Hukuk Dairesi HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret Taraflar arasındaki borca ve imzaya itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile davacı borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde; imzaya ve borca itiraz etmiş, takibin iptalini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekilince verilen cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. III....
imzaya, borca, faiz ve fer’ilerine, anılan icra takibine itiraz ettiklerini, müvekkillerinin tacir olmadıklarını, çiftçilik yaptıklarını, yetki sözleşmesi yapabilmelerinin mümkün olmadığını, bono üzerinde yetkili mahkeme Bünyan yazmakta takibin Kayseri'de açıldığını, yetkiye itiraz ettiklerini, müvekkillerinin ikametgahının niğde ili olup yetkili icra müdürlüğünün de Niğde İcra Müdürlükleri olduğunu, bu nedenlerle imzanın taraflarına ait olmadığının tespiti ile imzaya, borca, faiz ve fer’ilere itirazlarının kabulüne, icra takibinin iptaline, yetkiye itirazlarının kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesinin yetkisizliğine, dosyanın yetkili icra müdürlüğü olan Niğde İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, davalının %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İİK.nun 170. maddesinde ise imzaya itiraz düzenlenmiş olup, anılan madde gereğince imzaya itirazın da duruşma açılarak incelenmesi zorunludur. Somut olayda başvuru, borca ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan maddeler gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemez. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve varsa tarafların gösterecekleri deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinde yapılan inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/01/2020 NUMARASI : 2018/879 ESAS 2020/63 KARAR DAVA KONUSU : Yetkiye, Borca, Faiza ve İmzaya İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. DAVA : Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde bildirdiği diğer sebeplerle birlikte aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü takiplerde, vekil edenin adresinin İkizçay Mah AtatürkCad No: 68 İç Kapı No: 4 Edremit/Balıkesir olduğunu, borçlunun yerleşim yeri sayılan yerdeki icra dairesinin genel yetkili icra dairesi olduğunu, İzmir İcra Müdürlüklerinin yetkisiz olduğunu belirterek yetkiye, imzaya, borca, işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ederek ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İzmir 7....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın süresinde olmadığını, davacılar vekilinin takip dosyasına daha önce vekalet sunarak, 23/09/2019 tarihinde borca itiraz talebini icra müdürlüğüne yaptığını, itiraz mercii İcra Mahkemesi olduğundan itirazın reddedildiğini, borçluların İcra Müdürlüğüne yaptığı itirazda, imzaya itiraz etmediklerini, borca ve imzaya itirazın 5 günlük yasal süreden sonra yapıldığını, davacıların iddialarının yerinde olmadığını belirterek, davanın reddi ile %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve %10'dan aşağı olmamak üzere para cezasına hükmedilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacıların davasının reddine karar verilmiştir....
Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....
DELİLLER: Seydişehir İcra Müdürlüğü'nün 2021/14 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporuna göre senetteki keşideci imzasının davacı borçlu eli ürünü olduğu anlaşıldığından, davacının imzaya ve borca itirazının ayrı ayrı reddine, asıl alacağın %20'si oranında hesaplanan tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ayrıca %10'u oranında hesaplanan para cezasının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak, ATK raporuna ve mahkeme kararına itiraz ettiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takip borçlusu tarafından açılan imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir....
Somut olayda, alacaklı, borçlu hakkında enerji verimliliği hizmet sözleşmesine dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatmış olup, borçlu ise süresi içerisinde icra dairesinde takip dayanağı sözleşmeye, sözleşmedeki imzaya dair esas hakkındaki itirazları ile birlikte yetki itirazında bulunmuş ve yetkili icra dairesinin borçlu şirket merkezinin bulunduğu Konya icra müdürlüğü olduğunu ileri sürmüştür. Alacaklının İcra Mahkemesine başvurarak borca ve yetkiye yönelik itirazın kaldırılmasını istediği, mahkemece yetki itirazının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Takip dayanağı sözleşme borçlu tarafından kabul edilmediğine göre ispat yükü kendisinde olan alacaklının, yetkiye yönelik itirazın haksızlığını İİK'nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerle ispatlayamaması nedeniyle, yetki itirazının kaldırılması talebinin reddi yerine kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin şantiye araçlarına akaryakıt sattığını, fatura karşılığında 01/05/2007 tarihli ve 38.062 TL bedelli çek aldığını, icraya konulan çek için davalının borcun bir kısmını ödemeyi teklif ederek aksi halde çekteki keşideci imzasının davalı şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesiyle dava açacaklarını belirttiğini, müvekkilinin teklifi kabul etmemesi üzerine davalının İcra Mahkemesinde imzaya ve borca itiraz davası açtığını, çekteki imzanın davalı şirket yetkililerinin akrabası olan ...'ya ait olduğunu, ... tarafından imzalanan dava dışı ...'e ait mal talepnamelerine ve çeklere davalı şirketin itiraz etmediğini, müvekkilinin aldığı çekle ilgili davalının itirazının kötüniyetli olduğunu, ...'nın davalı şirketin yetkililerinin talimatı ile çeki imzalayarak akaryakıtı aldığını belirterek 38.062 TL alacağın çekin keşide tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacının takibe konu senette keşideci, davalının ise ciranta olduğu, davacı tarafın imzaya ve borca itiraz ettiği, imzaya itirazla ilgili alınan kapsam ve sonucuna itibar edilen hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporlarına göre senetteki keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğu, borca yönelik itirazla ilgili davacı tarafından İİK 169/a maddesi kapsamında kesin delil ibraz edilmediği, bu nedenle davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....