İcra Müdürlüğü’nde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ikamet yerinin... ili ... ilçesi olup, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatılmış olduğunu ileri sürerek yetkiye itiraz ettiği, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK'nun 447/2. maddesi atfıyla aynı Kanun'un yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir....
Davalı ..., kusura ve yetkiye itiraz ederek davanın reddini istemiştir. Davalı ... , kusura ve yetkiye itiraz ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... tebligata rağmen cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2004/3059 sayılı takip dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptaline, 1.629,38-YTL asıl alacak, 753,77-YTL işlemiş faizin tamamından davalılar ... ve ...’un, asıl alacağın 388,12-YTL'lik kısmı ile işlemiş faizin 179,55-YTL'lik kısmından davalı ... sorumlu olmak koşuluyla ve asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2013/2173 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının yetkiye ve borcun 47.553,74 TL’lik kısmına itiraz ettiğini iddia ederek davalının yetkiye ve borcun 47.553,74 TL’lik kısmına kısmi itirazının iptaline, takip dosyasında 100.732,30 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, davalı aleyhine % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetkili icra dairesi ve mahkemenin Kayseri icra daireleri ve mahkemeleri olduğunu, davalının takip konusu yapılan üç adet (08.05.2013,07.05.2013 ve 14.05.2013 tarihli) faturaya itiraz ettiğini, bu faturalar toplamının 47.553,74 TL olup, davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığını, bu faturalara konu ürünlerin davalının kabul etmediği ayıplı fideler ve ürünler olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Mahkemesince ise...... sayılı ilamı ile davanın tüketici hakem heyeti kararına itiraz davası olarak nitelendirildiği ve davanın TKHK'nın m.70/3 gereği tüketicinin bulunduğu yerdeki mahkemenin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş ise de, dava hakem heyeti kararına itiraz değil alacak davasıdır. Dolayısı ile alacak davalarındaki yetki kurallarının eldeki dosyaya uygulanması gerekir. Bu noktada para alacaklarına yönelik davalarda yetkili mahkemeler; genel yetki kuralı ve tüketici mevzuatı gereğince davalının adresinin olduğu yer mahkemesi , para alacağına ilişkin olmasından dolayı davacının adresinin olduğu yer mahkemesi ve tarafların yetkiye itirazları yok ise davanın açılmış olduğu yer mahkemeleridir....
Davacı tarafından .... sayılı dosyasında yapılan ilâmsız icra takibinde yetkili icra dairesinin .... olduğu belirtilerek yetkiye itiraz edilmekle birlikte esas bakımından da, akdî ilişki kurulmadığı, mal ve hizmet alınmadığı ileri sürülerek borca itiraz edilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.03.2012 gün, ....sayılı ilâmı ve Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulamalarına göre icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması halinde mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun ya da olmasın itirazın iptâli davasında mahkemenin öncelikle icra mahkemesinin yerine geçerek icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek, kesin olarak sonuçlandırması gerekir. Takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 Sayılı HUMK'nın yetkiye ilişkin hükümleri, ilâmsız icradaki yetki hakkında İİK'nın 50/I. maddesi hükmünce kıyasen uygulanır. Buna göre ilâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesidir (HUMK madde 9.)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Malatya Kadastro Mahkemesi TARİHİ : 28/05/2015 NUMARASI : 2015/18-2015/13 Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasında Malatya Kadastro ve Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 23/II. maddesinde, “Bölge Adliye Mahkemesince veya Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamından, Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 17.04.2013 tarih 2012/378 E- 2013/145 K sayılı davanın reddine dair kararın Yargıtay 20....
KARAR Davacı noterde yapılan sözleşme ile adına kayıtlı aracının devir ve teslimini gerçekleştirdiğini, bedeli olan 6.500,00TL için kendisine senet verildiğini ancak bedeli ödenmediğinden icra takibi başlattığını, davalı tarafından icra takibine haksız yere itiraz edilmesi üzerine itirazın iptalini ve %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep eder. Davalı yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece borçlu davalı tarafından sadece yetki itirazında bulunulduğu, davalının borca ilişkin haklarını saklı tuttuğunu, borçlunun yalnız yetkiye itiraz ettiği durumlarda alacaklının genel mahkemeden itirazın iptalini isteyemeyeceği, İİK. m. 50/2 uyarınca İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebileceği, bu nedenle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Karar davacı tarafından borçlu davalının, yetki itirazının yanısıra borca da itiraz ettiği nedeni ile temyiz edilmiştir....
Davaya konu icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinin incelenmesi sonucu, itirazın davalı şirket yetkilisi tarafından verilen vekâletnamedeki yetkiye istinaden yapıldığı ve icra takibinin durduğu anlaşılmıştır. Ödeme emrine itiraz etmek Avukatlık Kanununun 35/1 maddesi anlamında adli bir işlem olduğundan borçlunun vekili sıfatıyla ödeme emrine itiraz eden kişinin avukat olması gerekir. Avukat olmayan kişinin verdiği itirazın geçerli olduğundan söz edilemez. Bu durumda mahkemece, usulüne uygun bir itirazın varlığının, itirazın iptali davasının dava koşullarından olduğu da gözetilerek; davalı şirket yetkilisinin verdiği vekaletnameye istinaden itiraz edenin avukat olup olmadığı, dolayısıyla geçerli bir itiraz bulunup bulunmadığı üzerinde durularak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....
İTİRAZ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde; tarafların anlaşması üzerine ...'ın Büyükçekmece 13....
DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından Aydın İcra Dairesinin 2019/26204 esas sayılı dosyasında ilamsız takibe başlandığını, yetkiye ve borca itiraz etmeleri üzerine takibin durdurulduğunu, alacaklı vekilinin talebi ile dosyanın yetkili Kuşadası İcra Dairesine gönderildiğini ve 2019/13075 esasına kaydının yapıldığını, bu icra dairesinden de kendilerine ödeme emri tebliğ edildiğini, yetkisiz icra dairesinde mevcut borca itiraz dilekçeleri nedeniyle yeniden borca itiraz etmeye gerek görmediklerini, bunun üzerine takibin kesinleştirilerek müvekkilinin banka hesaplarına haciz konulduğunu, 25/11/2019 tarihli dilekçe ile hacizlerin kaldırılması için Kuşadası İcra Dairesine başvurduklarını, taleplerinin ödeme emrine süresinde itiraz edilmediği gerekçesiyle reddedildiğini, mevcut takibin...