nin icra mahkemesine başvurusunda; çek arkasındaki şirket adına olan kaşe ve imzanın iptal edilmiş olduğunu, şirkete ait cironun çizilmiş olup yok hükmünde olduğunu ileri sürerek borca itiraz ettiği, mahkemece davacı borçlunun cirosunun çizilmiş olduğu, tedavül anında çizilmiş olan ciro nedeni ile davacının sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu çek üzerindeki cironun iptal edilmesi nedeniyle borçlu olmadığına yönelik olup, başvuru bu haliyle borca itiraz niteliğindedir....
Açılan dava kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borca itiraz davası mahiyetindedir. Davacılar T3 T1 ve T2 vekili dava dilekçesinde özetle; takip dayanağı senette 2 adet vade bulunduğunu ve bu sebeple batıl olduğunu, senet üzerindeki yazıların sonradan yazıldığını, takip talebinde genel haciz yolu denmesine rağmen kambiyo senetlerine özgü takip yapıldığını, takibe konu senedin teminat olarak verildiğini, istenilen faizin reeskont avans faizi olup hatalı olduğunu belirterek, kambiyo senedi niteliğine ilişkin şikayet yoluna başvurmuş ve borca itiraz etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinden davacılardan T2 ve T3 yönüyle açılan davanın esastan reddine, davacı T1 yönünden davanın süreden reddine karar verilmiştir....
Maddesinin son fıkrasında salt yetki itirazında bulunulması halinde yapılacak işlemleri düzenlediği, borca ve yetkiye birlikte itiraz edilmesi hali ile ilgili olarak düzenleme yapılmaması kanun koyucunun bilinçli tercihi olduğu, yorum yoluyla yasanın düzenlemediği bir hususta uygulama yapılamayacağı, bu durumda İcra ve İflas Kanunu'nu hükümlerinin uygulanması gerektiği, sonuç olarak yetkili icra dairesinden başlatılmış geçerli bir takip bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali talebiyle açılan iş bu davanın HMK 114/2 md ve 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine" karar verildiği anlaşılmıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, müvekkilinin muhtardan tebligatı aldığı tarihin, icra dosyasından haberdar olduğu tarih olduğunu, dosyanın usulsüz tebligat ile kesinleştiğini öğrendikleri tarihin 14/02/2020 olduğunu, icra müdürlüğüne borca itirazlarını sunduklarını, daha önceden Antalya 10. İcra Müdürlüğüne aynı borç için süresinde itiraz edildiğini, davalının itirazın kaldırılması talebinde bulunmadan, dosyanın yetki yönünden Ortaca İcra Müdürlüğüne gönderilmesini istediğini, takibin Tebligat Kanununa ve hukuka aykırı şekilde devam ettiğini belirterek, kararın bozulmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve borca itiraz nedeniyle takibin durdurulması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayanılarak genel haciz yolu ile ilâmsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun icra mahkemesinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, mahkemece itirazların reddine karar verildiği görülmektedir. Genel haciz yolu ile ilâmsız icra takibinde, borçlunun yetkiye ve borca itirazlarının, İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup, hukuki sonuç doğurmaz....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesinde UETS hesabının olduğunu iş bu sebeple UETS adresine tebliğin yapılmasının zorunlu olduğunu beyan ederek mahkeme nezdinde gecikmiş itiraz yoluna başvurduğunu aynı zamanda da icra muamelesini şikayet yoluna gittiğini, tebligatın usulsüz olduğu ve bu sebeple tebligattan haberi olmadığını iddia eden davacı vekilinin usulüne uygun tebligat yapılması talebi ile birlikte borca ve ferilerine de itirazda da bulunduğunu, tebligatın amacının borçtan haberdar edilmek olduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesinde 10 Mayıs 2022 tarihinde borçtan haberdar olduğunu açıkça beyan ettiğini, buna bağlı olarak icra dairesine itirazda bulunmuşsa da davacının iddia ettiği gibi icra müdürünün kararının isabetsiz olup olmadığına ilişkin uyuşmazlığın şikayet yolu ile çözüme kavuşturulacak bir mesele olduğunu, nitekim davacının Ortaca İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/69 Esas sayılı dosyası ile icra memur muamelesini şikayet yoluna başvurduğunu, davacının...
Takip dosyasının incelenmesinde; muteriz borçlulara 15/04/2014 tarihinde örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçluların, 20/04/2015 tarihinde, yasal sürede icra mahkemesine başvurarak borca itiraz ettikleri, dosya borcunun ise itiraz tarihinden sonra yapılan kapak hesabına göre, diğer borçlu ... tarafından 03/06/2015 günü itirazi kayıt ile ödendiği görülmektedir. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (itirazın yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12-177 esas, 2011/300 karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı) Açıkça davadan vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi davayı konusuz kılmaz. Kaldı ki, somut olayda, borçluların rızaen yaptığı bir ödeme bulunmayıp, takibe konu borç diğer borçlu ciranta tarafından ödenmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/09/2021 NUMARASI : 2021/235 ESAS 2021/364 KARAR DAVA KONUSU : Yetkiye ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi....
Bölge Adliye Mahkemesince; İİK'nın 45. maddesine yönelik şikayet ve istinaf nedenleri hakkında olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmaksızın takip konusu bono ile genel kredi sözleşmesinin tarihlerinin, taraflarının ve miktarlarının aynı olduğu, alacaklı bankanın da senette lehtar olması nedeniyle senedin kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve borçlu şirket yönünden takibin iptaline karar verilmiş olması nedeniyle itiraz ve şikayetin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, borca itirazın muteriz borçlular ..., ..., ... ve ... yönünden kabulü ile adı geçenler hakkında takibin durdurulmasına karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği, Dairemizce; borçlu tarafından delil olarak sunulan 06.10.2010 tarihli genel kredi sözleşmesinde takibe dayanak bonoya herhangi bir atıf olmadığı, sözleşmenin genel düzenlemeler içerdiği ve alacaklı bankanın teminat iddiasını kabul etmediği ve dolayısıyla...
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraf teşkilinin sağlanmadığını, icra emrinin ve kat ihtarnamesinin tebliğinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, davanın süresinde açılmadığını, davacının teminat olarak gösterilen gayrimenkullerin cebri icra ile satışını engellemek amacıyla hareket ettiğini bildirerek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğine ve buna bağlı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapılamayacağına yönelik şikayet, icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet ve takipte talep edilen borca, faize ve ferilerine itiraz istemine ilişkindir. Dairemizin 02/11/2020 tarihli 2020/63 Esas 2020/1924 Karar sayılı kararı ile HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir....