Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, icra takip dosyasına sunulan şikayet dilekçesi ile takipten 06.09.2021 tarihinde haberdar olunduğu, bu tarihten itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna dair başvuruda bulunulmadığı dikkate alındığında şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Öte yandan mirasın reddi nedeniyle ilamsız takibin iptali talebinin borca itiraz niteliğinde olduğu, borca itirazın İİK.nın 62/1 maddesi uyarınca 7 gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerektiği dikkate alındığında davanın reddine karar verilmesi de usul ve yasaya uygun bulunduğundan şikayetçi vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353- 1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

ilişkinin senedin geçerliliğine etki etmeyeceği, davacının senedin ödendiği vb hususları ispat edemediğinden bahisle yetkiye ve borca itirazın redine, tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz. Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekecektir. Bakiye borç hesabı işlemi sırasında uygulanan faiz oranının, takipte kesinleşen faiz oranına ve yasalara aykırılığı, ancak icra müdürlüğünce dosya hesabı yapılması halinde borçlu tarafça şikayete konu edilebilecek ve mahkemece denetlenebilecektir. Somut olayda ise borçlular tarafından icra müdürlüğüne yapılmış bir başvuru olmadığı gibi, müdürlükçe yapılan herhangi bir dosya kapak hesabına da rastlanılmamıştır. O halde mahkemece, borçluların başvurusunun bu aşamada hukuki yararları olmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, borca ve faize itiraz süresi geçtiği halde kesinleşen faiz miktarı ve oranına yönelik inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İcra Müdürlüğünce vekaletnamenin yabancı devlet noterliğinde düzenlenmiş bir vekaletname olmaması ve Türkiye'de hukuken geçerliliğinin bulunmaması sebebiyle kabul edilmediğini, icra müdürünün vekaletnameyi geçersiz kabul ettiğini, yasal süresi içerisinde borca itiraz edilmiş olmasına rağmen daha sonra alacaklı vekilinin talebiyle icra işlemlerinin yapılması ve borca itiraz etmiş müvekkili aleyhine malvarlığı sorgulamalarının yapılması, bazı firma ve müdürlüklere 89/1 haicz müzekkeresi gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, şikayetin kabulü ile 06/08/2019 tarihli borca itirazın geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece İİK.nun 18/3 ve HMK 320/1 maddelerine göre, şikayet konusu nedeniyle açıklama yapılmasına ve duruşma açılmasına gerek olmadığı takdir edilerek evrak üzerinde yargılama yapılarak hüküm kurulmuştur. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "......

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde; borçluların icra mahkemesine başvurusunda, takip konusu bononun, genel kredi sözleşmesi nedeniyle verildiği, teminat seneti olduğu ve sair şikayetleri ile takibin iptalini talep ettikleri anlaşılmıştır. Borçluların, senedin teminat senedi olduğuna ilişkin icra mahkemesine başvuruları, İİK'nın 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın, İİK'nın 169/a maddesi gereğince incelenmesi ve aynı maddenin 5. fıkrası uyarınca itirazın kabulü halinde takibin durmasına karar verilmesi gerekmektedir. İİK'nın 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir....

    nun 168/5. bendi gereğince davacı borçlu T1 yönünden borca itiraz şikâyetinin yasal beş günlük itiraz süresi içinde yapılmadığı, diğer davacı borçlu T2 yönünden ise her ne kadar borca itiraz süresinde ise de davacının borca itirazının kabul edilebilmesi için İİK 169/a-1 maddesi hükmüne göre borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı gerektiği ancak davacının bu nitelikte bir belge sunamamış olduğu gerekçeleri ile yetki itirazlarının reddine, davacıların borca itirazlarının reddine karar verilmiştir....

    yer alan alacağa ve ferilerine yönelik yapmış oldukları itirazın reddi kararının hukuka aykırı olarak verilmiş bir karar olduğunu ve kaldırılması gerektiğini, anılan sebeplerle, şikayetin kabulünü, takibin durdurulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir....

    bilgilerinin istenilmesi talebinin ve bu isteğe bağlı olarak yapılan işlemlerin iptali ile borca ve ferilerine itirazlarının kabulünü talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Uyuşmazlık, İİK.nun 272. maddesi gereğince gönderilen tahliye emrinin şikayet yolu ile iptali istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 13/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Dava, şikayet yolu ile İİK.nun 16-18.maddelerde düzenleme alanı bulan icra dairesinin işleminin iptaline ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 26.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        UYAP Entegrasyonu