Düzenlemeye göre, geçerli bir hukuki sebebe dayanmayan tescil yapılmış veya başlangıçta geçerli sebebe dayalı bir tescil olmasına rağmen sonradan geçersiz hale gelmiş ve bu şekli ile gerçek hak durumuna uymayan bir durum oluşmuşsa "yolsuz tescil" söz konusudur. Öte yandan, 4721 s. TMK' nun 1015. maddesine göre ise; “Tescil, terkin ve değişiklik gibi tasarruf işlemlerinin yapılabilmesi, istemde bulunanın, tasarruf yetkisini ve hukuki sebebi belgelemiş olmasına bağlıdır.” Tapu kütüğündeki tescil veya terkin işlemleri geçerli bir hukuki nedene dayanmıyorsa veya 4721 s. TMK' nun 1015. maddesindeki düzenlemeye gereği istemde bulunan gerçek hak sahibi değilse veyahut tescil dışı kazanma halleri söz konusu olup da, tapu kütüğüne açıklayıcı tescil yapılmamışsa gerçek hak sahipliği ile tapu sicili birbirine uymaz ve tapu sicili yolsuzlaşır. Yolsuz tescil en yalın anlatımı ile gerçek hak durumunu yansıtmayan tescildir....
KARŞI OY Davacı 07.01.2013 tarihinde açtığı dava ile, .... ada .... parsel sayılı taşınmazın 1500 m2'lik bölümünü (40) yıldır aralıksız çekişmesiz malik sıfatıyla zilyet olduğunu belirterek; bu bölümün davalı adının mevcut tapu kaydının TMK. 712. madde uyarınca iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, TMK. 712. madde uyarınca tapu iptal/tescile karar verilemeyeceği, aksine bir hukuki sebebe dayanmadan (yolsuz tescil) adına tapu kaydı oluşturulan kişinin zilyetliğinin aralıksız, çekişmesiz malik sıfatıyla (10) yıl sürmesi durumunda yolsuz tescilin hukuki tescile dönüşeceğini ve bu şekilde kazandığı mülkiyet hakkının korunacağını; oysa davalı adına yolsuz tescille de oluşmuş olsa bile bir tapu kaydının bulunmadığını; dolayısıyla davada TMK. 712. maddesinin uygulanması koşullarının bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmiş; hükmü davacı temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Davacı, çekişme konusu 8 parça taşınmazın intikal ve satışlarına dair tapu kayıtlarında yeralan 18.02.1994 tarih, 11 yevmiye numaralı ve 11.04.1994 tarih, 12 yevmiye numaralı işlemlerin sahte ve usulsüz olduğunu, anılan yevmiye numaraları ile gerçekte başka taşınmazlara ait işlemlerin yapıldığını ileri sürerek, yolsuz tescil sebebi ile tapu iptal ve kadastro tespitleri gibi tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden ilki tescil, ikincisi sicilin aleniliği (güvenilirliliği), üçüncüsü sicilin tutulması nedeniyle hazinenin kusursuz sorumluluğu ve sonuncusu ise sicilin, bir başka ifade ile tescilin, geçerli bir işleme dayalı olması yani sicilin illetten mücerret olmamasıdır. Türk hukuk sisteminde tapu kayıtlarının oluşumunda “illilik”, diğer bir anlatımla “hukuki sebebe bağlılık” prensibi esas alınmış olup, bu prensip uyarınca tescilin geçerli ve haklı bir sebebe dayanması zorunluluğu bulunmaktadır. TMK’nın 1024. maddesi bu tescili yolsuz tescil olarak ifade eder(yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.11.2019 tarih ve 2019/2-318 esas, 2019/1238 karar sayılı ilamı). Tapu sicili ve tescile ilişkin tüm bu düzenlemeler dikkate alındığında; tapuya tescil edilmiş bir kaydın iptali ancak yolsuz tescil halinde mümkün olabilir....
Her ne kadar davacı tarafça 27/03/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını tapu iptal tescil olmadığı taktirde kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat talebine dönüştürmüş ise de; dairemizce ve ilk derece Mahkemesince kabul edilen hukuki niteleme; davalının yolsuz tescille üzerinde bulunan taşınmazı devrederek haksız olarak zenginleştiğinden davacıya ödemekle yükümlü olduğu tazminat bedelinin bulunup bulunmadığı varsa miktarının ne olduğudur. İstinaf edilen sebep ve anlaşmazlık tam da bu noktada toplanmaktadır. Bu nedenle dava dışı T3'in iyiniyetli olduğundan tapu iptal ve tescil talebinin reddine dair verilen karar uyuşmazlık konusu olmaktan çıktığından Dairemizce bu hususta değerlendirme yapılmayacaktır....
"Kurulması kanunen tescile tabi ayni haklar, tescil edilmedikçe varlık kazanamaz" (TMK. m. 1021/1). değinilen yasa hükümlerinde öngörüldüğü üzere, hukukumuzda ayni hakkın doğumu veya ortadan kaldırılması tescil işleminin yapılmış olmasına bağlı olup başka bir deyişle bir hak tescil edilmedikçe ayni hak niteliğini kazanamayacağından (mülkiyetin nakledildiğinden söz edilemeyeceğinden) Dava; Medeni Kanun'un 1024. maddesi gereğince yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Madde 1024.- Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur. Böyle bir tescil yüzünden aynî hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir. (1....
Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise bu yüzden ayni hakkı zedelenen kimse, TMK'nın 1025. maddesine göre tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. (Bknz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ KANUN YOLU : TEMYİZ Davacı, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan taşınmazda yapılan kullanım kadastrosu ile oluşan tapu kaydında davalılar lehine konulan kullanım şerhinin kısmen iptali ve kendi adına da şerh verilmesi istemi ile dava açılıp; daha sonra ise, taşınmazın yargılama sırasında 6292 sayılı Kanun uyarınca davalılara satıldığını belirterek ıslahla davasını tapu iptal ve tescil istemine dönüştürmüştür. Davanın, açıklanan bu niteliği itibarı ile taşınmazın gerçek kullanım durumuna aykırı olacak şekilde davalılara satışı ile oluşan tapunun yolsuz tescile dayalı olduğu iddiasını da içerdiği kuşkusuz olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 1....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Yolsuz Tescile Dayalı Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir. Türk hukuk sisteminde tapu kayıtlarının oluşumunda "illilik", diğer bir anlatımla "sebebe bağlılık" prensibi esas alınmıştır. Ayni haklar tescil ile doğmakla beraber (TMK. m.705/1, 1021), tescilin ayni bir hüküm ve sonuç doğurabilmesi için geçerli bir hukuki sebebe dayanması gerekir. Bu bakımdan tescil illi bir hukuki muameledir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 1015. maddesinin birinci fıkrasına göre tapu sicilinde tescil, terkin ve değişiklik gibi tasarruf işlemlerinin yapılabilmesi, istemde bulunanın, tasarruf yetkisini ve hukuki sebebi belgelemiş olmasına bağlıdır. Tescilin geçerli ve haklı bir sebebe dayanması zorunluluğu, TMK'nın 1024. maddesinin ikinci fıkrasında "Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur" şeklinde açıklanmıştır....