Borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi kapsamında incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. Borçlu tarafça borca itirazın yukarıda anılan belgelerle ispatlanamadığından borca itirazın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde; HMK.nın 355.maddesine göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun resen nazara alınabileceği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu dikkate alındığında, yetkiye, imzaya ve borca itirazın reddine, ilişkin kararda mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği anlaşıldığından davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatılmış, borçlu vekili tarafından yetkiye ve borca itiraz edilmiştir. Mahkeme, usulsüz tebligat ve yetki itirazının süresinden sonra yapıldığını, takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımının da yerinde olmadığını belirterek istemlerin reddine karar vermiştir....
Borçlunun kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte alacaklıyı taraf göstererek, icra mahkemesinde borca yetkiye itirazda bulunarak takibin durdurulmasını İİK 169 vd maddelerine göre isteyebilir. İcra mahkemesince hakim İİK.nun 169/a maddesinin birinci fıkrası uyarınca itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç 30 gün içinde duruşmaya çağırır. Borçlu itiraz dilekçesinde alacaklıyı hasım(karşı taraf) göstermemiş olsa bile icra mahkemesinin alacaklıyı da duruşmaya çağırması gerekir. İtiraz bir dava olmayıp, borçlunun borçlu olup olmadığının icra takibi usulü içinde tespit edilmesine yarayan bir yoldur. Somut olayda borçlunun icra mahkemesinde süresi içinde verdiği dilekçede yetkiye imzaya borca itiraz etmiş olup, itirazın da kesin taraf olarak sadece alacaklıyı göstermesi gerekirken, takibin diğer borçlusunu göstermesi usulsüzdür....
Dava, kira alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibinin kesinleştiğinden bahisle tahliye, birleşen dosyada ise icra dairesinin yetkisine ve borca yönelik itirazın kaldırılması, icra-inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Davalı, Yenişehir İcra Müdürlüğünde başlatılan icra takibi sonucu gönderilen ödeme emrine karşı yetkili icra dairesinin ... İcra Dairesi olduğunu ileri sürerek yetkiye ve borca itirazda bulunmuş, mahkemece davalının ikametgahının, taşınmazın bulunduğu yer ve sözleşmenin ifa edileceği yerin Bursa olduğundan, yetkiye itiraz doğru bulunup, davacının yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi üzerine, karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz olunmuştur....
Davalı Liberty Sigorta A.Ş. vekili, kusura, hasara, faize ve icra inkar tazminatı istemine itiraz ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., icra takibi sırasında yetkiye itiraz ettiğini bildirip, kusura itiraz ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile davalıların Beyoğlu 2. İcra Müdürlüğünün 2008/9019 esas sayılı dosyasındaki itirazlarının 4.325,56 TL itibariyle iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, kabul edilen asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1.Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalıların Beyoğlu 2.İcra Müdürlüğünün 2008/9019 esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın iptalini istemiştir. Davalı ..., icra dosyasına yaptığı itiraz ile icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir....
Ödeme emri tebligatını alan davacı borçlunun süresinde yaptığı yetkiye itiraz diğer konular incelenmeksizin kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.. '' şeklindeki gerekçe ile '' Yetki itirazının Kabulüne, Ankara İcra Dairelerinin yetkisizliğine, yetkili icra dairelerinin Antalya İcra Müdürlüğü olduğunun kararlaştırılmasına, talep halinde dosyanın yetkili Antalya İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, yetkiye itiraz kabul edilmekle diğer hususlarda karar verilmesine yer olmadığına'' karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2023/428 Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, davalının yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı bulunduğu... İcra Mahkemesinde görülerek, icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz ile ilgili karar verilmesi suretiyle uyuşmazlığın sonuçlandırılması gerekmektedir. III. KARAR Açıklanan sebeplerle; 6100 sayılı Kanun’un 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince... İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi....
Davalılardan ..., hem icra dairesinin hem mahkemenin yetkisine itiraz ederek davanın reddini savunmuş,diğer davalı ... ise davanın reddini dilemiştir. Mahkemece icra dosyasının yetkiye itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu, bu nedenle İİK 67.maddesi anlamında ortada bir takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. İcra ve İflas yasasının 67. maddesi ğereğince takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak umumi hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.İtirazın iptali davası borcun varlığına ilişkin sebeplerle açılabileceği gibi bununla birlikte yetkiye itiraz edilmesi halinde de açılabilir. Olayda davacı alacaklı, davalının icra takibinde yetkiye ve borca yaptığı itiraz neticesinde seçim hakkını kullanmış, itirazın kaldırılması yerine itirazın iptalini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlunun borca ve yetkiye itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının, itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; takip dayanağı protokoldeki imza borçlu tarafından inkar edilmediğinden protokolün, İİK'nun 68/1. maddesindeki belgelerden olduğu gerekçesiyle istemin kabulü ile borçlunun yetkiye ve borca itirazının kaldırılmasına ve takibin devamına karar verildiği anlaşılmaktadır....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirkete araç sattığını, faturanın ödenmeyen 8.000.00 YTL’lik kısmı için yapılan icra takibinin davalının yetkiye ve borca itirazı üzerine durduğunu ... sürerek itirazın iptaline, % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, davalının icra dosyasına yaptığı itirazının 7.000.00 YTL’lik kısmının iptaline karar verilmiş, hüküm davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Davalı borçlu aleyhindeki icra takibine yaptığı itirazında hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece, İİK.’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....