; Değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” aşağıdaki sebeplerle katılmıyorum; 1- KENDİSİNE VELAYET HAKKI VERİLMEYEN TARAF İŞTİRAK NAFAKASI TALEP EDEBİLİR Mİ? TMK m. 182 f. II hükmüne göre velâyetin kullanılması kendisine “verilmeyen eş” çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. O halde iştirak nafakasını velâyetin kullanılması kendisine “verilen eş” isteyebilir. Başka bir anlatımla davacının velâyetin kullanılması kendisine “verilen eş” olması dava şartıdır. (Y2HD, 8.6.1999, 5599-6453) 2-İŞTİRAK NAFAKASI VELÂYETE İLİŞKİN HÜKÜM KESİNLEŞMEDEN İSTENEBİLİR Mİ? İştirak nafakası velayete ilişkin hüküm kesinleştikten sonra infaz edilebilir duruma gelir. Bu husus üzerinde durulmadan dava tarihinden geçerli olacak şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....
-TL iştirak nafakasına hükmedildiği için davacının talebi iştirak nafakasının artırılması talepli olarak nitelendirilmiş ve yargılamaya bu şekilde devam olunmuştur. Davalı vekili kesin hüküm itirazında bulunmuş ise de boşanma kararındaki velayet, kişisel ilişki ve iştirak nafakasına ilişkin hükümler kesin hüküm oluşturmayacağından bu itiraz yerinde görülmemiştir. 4721 sayılı TMK'nın 175. maddesine göre; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan, mali gücü oranında, süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu bağlamda, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, boşanma hükmünün kesinleşmesi ve nafaka talep eden eşin, boşanmaya neden olan olaylarda, diğer eşe nazaran daha ağır kusurlu bulunmaması gerekir. Eşit kusur halinde, yoksulluk nafakasının diğer koşulları oluşmuş ise yoksulluk nafakası talep edilebilir. Boşanmaya neden olan olaylarda, tamamen veya daha fazla kusurlu olan eş, yoksulluk nafakası talep edemez....
-TL iştirak nafakasına hükmedildiği için davacının talebi iştirak nafakasının artırılması talepli olarak nitelendirilmiş ve yargılamaya bu şekilde devam olunmuştur. Davalı vekili kesin hüküm itirazında bulunmuş ise de boşanma kararındaki velayet, kişisel ilişki ve iştirak nafakasına ilişkin hükümler kesin hüküm oluşturmayacağından bu itiraz yerinde görülmemiştir. 4721 sayılı TMK'nın 175. maddesine göre; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan, mali gücü oranında, süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu bağlamda, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, boşanma hükmünün kesinleşmesi ve nafaka talep eden eşin, boşanmaya neden olan olaylarda, diğer eşe nazaran daha ağır kusurlu bulunmaması gerekir. Eşit kusur halinde, yoksulluk nafakasının diğer koşulları oluşmuş ise yoksulluk nafakası talep edilebilir. Boşanmaya neden olan olaylarda, tamamen veya daha fazla kusurlu olan eş, yoksulluk nafakası talep edemez....
E…….. tarafından işlemiş tedbir nafakası ile faizinin ve takip sonrasında müşterek çocuklar için 16.4.2008 tarihinden itibaren 450 TL (toplam) ve kendisi için yine aynı tarihten itibaren 200 TL tedbir nafakasının tahsilinin talep edildiği görülmektedir. Borçlunun mahkemeye başvurusu, tedbir nafakasının ilamlı takibe konu edilemeyeceği, tedbir nafakasının ilamsız takibe konu edilmesi gerekmekte olup, hüküm kesinleştikten sonra ise kesinleşen ilamla birlikte yoksulluk ve iştirak nafakası adı altında istenmesi gerektiğini, çocuklardan M……. ve K……..'in takipten önce reşit olduklarını, çocuklar için ne zamana kadar tedbir ve iştirak nafakasının devam edeceğinin açıklanmadığını, istenen faizin başlangıcı ve talep edilen nafakaların hangi aylara ilişkin olduğunun belirtilmediği gerekçeleriyle takibin iptali istemi ilişkindir....
Davacı vekili 30/11/2021 uyap tarihli, dilekçeler aşamasında ıslah hakkımızı kullanmadan iddia ve taleplerimizin genişletilmesinden ibaret dilekçesinde özetle; Davamızın Kabulü ile Tarafların Boşanmalarına, Tarafların müşterek çocukları Hazal ÇAVUŞ ve Alparslan ÇAVUŞ'un velayetlerinin müvekkile verilmesine, Müşterek çocukların bakım ve yararında kullanılmak üzere her ay müşterek çocuklar lehine 1.000 TL'den toplam 2.000 TL TEDBİR NAFAKASI olarak, kararın kesinleşme sonrası için ise her ay iştirak nafakası olarak ; Müvekkilin boşanma sebebiyle maddi olarak zor duruma düşecek olması nedeniyle müvekkil lehine ise 1.000 TL TEDBİR NAFAKASI olarak, kararın kesinleşme sonrası için ise her ay yoksulluk nafakası olarak davalıdan tahsiline; Davalının davranışları sebebiyle müvekkilin kırılan onuru ,zedelenen şeref ve haysiyeti dikkate alınarak içine düştüğü ağır yıkım karşısında 100.000 TL MANEVİ TAZMİNATA, 100.000 TL MADDİ TAZMİNATA dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01.04.2022 NUMARASI : 2021/1727 ESAS, 2022/501 KARAR DAVA KONUSU : YOKSULLUK NAFAKASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesinin 2013/541 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile boşandıklarını, boşanma kararının kesinleştiğini, boşanma kararında davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedildiğini belirterek davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren tedbir olmak üzere aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine ve her yıl ÜFE- TÜFE oranında artış uygulamasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nın 341/2 " Miktar veya değeri 8.000,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı dava dilekçesiyle özetle: boşanmaya, müşterek çocuk Sude Gün'ün velayetinin dava sürecinde tedbiren dava sonunda tarafına verilmesini ve 250.000- TL maddi ve 100.000- TL manevi olmak üzere toplam 350.000- TL tazminat ile dava sonunda iştirak ve yoksulluk nafakasına dönüştürülmek üzere müşterek çocuk için 500- TL, kendisi için 1.000- TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, aylık 1.500- TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, davalının kendisine ve müşterek çocuğa yaklaşmasının önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması talep ve dava etmiştir....
da birilerinin etki ve yönlendirmesi sonucunda hakaret, küfür ve tehditlerde bulunduğunu, hakaret ve tehdit içeren mesajlar gönderdiğini, mesajların çocuk tarafından yazılmadığını düşünerek ve gerçeğin ortaya çıkması ve bu durumun çocuk üzerinden alışkanlık haline getirilmemesi amacı ile İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusu yapılarak İstanbul Anadolu 20....
BOŞANMATAZMİNATYOKSULLUK NAFAKASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 175 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 429 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "boşanma,yoksulluk nafakası,maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 5.Aile Mahkemesince karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına,yoksulluk nafakası talebinin eşit kusur nedeniyle reddine,manevi tazminat talebinin kişilik haklarına saldırı ispatlanamadığından reddine,500,00 YTL.maddi tazminatın Bedrettin K....'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından tedbir nafakası yönünden; davalı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasi ile tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece davalı kadına yüklenen piyasaya borçlanarak müşterek haneye icra takiplerinin gelmesine sebep olması vakıasına davacı erkek tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında usulüne uygun olarak dayanılmadığından davalı kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta yatırılmayan aşağıda yazılı onama harcının...