Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sair temyiz itirazlarının reddi ile; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçluların yetkiye ve borca itiraz ettiği, mahkemece bonoda kararlaştırılan yetki anlaşmasının geçerli olduğu gerekçesi ile yetki itirazının reddi ile birlikte esastan inceleme yapılarak borca itirazın da reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca; bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde ancak, TTK'nun 689/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir....

    Davalı borçlu vekili 10.02.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkili şirketin adresi Antalya olduğundan yetkili icra müdürlüğünün Antalya İcra Müdürlüğü olduğunu, yetkiye itiraz ettiğini, müvekkilinin alacaklı görünen tarafa borcu bulunmadığını bildirerek yetkiye, borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur. Davalı, söz konusu alacağın yargılamayı gerektirdiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....

      Şikayetçinin borca itiraz ve yetkiye itirazı hususunda da; İİK'nun 62/1. maddesine göre genel haciz yoluyla ilamsız takipte borca itirazın, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde icra dairesine yapılması gerekir. Takibin şekli itibariyle icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılan borca ve yetkiye itiraz sonuç doğurmayacağı gerekçesi ile davacının borca ve yetkiye itirazının reddine karar verilmiştir ...'' şeklindeki gerekçe ile davacının davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen sebeplerle müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, mahkeme değerlendirmesinin Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmeliğe aykırı olduğunu, ilk derece mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir. Uyuşmazlık; usulsüz tebligat şikayeti ve borca ve yetkiye itirazlarının süresinde kabul edilerek takibin durdurulması istemine ilişkindir....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Dava konusu borç abonelik sözleşmesinden kaynaklanan para alacağına ilişkin olup 7155 sayılı kanun ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan yönetmelik gereğince takibin Merkezi Takip Sistemi üzerinden yapıldığını, ilgili yönetmeliğin 11.maddesinde borca itiraz durumunda 2004 sayılı İİK hükümlerinin uygulanacağı , yetkiye itiraz halinde sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçe- neğinin seçileceği belirtilmiş iken, hem borca hem yetkiye itiraz halinde izlenecek yolun belirtil- mediğini, ayrıca borca ve yetkile birlikte itiraz olunması halinde MTS portalından yetki itirazının kabulüne yönelik bir seçenek veya buton bulunmadığını ,kaldı ki yetki itirazında bilirtilen yerde dava açıldığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 maddesine dayalı olup, telefon aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle MTS üzerinden başlatılan...

        Şti'nin yasal sürede icra dairesine verdiği dilekçesinde borca itiraz ettiği, alacaklının itirazın kaldırılması isteminde bulunduğu, mahkemece, takip dayanağı belgenin İİK'nun 68. maddesinde sayılan belgelerden olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda, takip dayanağı belge, "alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi" başlıklı olup, belgede borcun konusunun, borçlunun alacaklıya ödeyeceği tutarın ve ödeme günlerinin açıkça belirtildiği ve sözleşmenin taraflarca imzalandığı, borçlunun itiraz dilekçesinde belgedeki imzasına itiraz etmediği anlaşılmaktadır....

          İcra Müdürlüğü'nün 2019/3559 Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, borçlunun yetkiye ve borca itirazı üzerine, alacaklıların yetki itirazının kabulü nedeniyle dosyanın Erciş İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği, Erciş İcra Müdürlüğünün 2019/1432 Esas numarasına kaydedilen takip dosyasından borçluya ödeme emri tebliğinin çıkarılmadığı, borçlu tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığı görülmektedir. Buna göre, alacaklılar tarafından yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan ilamsız takipte borçlu yetkiye ve borca itirazda bulunmuş olup dosya yetkili icra dairesine gönderilmiş olmakla yetkili icra dairesinden borçluya gönderilecek ödeme emri borçluya yeniden itiraz hakkı verir. Borçlunun yetkisiz icra dairesinde yaptığı borca itiraz, yetkili icra dairesinde başlatılan takip yönünden hiçbir hukuki sonuç doğurmaz. Bu aşama alacaklının yetkisiz icra müdürlüğüne yapılan itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı yoktur....

            İcra Müdürlüğü'nün 2014/6602 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak borçlunun hem yetkiye hem de borca itiraz ettiğini, yetkiye yapılan itirazı kabul ettiklerini, ancak borca yapılan itirazın kaldırılması gerektiğini, kiracının borcunu İİK.nun 269/c-1 maddesinde belirtilen belgelerle ödediğini ispat edemediğini, bu nedenle davalının temerrüde düştüğünü ileri sürerek davalının itirazının kaldırılması ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu vekili, taşınmazın mülkiyetinin kimde olduğunun ihtilaflı duruma düştüğünü, alacağın 8.000 TL'nın 11/08/2014 tarihinde, 5.000 TL'nın 22/08/2014 tarihinde banka aracılığı ile ödendiğini, geri kalan 4.000 TL'dan 2.000 TL'nın müvekkili tarafından davacının oğluna elden ödendiğini, kalan 2.000 TL için davacının... adasındaki evinin fayanslarının sökülüp tekrar takılması konusunda tarafların anlaştıklarını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazın......

              Şirketi yetkilisi sıfatı ile hem de asaleten borçlu sıfatı ile söz alıp alacaklı tarafça yatırılan teminata muvafakatı olduğunu borca yetkiye ve takibe itirazlarının olmadığını belirtip bu beyanını haciz tutanağına geçirdiğini karış tarafın haciz tutanağında da sabit olduğu üzere yetkiye ilişkin herhangi bir itirazın olmadığını savunarak yetki itirazının reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, çekten doğan alacak aranacak nitelikte olduğundan ve 6098 sayılı TBK'nun 98 maddesi uygulanamayacağından çekte yetkili mahkemenin muhatap bankanın bulunduğu yer keşide yeri ve borçlunun yerleşim yerindeki mahkeme olduğundan ihtiyati hacze konu çekte ise muhatap bankanın bulunduğu yerin çekin keşide yerinin ve borçluların yerleşim yerinin ... olduğu gerekçesiyle, borçlular aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının İİK 265. maddesi uyarınca kaldırılmasına, karar verilmiştir. Kararı ihtiyati haciz talep eden vekili temyiz etmiştir....

                Mahkemece, davalı yanca icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş ise de Sulh Hukuk Mahkemesi basit usul yargılamasına tabi olup, ilk itiraz olarak yetki itirazında bulunulduğu, HUMK.nun 9 ve B.K.nun 73.maddeleri gereğince ödemelerin .../...’ye yapıldığı gözetilerek yetkili icra dairesince yapılmış geçerli bir icra takibi olmadığı gerekçesiyle takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, su tüketim faturasının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, icra takibinde sadece borca itiraz etmiş, icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiştir. İcra takibinde sadece borca itiraz edip, yetkiye itiraz etmeyen davalı icra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır. Ne var ki, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması mahkemenin yetkisine itiraz edilmesine engel teşkil etmez....

                  Nolu dosyasıyla yaptığı takip, borçlunun itirazı üzerine durdurulmuş olup, borçlu sözkonusu takipte, borca ve yetkiye itiraz etmiş olduğunu, davalı şirket fatura karşılığı hizmeti ........ sunmuş olup borçlu ........olması gerekirken müvekkil şirket muhasebesi sehven ödeme yapmış olduğunu, dolayısıyla müvekkilin ödemiş olduğu 30.000 TL olan alacağının tahsilinin temini için icra dairesinde..........

                    UYAP Entegrasyonu