İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/10/2022 TARİHLİ EK KARAR NUMARASI : 2021/270 ESAS 2022/528 DAVA KONUSU : Yetki İtirazı|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olmakla, HMK'nın 353.maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Adana Genel İcra Müdürlüğü’nün 2021/4353 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte yetkiye, imzaya ve borca itiraz ettiklerini belirterek takibin iptaline karar verilmesinin talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
, kendilerince haksız icra takibi neticesi cebri icra yolu ile tahsil edilen paranın iadesi için davalı tarafa Erdek İcra Müdürlüğünün 2022/414 E sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı şirketin ise yetkiye ve borca itirazı neticesi takip durdurduğunu ve İcra ve İflas Kanununun 72.maddesine göre yetkiye yaptığı itiraz da yasal olmadığını, bu nedenlerle davalı borçlunun itirazının kaldırılması ile takibin yasal faizi ile birlikte devamı ile borçlu davalının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Borca itiraz yönünden ise yukarıda da değinildiği gibi yetki itirazının kabulüne karar verilmekle, sair itiraz ve şikayetlerin de konusuz kalacağı ve bu hususlarda, yetkili icra müdürlüğünce çıkartılacak ödeme emri üzerine, itiraz halinde yetkili icra mahkemesince gerekli kararın verilebileceği aşikardır. HMK.'nun 355. Maddesi kapsamında Dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır. Dolayısıyla, tarafımızca da izah ve iştirak olunan bu gerekçeler ile ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir....
(c) Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı ve soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası: tüzel kişi ise unvanı, vergi kimlik numarası, biliniyorsa ticaret sicil numarası ve Merkezi Sicil kayıt Sistemi numarası: adresi, biliniyorsa telefonu ve elektronik iletişim bilgileri"nin yazılacağı hususunun belirlendiği, böylece ... ile bütün abone sözleşmeleri kapsamında tüketici-tacir ayrımı yapılmadan bütün aboneler hakkında ...'nin uygulanacağı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Yine aynı Kanun'un "Ödeme emrine itiraz" başlıklı 7.maddesinin 1.bendinde "Borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde, herhangi bir icra dairesine başvurarak ödeme emrine itiraz edebilir, 3.bendinde; "Süresi içinde borca yapılan itiraz üzerine icra takibi durur. Duran takip hakkında, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun ilgili hükümleri uygulanır" denilmektedir....
borca, faize ve yetkiye itiraz etmesi gerekirken bu süre geçirildikten sonra itirazın yapıldığı anlaşılmakla, davacının borca, faize ve yetkiye itirazının süreden reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/06/2021 NUMARASI : 2020/76 ESAS - 2021/448 KARAR DAVA KONUSU : Yetkiye ve borca itiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 34.İcra Dairesinin 2020/3070 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, yetkili icra dairesinin Sakarya İcra Dairesi olduğunu, takibin 15.000- TL çek bedeli üzerinden başlatıldığını, ancak çek yaprak bedelinin 2.030- TL'sinin alındığını, takibin 12.970- TL üzerinden başlatılması gerektiğini, takibe konu çek bedelinin alacaklıya çeşitli tarihlerde PTT'deki posta çeki hebasına ödendiğini belirterek yetkiye ve borca...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca 04/10/2021 ve 05/10/2021 tarihli icra memur işlemlerini şikayettir. Kemalpaşa İcra Müdürlüğü'nün 2021/1353 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacı vekili tarafından borçlu T3 izafeten Erhan Gedik aleyhine başlatılan ilamsız takipte 7 örnek ödeme emrinin aynı isimle tebliğe çıktığı ve 29/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu Erhan Gedik vekili Av. T4 tarafından 01/10/2021 tarihli borca itiraz dilekçesi ile yetki ve borca itiraz edildiği, 06/10/2021 tarihli borca itiraz dilekçesi ile T3 Şirketi vekili Av....
İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 31/12/2005NUMARASI : 2005/1791-1653 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu hakkında bonoya dayanılarak takip yapılmış ve adı geçene 10 örnek no'lu ödeme emri gönderilmiştir. Ödeme emri borçluya 04.10.2005 tarihinde tebliğ olunmuş, İİK'nun 168/5. maddesinde belirtilen yasal 5 günlük itiraz süresi içinde yetkiye, borca, faize itiraz olunmuştur. İtiraz süresinin son günü tatile rastladığı için tatili takip eden ilk iş günü itiraz yapılmıştır. İİK'nun 19. maddesi "gün olarak tayin olunan müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz. Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takip eden günde biter....
. - K A R A R - Davacı vekili taraflar arasında yapılmış Ticari Ürün Satın Alma Sözleşmesi, satıcı firma sözleşmeleri ve cari hesap uyarınca doğmuş 45.717,16 TL. asıl alacak ve faizinin tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlatıldığını, borçlu vekilinin borca ve yetkiye itirazının yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili müvekkili şirketin takip tarihi itibariyle borçlu bulunduğu 5.002,23 TL yi icra dosyasına yatırdıklarını, davacıya başkaca borçlarının olmadığını, davalının ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturaları kendi kayıtlarına işlemekten kaçındığını ve bu suretle dava konusu alacağın oluşturulduğunu, temerrüdün söz konusu olmadığını, bu nedenle talep edilen faizin kabulünün mümkün olmadığını, icra inkar tazminatı talebinin de reddi gerektiğini beyan etmiştir....
İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve bu itirazın olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmadığı hallerde geçerli bir takibin bulunamayacağı açıktır. O halde bu husus İİK’nun 67.maddesi uyarınca bir dava şartıdır ve dava şartları da mahkemece re’sen gözetilmek zorundadır. Somut olayda davalı, hem icra dairesinin yetkisine, hem de borca itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece İİK’nun 50.maddesi uyarınca öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemesi isabetsizdir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir. Karşılaştırıldı. ......