Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/12/2014 tarih ve 2014/1524-2014/1526 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi itiraz eden borçlular vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Talep eden(alacaklı) vekili, alacaklı bankanın borçlular ile 13.11.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi akdetmesinden doğan 197.990,30 TL alacağı için borçluların taşınır ve taşınmaz mallarına ve üçüncü şahıslarda ki hak ve alacaklarına borca yetecek tutarda ihtiyaten haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece talebin kabulüne karar verilmiştir. İtiraz eden borçlular vekili itiraz dilekçesi ile özetle; mahkemenin itiraza konu ihtiyati haciz kararının Akşehir 1....
Ltd Şti arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının anılan dava dışı asıl borçlu şirketin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettirdiği gibi aynı zamanda ipotek limiti kadar müteselsil kefil olduğunu, dava dışı asıl borçlu şirketin yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine hesabın kat edilerek noter kanalıyla borçlulara ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen ilamsız icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahının bulunduğu yer ......
İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek (7) numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun yasal sürede icra dairesine verdiği dilekçe ile yetkiye ve borca itiraz ettiği, alacaklının yetkiye ve borca itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin reddedildiği görülmektedir. İİK'nun 50. maddesi uyarınca, para veya teminat borcu için yapılan takiplerde HMK'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanır....
Temyiz eden: Davacı vekili Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: A- DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı D... Hidrolik Pnomatik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili, Konya'daki davacı şirketin davalıya muhtelif malzemeler satıp, fatura ve sevk irsaliyelerini de düzenleyerek kargo aracılığıyla Gaziantep'teki adresinde teslim ettiğini, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine Konya İkinci İcra Müdürlüğü'nün 2003/2562 sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, davalının haksız şekilde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiğini, B.K. nun 73. maddesine göre para borçları alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğinden, davacı alacaklının kendi ikametgahının bulunduğu yerde de icra takibi yapabileceğini ileri sürerek, yetkiye ve borca İtirazın iptaline karar verilmesini İstemiştir....
Somut olayda ; Düziçi İcra Müdürlüğü'nün 06.01.2020 tarihli kararı ile takibin yetki yönünde durdurulmasına, borçlunun sair itirazlarının yetkili icra müdürlüğünce değerlendirilmesi şeklinde karar verildiği, ilk derece mahkemesince bu karar gerekçe gösterilerek dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de ; davalı borçlunun takipte hem yetkiye hem de borca itirazı üzerine İİK'nin 66. Maddesi gereğince takip kendiliğinden durduğundan ve davacı tarafça İİK.nin 67. maddesine istinaden borçlunun yetkiye ve borca yaptığı itirazın iptali talep edildiğinden ilk derece mahkemesince 6100 sayılı HMK ve 2004 sayılı İİK'nın yetkiye dair hükümleri ve taraf delilleri değerlendirilerek öncelikle İcra Müdürlüğünün yetkili olup olmadığı konusunda bir karar verilmesi gerekirken hatalı olarak İcra Müdürlüğünce verilen karar gerekçe gösterilerek hüküm tesis edilmesi sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının yetkiye ilişkin itirazlarının istinafa konu edilmesinin bu konuda verilen Adana Bölge Adliye Mahkemesi'nin 29/01/2018 tarihli 2018/131 esas 2018/106 karar sayılı kararına açıkça aykırı olduğunu, davacının faize ilişkin istinaf sebep ve iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, takibe konu alacağa konu senet bedelinin 82.400 Amerikan doları olduğunu ve taraflarınca dava konusu takipte 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesine uygun olarak faiz talep edildiğini belirterek davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, borca, işlemiş faize ve oranına ilişkin itirazdır. İskenderun İcra Dairesinin 2017/21370 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı T3 tarafından borçlu T1 hakkında 07/06/2017 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla 82.400,00 USD'nin tahsili için takip başlatıldığı, süresinde borca ve faize itiraz edildiği anlaşılmıştır....
Somut olayda, alacaklı, borçlu hakkında enerji verimliliği hizmet sözleşmesine dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatmış olup, borçlu ise süresi içerisinde icra dairesinde takip dayanağı sözleşmeye, sözleşmedeki imzaya dair esas hakkındaki itirazları ile birlikte yetki itirazında bulunmuş ve yetkili icra dairesinin borçlu şirket merkezinin bulunduğu Konya icra müdürlüğü olduğunu ileri sürmüştür. Alacaklının İcra Mahkemesine başvurarak borca ve yetkiye yönelik itirazın kaldırılmasını istediği, mahkemece yetki itirazının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Takip dayanağı sözleşme borçlu tarafından kabul edilmediğine göre ispat yükü kendisinde olan alacaklının, yetkiye yönelik itirazın haksızlığını İİK'nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerle ispatlayamaması nedeniyle, yetki itirazının kaldırılması talebinin reddi yerine kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Öte yandan, aynı Kanun'un 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Somut olayda; alacaklının borçlu aleyhine ... 13. İcra Müdürlüğü’nde 09/12/2013 tarihinde genel haciz yolu ile takibe başladığı, borca ve yetkiye itirazı sonrasında yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkisizlikle ... 9....
Nitekim davalı borçlu takibe karşı itirazında, davacı alacaklı ile aralarındaki kira ilişkisine ve kira miktarına karşı çıkmamış, alacaklı görünen şahsa -//- herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek takibe ve borca itiraz etmiştir. İ.İ.K.'nun 269/2. maddesi hükmüne göre borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi ve kira ilişkisini kabul etmiş sayılır. İİK.'nun 63. maddesine göre de davalı borçlu itiraz sebeplerini değiştiremez genişletemez. Davalı borçlu az önce değinildiği gibi itirazında kiracılık ilişkisini inkar etmeyip, borca itirazda bulunduğundan kira ilişkisinin ve borç miktarının kesinleştiğinin kabulü zorunludur. Bu durumda mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle kira alacağına ilişkin istemin de reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Mahkeme dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucunda; yetkiye itirazın kabulüne karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; çekin bankaya ibrazı ile götürülecek borca dönüştüğünü, bu halde alacaklının yerleşim yerinde takip yapılabileceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 06.07.2021 tarihli dilekçesi ile alacağın temlik edildiği ve Yıldız Entegre Ağaç San. A.Ş.'nin takip alacaklısı konumuna geldiğinden bahisle davadan feragat ettiklerini bildirmiştir. HMK'nın 310. maddesine göre; feragat ve kabul hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir....