Bölge Adliye Mahkemesi Kararı C.1.Gerekçe ve Sonuç İİK'nın 169/a-1 maddesinde sayılan belgelerle borca itirazın ispatlanamadığı, itiraz dilekçesinde işlemiş faize de itiraz edildiği, bononun vade tarihinin 15.06.2017; takip tarihi ise 06.12.2017 olduğu, buna göre 350.000 x 174 x 9,75 /36.500 = formülüyle 16.267,81 rakamına ulaşıldığı, takipte istenen işlemiş faiz tutarının da 16.267,81 TL olduğu, itiraz dilekçesinde delil olarak menfi tespite ilişkin dava dosyasına yer verilmediği, genel mahkemelerde açılan davaların, dar yetkili icra hukuk mahkemesinde görülen itiraz davalarında bekletici mesele yapılamayacağı, İİK'nın 170/b maddesi delaletiyle aynı Kanun'un 67/3. maddesi gereğince muteriz borçlular aleyhine, kötüniyetle imza itirazında bulundukları ve borca itiraz ettikleri saptanmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin isabetli olduğu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "davacıların yetkiye ve borca itirazlarının ayrı ayrı reddine, takip geçici olarak durdurulmadığından davalı alacaklının tazminat talebinin reddine" karar verilmiştir....
İş Mahkemesinin 2018/369 Esas - 2019/93 Karar sayılı dosyası ile işe iade davası görüldüğü ve alacaklı lehine olacak şekilde davanın kabulüne karar verildiğini, boşta geçen 4 aylık tazminatının peşin olarak ödendiğini, kendisine işe başlaması için 3 gün süre verildiğini, fakat karşı tarafın işe başlama hususunu kabul etmeyerek hakkı olmadan kendisine bir takım başka imkan ve özlüklerin verilmesini, maaşına zam yapılmasını talep ettiğini, bu talepleri kabul etmediklerini, alacaklı tarafından hukuka aykırı olarak 4 aylık işe başlatmama tazminatı itirazlarına konu icra takibine dayanak edildiğini ve takip başlatıldığını, süresi içinde takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiklerini, bu nedenlerle yetkiye, söz konusu icra takibine, borca, faize ve ferilerine itirazlarının kabulü ile hukuka aykırı olarak başlatılan takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda dosyanın incelenmesinde, takip talebi ve ödeme emrinde işlemiş faiz miktarının yazılı olduğu ve takip sonrası işleyecek faizin de takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz olarak açıkça istenildiği görülmektedir. Kaldı ki borçlunun icra dairesine itirazında sadece yetkiye itiraz ettiği, faize ve borca itiraz etmediği, bu durumda faizin de itirazsız olarak kesinleştiği anlaşılmıştır. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı dava dilekçesinde özetle; Hakkında başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrini 12/04/2019 tarihinde tebliğ aldığını, yasal süre içinde itiraz ve şikayetlerini yaptığını, yetkiye, imzaya, borca ve faize itiraz ettiğini, zamanaşımı defiini ileri sürdüğünü, takip dayanağında Afyon icra dairelerinin yetkili olduğunun düzenlendiğini, ancak Sinanpaşa İcra Dairesi'nde takibin başlatıldığını, Sinanpaşa'nın yetkisiz olduğunu, Adana'da ikamet ettiğini, yetkili yerin Adana İcra Daireleri olduğunu, davalıya borcunun bulunmadığını, davalının kendisinin imzasını kullanarak ve taklit ederek sahte senet düzenlediğini, düzenlediği sahte senette tahrifat yaptığını, düzenlenme tarihinin 2008 olarak yazıldığını, ancak daha sonra 2018 olarak tahrifat yapıldığını, tahrifat olduğundan davalı tarafından sunulan belgenin kıymetli evrak niteliğinde olmadığını, davalıya borcu olmadığından borca ve faize ve diğer ferilerine itiraz ettiğini, senetlerin zamanaşımına uğradını, davalı...
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı yana kendi nam ve hesabına olmak üzere kepçe çalışması ve mıcır yükleme hizmeti verildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine başlatılan icra takibinin yetkiye, borca ve ferilerine itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 icra ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ikametgahı ...'de olup davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı tarafça verilen hizmet ile müvekkilinin ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın usul ve esastan reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda, borçlunun, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği şikayeti ile birlikte icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek borca ve faize itiraz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazı hakında olumlu olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir. O halde Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan konularda bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın ve olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8....
-K. sayılı ilamı ile 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere bozulduğu, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; borçluya kıymet takdir raporunun 10.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre de icra mahkemesine 06.05.2019 tarihinde yaptığı başvurunun süresinde olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, borçlunun, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği şikayeti ile birlikte icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek borca ve faize itiraz ettiği, diğer taraftan aynı tarihte ... 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/403 E. sayılı dosyasında, ihalenin feshine yönelik şikayetinde, aynı takip dosyasındaki kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin de usulsüz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır....
Takibin türüne göre borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Davacının takip öncesi işlemiş faize yönelik itirazının kısmen yerinde olduğu bu itibarla da İİK md. 169/a-5 gereği fazla talep edildiği tespit edilen 789,04 USD yönünden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Takip sonrası işleyecek faiz oranın da itiraz konusu edildiği somut olayda, takip talebinde, takip tarihinden itibaren asıl alacak ve işlemiş faize kül halinde işleyecek (yıllık %6,50 oranıyla, fili ödeme günündeki USD satış kuru üzerinde faiz talep edildiği anlaşılmıştır....
HMK’nun 297/.... maddesi uyarınca, hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut olayda borçlu şirket vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, çek tazminatına, çek komisyonuna ve faize itiraz ettiği, ancak mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Bu durumda yukarıda yazılı madde hükmü gözeltilmek suretiyle borçlunun, çek tazminatına, çek komisyonuna ve faize itirazları hakkında da değerlendirme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, sadece borca itirazın incelenerek sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir....