WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, sözleşme yapıldığı zamandaki şartların davacı yönünden olağanüstü şekilde ağırlaşması veya hakkaniyetin yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmesi hallerinin gerçekleşmesinin sözkonusu olmadığı kanaatine varıldığından bu sebeple nafakanın dava tarihinden geçerli olarak tamamen kaldırılması veya azaltılması talebi yerinde görülmediği, ilgili sağlık kurulu raporu ve davalının hamileliğinin başlangıç tarihi dikkate alındığında yoksulluk nafakasının 03/03/2012 tarihi itibariyle kaldırılması şartlarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varıldığından TMK 176/3. maddesi gereğince yoksulluk nafakasının 03/03/2012 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Davacı vekili dilekçesinde; tarafların Vize Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/180 Esas- 2011/52 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, davacı lehine 200 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar lehine de 150'şer TL iştirak nafakası bağlandığını, hükmedilen nafakaların yetersiz kaldığını belirterek, yoksulluk nafakasının ve iştirak nafakalarının 500'er TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 150 TL artırılarak 350 TL'ye, müşterek çocuk Nehir Sena için iştirak nafakasının 250 TL artırılarak 400 TL'ye, Pınar Simge için iştirak nafakasının 300 TL artırılarak 450 TL'ye çıkarılması cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıda belirtilen hususlar dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir....

      Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; boşanma davasında davacı için hükmedilen 200 TL yoksulluk, 100 TL iştirak nafakasının aradan geçen zamanda yetersiz kaldığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının 500 TL’ye, iştirak nafakasının 250 TL’ye artırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı yargılamaya gelmemiş, cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 400 TL’ye, iştirak nafakasının 250 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmektedir. ......

        Asıl davada; 2004 yılında mahkemece yeniden değerlendirilerek hüküm altına alınmış olan nafakaların aradan geçen süre nedeniyle yetersiz kaldığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının 80 TL den 520 TL ye, iştirak nafakasının ise 100 TL den 700 TL ye artırılması, karşı davada ise; nafaka alacaklısının yoksulluk halinin ortadan kalktığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının kaldırılması talep ve dava edilmiştir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 200 TL ye, iştirak nafakasının ise 500 TL ye artırılmasına, karşı davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı – karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 27/11/2014 NUMARASI : 2014/176-2014/604 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesi ile; tarafların Zonguldak 1.Aile Mahkemesinin 2012/333 Esas- 2012/741 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma neticesinde davacı için aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına, küçük Kadirhan için de aylık 150,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, nafakaların yetersiz olduğunu, davacı için aylık 200 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 400TL'ye Küçük Kadirhan için 150,00 TL olan iştirak nafakasının aylık 300,00 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir....

            nın her biri için 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen zamanda davalının çalışmaya başladığını, müvekkilinin ise işsiz olduğunu, bu nedenle davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması ile müşterek çocuklar lehine bağlanan nafakaların her bir çocuk için 200 TL 'ye indirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-birleşen dava davacısı; açılan davayı kabul etmediğini, davanın reddi ile ... 1.Aile Mahkemesi'nin 2011/116 Esas ve 2013/286 karar sayılı ilamı ile davalı için 300.00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk ile 2006 doğumlu ..., 2010 doğumlu ....'nın herbiri için 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, bu nedenle yoksulluk nafakasının 1.500 TL'ye, iştirak nafakasının müşterek çocuk ... için 1.250 TL, .... için 1.000 TL 'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....

              Yasamızda yoksulluk tanımlanmamış ise de, yoksulluk durumunun ülkenin ekonomik ve sosyal koşullarına göre belirlenmesi gerekir. Kişinin temel ihtiyaçları olan yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım ve kültür gibi harcamaları karşılayacak geliri olmayanlara yoksul denebilir. Yoksulluk nafakasının takdir edildiği 2010 yılından bu davanın açıldığı 2013 yılına kadar davacının ihtiyaçları arttığı gibi, ülkenin ekonomik koşullarının da değiştiği, paranın alım gücünün de en azından enflasyon oranında değer kaybına uğramış olduğu bilinen bir gerçektir. Hal böyle olunca; mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının çalışmasının sürekli olmadığı ve ihtiyaçları nazara alınarak, yoksulluk nafakası TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Mahkemece bu yönün gözardı edilerek yoksulluk nafakasının reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....

                Mahkemece asıl davada; davacı – karşı davalının ekonomik durumunun kötü olduğunu ispatlayamadığı, doktor olmasına rağmen çalışmadığı, davalı – karşı davacının 750' şer TL iştirak nafakası ile müşterek çocukların ihtiyaçlarını karşılayamacağı, davalı – karşı davacının, yoksulluk nafakasına, müşterek çocuklar için ihtiyacı olduğu, yoksulluk nafakasının kaldırılma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, karşı davada ise; davacı – karşı davalının müşterek çocukların eğitim masraflarına katkıda bulunduğu ve ayrıca harçlık verdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı – karşı davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Asıl dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması; karşı dava ise, iştirak nafakasının artırımına ilişkindir....

                  Aile Mahkemesinin 2017/1038 esas ve 2017/1022 karar sayılı ilamı ile tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, davalı kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TEFE-TÜFE ortalaması oranında artırılmasına hükmedildiği, yoksulluk nafakasının TEFE-TÜFE ortalaması artışları sonucunda dava tarihi itibariyle aylık 735,00 TLye ulaştığı, davalı erkeğin yeniden evlendiği, davalı kadının ise taraflar boşandıktan sonra bir iş yerinde asgari ücretle çalışmaya başladığı, bir süre asgari ücretin altında bir gelir elde ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasının şartları oluşmamış ise de; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi azaltılması talebinin de içerdiğinden mahkemece, TMK 176/4. maddesi gereğince nafaka miktarında hakkaniyet gereği indirim yapılması gerekirken, davacı erkeğin davasının tamamen reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; davalı ile boşandıklarını, boşanma ilamı ile davalı lehine aylık 500,00 TL yoksulluk ve velayeti davalıya verilen müşterek çocuk lehine 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davalının gayriresmi olarak başka biri ile yaşadığını, bu birlikteliğini davacıya ifade ettiğini, davalının çalıştığını, boşanma davası sırasında çalışmasını gizlediğini, davacının harcamaları nedeni ile maaşının yetersiz kaldığını belirterek 500,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakasının 250,00 TL'ye indirilmesine...

                    UYAP Entegrasyonu