Mahkemece; Davacı T1 yönünden; yetki itirazının kabulü ile; Kayseri İcra Dairelerinin Yetkisizliğinine, Yetkili İcra Dairesinin Niğde İcra Daireleri olduğuna, yasal sürede talep halinde icra dosyasının icra müdürlüğünce yetkili Niğde Nöbetçi İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, davacının ileri sürmüş olduğu diğer itirazların yetkili ve görevli mahkemece değerlendirilmesine, davacı T2 yönünden, davacının imzaya itiraz davasının reddine, davacının borca itiraz davasının reddine, davacının yetki itirazının reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
Dava, içeriği teslim olunduğu iddia edilen 3 adet faturadan doğan alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibinde icra dairesinin yetkisine ve borca vaki itirazın İİK'nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemine ilişkindir. Davalı-borçlu vekili icra takip dosyasında yasal sürede ödeme emrine itiraz dilekçesinde alacaklı ile müvekkili arasında akdi ilişki bulunmadığını ve Bursa icra dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. Davacı vekili delil listesinde taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunu ispat etmek için hesap ekstresi ve tarafların ticari defter ve kayıtlarına dayanmıştır. 6100 sy....
yetki itirazının reddine dair ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, Davacı - borçlu tarafından borca itiraz edilmiş ise de; İİK'nın 169/a-1 maddesi gereğince borçlu, borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ibraz edilemediği, ilk derece mahkemesince borca itirazın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, Davacı - borçlu tarafça istinaf başvuru dilekçesinde borca itiraza yönelik olarak, dava dilekçesinde ve daha sonraki beyanlarında belirttikleri hususların dikkate alınmadığı, yeterli araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verildiği ileri sürülmüş ise de; dava dilekçesinde borca itiraza ilişkin olarak sadece "...müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden tarafa herhangi bir borcu bulunmamaktadır..." sözcüklerinin kullanıldığı, yargılama aşamasında ise borca itiraza yönelik olarak herhangi bir yazılı ve sözlü beyanda bulunulmadığı, ileri sürülen istinaf başvuru...
Somut olayda; borçlunun icra müdürlüğüne ibraz ettiği 26/09/2019 tarihli dilekçesinde husumet ve yetkiye itiraz edildiği, husumet itirazı içeriğine göre genel olarak itiraz iradesinin çıkarılabildiği, gerçek maksat ve isteğinin borca itiraz iradesini taşıdığı , bunun geçerli bir itiraz olarak kabul edilmesi gerektiği, kaldı ki borçlu tarafından Kocaeli İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğuna yönelik yetki itirazında bulunulduğu geçerli bir yetki itirazı söz konusu iken yetki itirazı kaldırılmadan takibe devam edilmesinin İİK 66/1 maddesine aykırılık teşkil edeceği dolayısıyla itiraz nedeniyle durdurulmuş takip nedeniyle takibe devam edilerek haciz istenmesine yasal olanak bulunmadığı, tüm bu sebeplerle şikayetin reddine karar vermek sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın Reddine" karar verildiği görülmüştür....
Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. HMK.'nun 17. maddesi gereğince yer alan yetki şartı da munhasır yetki şartı olup kesin yetki şartı değildir. HMK.'nun 19. maddesi gereğince, munhasır yetki şartı davalı tarafça usulüne uygun şekilde ileri sürülmediği takdirde, sanki bir kesin yetki şartıymış gibi mahkemece re'sen dikkate alınamaz. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır....
Noterliği'nin 04.07.2011 tarih ... yevmiye no'lu ödememe protestosu ile ödeme tarihli emre muharrer senetlerden kaynaklı olduğu, müvekkili davalılar aleyhine giriştiği icra takibi neticesinde borçluların haksız bir şekilde borca itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davasını açmak zorunda kalmış olduğunu, davalılar tarafından, takip tarihinde müvekkile ödenmesi gereken borç 30.000 TL olduğu, müvekkili takip tarihine kadar borçlu ile aralarındaki samimiyet ve iyi niyete karşılık sürekli olarak karşı tarafa bildirimde bulunduklarını, davalı tarafından ödenme yapılmayınca, davacı adına .... İcra Müdürlüğü ... Esas sayılı dosyasıyla borçlular aleyhinde icra takibi başlatmış ve borçlular takibe itiraz edildiğini, itiraz üzerine takip durduğunu, borçluların itirazı haksız olup borçlu itirazında kötü niyetli olduğunu, borçlular icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesinde borca, işlemiş faize ve tüm ferilerine itiraz etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davanın kanuni süresinde açıldığını, itiraz konusu takip dosyasına ilişkin ödeme emrinin müvekkiline 11/01/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, İİK'nın 168/b. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine mahsus takip yolunda borca ve imzaya itiraz süresinin 5 (beş) gün ve 5. gün 16/01/2021 tarihi olduğunu, sürenin sonuncu günü “resmi tatil günü”ne rastlarsa, sürenin “tatili izleyen günde” ve o günün tatil saatinde biteceğini, 16/01/2021 tarihinin hafta sonu resmi tatil gününe (cumartesi) denk gelmiş olması sebebiyle istinaf süresini izleyen ilk mesai günü olan 18/01/2021 tarihinde sona ereceğini, itirazın da 18/01/2021 tarihinde, yani kanuni süresi içinde yapıldığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesi uyarınca yetki ve borca itiraz ile İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraza ilişkindir....
Mahkemece davalı tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yerinin ... olduğundan yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine kararın kesinleşmesi halinde dosyanın ...Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava 5510 sayılı yasa gereği davacı şirket tarafından verilen hizmetin karşılığı olarak davalı kurum tarafından haksız kesilen prim destek tutarlarının iadesi istemiyle yapılan icra takibine vaki yetki ve borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Yetkili bir icra dairesinde, geçerli bir icra takibinin yapılması itirazın iptali davasının yasal koşullarındandır....
İcra Müdürlüğü’nün yetkisine, hem de borca itiraz ettikleri, yetkili yer olarak .../...’ı gösterdikleri, davacının açtığı itirazın iptali davasının içeriğinde yetki itirazından bahsetmeksizin borca itirazın iptalini istediği, bu şekilde davalıların yetkiye yönelik itirazını benimsediği ve kabul ettiği gerekçesiyle yetkili icra dairesinde yapılan takip bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Her ne kadar temyize konu mahkeme kararının gerekçesinde davalıların adresinin .../..., davacının adresinin ..., sözleşmede belirtilen yetkili yerin ... olduğu, bu durumda ......
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile müvekkilinin davalıdan vade farkı nedeni ile alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsili için girişilen takibe davalının yetki ve borca ilişkin olarak itiraz ettiğini, itirazların haksız olduğunu belirterek iptali ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili yetkili icra dairesi ve mahkemenin müvekkilinin ikametgahı olan ... İcra Dairesi ve Mahkemeleri olduğunu, ayrıca taraflar arasında vade farkı hususunda bir anlaşma bulunmadığını belirterek davanın reddi ile % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir....