WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun başvurusu bu hali ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 168/4- 5. maddelerine dayalı imzaya ve borca itiraz niteliğindedir ve aynı maddeye göre imzaya ve borca itirazın beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz edene tebliğinden itibaren başlar ve hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir. Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 18/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, yasal 5 günlük itiraz süresinin 23/12/2019 tarihinde sona erdiği halde, borçlunun süresinden sonra 02/01/2020 tarihinde icra mahkemesine müracaatla itirazda bulunduğu, başvurusunda tebligatın usulsüzlüğüne yönelik bir şikayetinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, davacının imzaya ve borca itirazının süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir....

Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. İcra dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin borçluya 22.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 27.12.2018 tarihinde açıldığı görülmektedir. Borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik iddiasının bulunması ve Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin yerinde görülmeyerek reddedilmiş olması yasal süresi içerisinde yapılan itirazların incelenmesine engel teşkil etmez. Kaldı ki borçluya ödeme emrinin tebliğine ilişkin mazbatada haber bırakılan komşu, kapıcı, yöneticinin kim olduğunun yazılı olmadığı, bu haliyle ödeme emrinin borçluya tebliğinin TK'nın 21/1, Tebligat Yönetmeliğinin 35/f ve 30 ile 31. maddelerine aykırı ve usulsüz olduğu anlaşılmaktadır....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/01/2020 NUMARASI : 2018/369 ESAS 2020/59 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; alacaklıya borcu olmadığını, gönderilen ödeme emrindeki ana paraya, imzaya, faize, yetkiye ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, T2 Şile İcra Müdürlüğünün 2018/4744 Esas sayılı takip dosyasının derdest ve rehinli takip olduğu halde uydurma ve sonradan doldurma senet adı altındaki evrak ile takibe girmesinin hukuka aykırı olduğunu, evraktaki imzanın kendisine ait olmadığını, yetkili icra dairesinin Gülşehir İcra Daireleri olduğunu, yetkiye itiraz ettiğini belirterek yetkiye, takibe, borca, senede, imzaya itirazlarının kabulü ile icra takibinin iptaline karar verilmesini...

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/09/2021 NUMARASI : 2019/208 ESAS - 2021/527 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; takibe konu çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, çekin teminat amaçlı olarak 18/02/2009 tarihinde takip ve dava dışı Günal Construction Trading ve Industry Co....

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı alacaklı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle;Yerel mahkemece verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, öncelikle dava dilekçesinde talep edilmemiş olan 11/05/2018 tarihli talep evrakında aleyhe olan tazminat talebi ve diğer hususları kabul etmediklerini, dava dilekçesinde imzaya itiraz edilmiş ise de sonuç ve istek kısmında imzaya açıkça itiraz edilmediği, ödemiş olduğu borca istinaden usul ve yasaya aykırı takibe ve borca itiraz edilmiş olduğunu, bu şekilde zımni olarak borcun ikrar edildiğini, mahkemenin taleple bağlı olduğundan davacının talebinin dışına çıkılarak imzaya itirazın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin imzaya itirazın kabulüne ilişkin kararını kabul etmediklerini, dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, bilirkişi raporuna yönelik itirazlarını da aynen tekrar ettiklerini, icra takibi dayanağı senetlerin, müvekkilinin alacağına karşılık olmak üzere verildiğini icra...

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/3757 KARAR NO : 2022/2510 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KALE(DENİZLİ) İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/03/2021 NUMARASI : 2021/3 ESAS 2021/14 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borca ve imzaya itiraz ettiklerini, takibe dayanak bonodaki imzanın Gülsüm'e ait olmadığını, davalının kendi el yazısıyla senetteki alacaklı kısmını doldurduğunu ve borçlu kısmına Gülsüm ismini yazarak imzaladığını, davalı ile müvekkilleri arasında hiçbir alacak-verecek ilişkisi olmadığını, senedin...

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının borca itirazının usulden reddi gerektiğini, zira senetten kaynaklı borç ilişkisinin asıl ilişkiden bağımsız bir nitelikte olduğunu, davacının borca itirazını yazılı delille ispatlayamadığını, imzaya itiraz yönünden ise hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı ve elverişli olmadığını, mahkemece rapora itirazları doğrultusunda dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmemesinin isabetsiz olduğunu, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 170. Maddesi uyarınca açılmış kambiyo takibinde imzaya itiraz davasıdır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yetkiye, Borca ve İmzaya İtiraz DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:11.05.2016 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipten kaynaklanan şikayete ilişkindir....

    İcra Müdürlüğünün 2021/18206 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilleri aleyhine başlatılan takibin dayanağını oluşturan yukarıda tanzim ve vade tarihleri belirtilen senet üzerinde bulunan imzaların hiçbir şekilde müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin karşı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin ikametgahının Sarıyer/İstanbul olduğu, bu nedenle söz konusu icra takibi yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılmış olduğunu, İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, yetkiye itiraz ettiklerini, tüm bu sebeplerle imzaya, borca, faize ve yetkiye ilişkin itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir....

    Yetki itirazı ise açıklanan maddenin 1.fıkrası hükmü kapsamına girmeyip esasa yönelik bir itiraz niteliğinde olmadığından itiraz eden davacılar aleyhine tazminata hükmedilmesi mümkün değildir. Davacı Alime'nin diğer itirazı ise imzaya itirazdır. İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, imza itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi ve aleyhine para cezasına hükmedilebilmesi için, icra mahkemesince yapılacak imza incelemesi sonucu imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması ve takibin ikinci fıkraya göre geçici olarak durdurulmuş olması gerekir. Somut olayda, mahkemece imza incelemesi yapılmadan davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, davacı Alime aleyhine imzaya itirazın reddi nedeniyle tazminata ve para cezasına hükmedilmemesi de yerindedir. (benzer mahiyette Yargıtay 12....

    UYAP Entegrasyonu