İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/03/2023 NUMARASI : 2022/115 ESAS 2023/148 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Yetki İtirazı KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilleri aleyhine Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2022/7275 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe konu bonodaki imzanın müvekkillerinin murisine ait olmadığını, murisin davalıya borcunun bulunmadığını, ayrıca takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatılmadığını yetkili icra müdürlüğünün Niğde İcra Müdürlüğü olduğunu belirterek imzaya, borca ve yetkiye itirazın kabulüne, takibin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
HD'nin 2016/31285- 2018/3912, 2013/20925- 2013/29843 Esas-Karar sayılı ilamları da bu yöndedir.) bu doğrultuda davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğunun anlaşılmasına, borca ve imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan menfi tespit davaları ile aynı nedenlerle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan davaların kendiliğinden icra takibini durdurmayacağı gibi bu davaların icra mahkemesince bekletici mesele yapılamayacak olmasına (Yargıtay 12....
de yapılması gerektiğini belirterek borca, imzaya ve yetkiye itiraz ettiği, mahkemece; 19.02.2015 tarihli celsede taraflarca takip edilmeyen dosyanın HMK'nin 150/1. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği, akabinde üç aylık süre içinde yenilenmediğinden bahisle HMK'nin 150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmektedir.İİK'nin 169/a-1. maddesinin son cümlesine göre; icra mahkemesi hakimi, yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun, yasal süresi içinde imzaya itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, imza itirazının reddine karar verildiği görülmektedir. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacılar hakkında başlatılan takibin Adana İcra Müdürlüklerinde açılmasını gerektirecek herhangi bir sebebin mevcut olmadığından davacıların yetki itirazının kabulüne, Adana İcra Müdürlüklerinin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı borçlular yönünden dosyanın görevli ve yetkili Kahta İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, davacı borçlular tarafından imzaya ve borca itiraz edilmiş ise de; Yerel Mahkemece yetki itirazı kabul edilmiş olduğundan davacıların bu husustaki talebi yönünden bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya ve borca itiraz niteliğindedir. 2004 sayılı İİK'nın 170. maddesinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya itiraz düzenlenmiş olup maddenin üçüncü fıkrasına göre icra mahkemesi 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. Öte yandan, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. HGK'nın 14/3/2001 tarih, 2001/12- 233 ve 20/6/2001 tarih, 2001/12- 496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/1387 esas ve 2021/84 karar sayılı dava dosyası inceleme talep edilerek UYAP üzerinden incelendiğinde; aynı icra takibine yönelik olarak davacı T1 tarafından açılan davada, takibin dayanağı olan senedin bir nüshasının borçluya tebliğ edilmediği şikayetinin yanında, yetkiye, imzaya ve borca itirazlar ve sair şikayetler de ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece, davacının takibin dayanağı olan belgenin bir nüshasının borçluya tebliğ edilmediği şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin iptaline, sair itirazların davacıya usulüne uygun ödeme emri tebliğinden sonra yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verildiği ve kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20 ....
DAVA KONUSU : İCRA TAKİBİNE İTİRAZIN KALDIRILMASI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun borca ve yetkiye itiraz ettiğini, yetki itirazının geçerli olabilmesi için yetki itirazında yetkili icra dairesinin belirtilmesi gerektiğini, belirtilmediği için geçerli bir yetki itirazının bulunmadığını, borçlu tarafından borca itiraz edilmiş ise de çekte yer alan imzaya itiraz edilmediğini, imzası ikrar edilmiş İİK 68/a anlamında belge olduğunu belirterek itirazın kaldırılmasına, %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. Maddesi gereğince şikayete, İİK'nın 170/a maddesine dayalı kambiyo şikayeti ile İİK'nın 169. Maddesi gereğince borca itiraza ilişkindir. Milas İcra Dairesinin 2021/697 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, takip alacaklısı davalı vekilince davacı borçlu aleyhine 100.000,00 TL alacağın tahsili talebi ile kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığı, davacıya ödeme emrinin 19/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, aynı tarihte açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır....
Hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu ve rapor doğrultusunda imzaya itirazın reddine karar verilmesi de yerindedir. Davacının sair itirazları ise borca itiraz niteliğinde olup İİK'nın 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı ve itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Somut olayda, davacının İİK'nın 169/a maddesi gereğince iddialarını ispatlayamadığı, takibe konu senedin kambiyo vasfına haiz olduğu anlaşılmış olup, mahkemece davacının borca itirazının reddine ilişkin duruşmalı olarak verilen karar yerindedir....