece icranın geri bırakılmasına yönelik verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davalının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır....