içerisine ilk olarak sunulan borca itiraz dilekçesi, davalı borçlu şirket yetkilisi ...nun e-imzası ile 01.09.2023 tarih 19:58 saatinde imzalanarak UYAP sistemine 01.09.2023 tarihinde gönderilen borca itiraz dilekçesi olup ilgili borca itiraz dilekçesinde herhangi bir yetki itirazı bulunmamakta olup yalnızca borca itiraz edildiği,dosya içerisine sunulan ikinci borca itiraz dilekçesi davalı borçlu şirket yetkilisi ...nun e-imzası ile 01.09.2023 tarih 20:18 saatinde imzalanarak UYAP sistemine 01.09.2023 tarihinde gönderildiği,ilgili borca itiraz dilekçesi incelendiğinde, dilekçe üzerinde Küçükçekmece İcra Dairesinin yetkisine itiraz edildiği,ancak dilekçede açıkça yetkili icra dairesinin gösterilmemiş, belirtilmemiş olduğunu, bu durum karşısında İİK madde 50 gereği para borçları için takip hususunda HMK da yer alan yetkiye dair hükümler kıyas yoluyla uygulanmakta olup HMK madde 19 kapsamında yetki itirazında bulunan tarafın yetkili mahkemeye/daireyi açıkça belirtmek zorunda olduğunu,somut...
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceği belirtildiğini, bu kapsamda hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığını, yönetmelik ve kanunda borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz durumunda izlenecek yol düzenlenmediğini,itirazın iptali davasının da Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığının da mahkemece gözetilmediğini belirterek ,usul ekonomisi açısından hem mahkemenin yetkisi,hemde borca yönelik hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada ödenmeyen fatura alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar...
Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kaldırılması” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. …” şeklinde düzenlendiği, görüleceği üzere yönetmelikte borca itiraz durumunda 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceğinin belirtildiği, yani hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığı, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü İstanbul olarak gösterildiği göz önünde bulundurularak İstanbul mahkemelerinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu, İtirazın iptali davalarının 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 67....
Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir.Somut olayda, davalı borçlu vekili tarafından ödeme emrinin tebliği üzerine icra dairesine sunulan ve dosya kapsamında yer alan itiraz dilekçesinde yukarıda yer verildiği gibi sadece "yetki" itirazında bulunulmuştur. Borca ve fer'ilerine yönelik bir itiraz yoktur. "...İcra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine karşı borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, bu itirazın kaldırılması yetkisi münhasıran icra mahkemesine ait olup, alacaklının itirazın kaldırılmasını icra mahkemesinden isteyebileceği İcra ve İflas Kanunu'nun 50/2. maddesi hükmü gereğidir (Baki Kuru, İcra İflas Hukuku Ders Kitabı,19.Bası,s.124)....
Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kaldırılması” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. …” şeklinde düzenlendiği, görüleceği üzere yönetmelikte borca itiraz durumunda 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceğinin belirtildiği, yani hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığı, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü İstanbul olarak gösterildiği göz önünde bulundurularak İstanbul mahkemelerinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu, dolayısıyla yerel mahkemece yetkili İstanbul icra müdürlüğünde itirazın iptaline konu takip bulunmadığı gerekçesiyle reddine dair kurulan kararın hatalı bulunduğu, Ayrıca, sözleşmeden...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Dava konusu borç abonelik sözleşmesinden kaynaklanan para alacağına ilişkin olup 7155 sayılı kanun ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan yönetmelik gereğince takibin Merkezi Takip Sistemi üzerinden yapıldığını, ilgili yönetmeliğin 11.maddesinde borca itiraz durumunda 2004 sayılı İİK hükümlerinin uygulanacağı , yetkiye itiraz halinde sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçe- neğinin seçileceği belirtilmiş iken, hem borca hem yetkiye itiraz halinde izlenecek yolun belirtil- mediğini, ayrıca borca ve yetkile birlikte itiraz olunması halinde MTS portalından yetki itirazının kabulüne yönelik bir seçenek veya buton bulunmadığını ,kaldı ki yetki itirazında bilirtilen yerde dava açıldığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 maddesine dayalı olup, telefon aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle MTS üzerinden başlatılan...
S.Y. ve bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmelik dikkate alınmadan hatalı karar verildiğini, yönetmelikte borca itiraz durumunda ... S.Y. hükümlerinin uygulanacağının, yetkiye itiraz durumunda ise sistem üzerinden yetki itirazının kabul seçeneğinin seçileceğinin belirtildiğini, hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü ... olarak gösterildiğinden davanın ...'de açıldığını, sözleşmeden kaynaklanan yetkiye itiraz edilmediği takdirde takibin açıldığı icra müdürlüğünün yetkili hale geleceğini, davada kesin yetkinin söz konusu olmadığını, davalı şirketin cevap dilekçesi vermediğini ve yetki itirazında bulunmadığından davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geldiğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Mahkemenin usulune uygun yapılmayan bir yetki itirazını kesin yetki kuralı ile değerlendirerek hatalı bir karar verdiğini, oysaki HMK 17 maddesi gereği yetki sözleşmesi münhasır yetki niteliğinde olduğu, kesin yetki gibi değerlendirilemeyeceğini, mahkemenin bu hususu resen incelemesinin mümkün olmadığını, kesin yetki hallerinin HMK. 11/1 12/1, 14/2 ve 15/2 maddelerinde açıkça düzenlendiğini, tacirler arasında yetki sözleşmesini düzenleyen HMK 17. maddesinin kesin yetkinin var olmadığı hallerde uygulanabildiğini, yetki sözleşmesinin kesin değil münhasıran yetki kapsamında kaldığını, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada davalının HMK 19/2'de belirtilen süreler dahilinde yetki itirazında bulunmadığını, mahkemenin yetki sözleşmesini kesin yetki kuralı sayarak hatalı karar verdiğini, ilgili icra dosyası incelendiğinde borçlunun yapmış olduğu usulüne uygun bir yetki itirazının olmadığını, borçlunun 'Borca,...
Sayılı icra dosyasına sunmuş olduğu itiraza bakıldığında ise davalıların icra müdürlüğü yetkisine itiraz ettikleri ancak yetkili icra müdürlüğünü açıkça bildirmediklerinin görüldüğün,bu nedenle, icra takibine itirazda, hukuken geçerli bir yetki itirazından bahsedilebilmesi için yetkili icra müdürlüğünün açıkça bildirilmesi gerektiği kanunen tartışmasız olduğu, davalı borçluların itirazının geçerli bir yetki itirazı olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, kaçak elektrik tahakkuku nedeniyle yapılan takibe karşı borca ve yetkiye itirazın iptaline ilişkindir. Davalılar hakkında yapılan icra takibine karşı davalı-borçluların süresinde hem borca hemde icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği, itiraz neticesinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
ın takipte İzmir İcra Müdürlüğü'nün yetkisine itiraz etmeden sadece borca itiraz ettiğini, diğer (kefil) borçlu ....'nin ise takibe borç ve yetki yönünden itiraz ettiğini, tarafların imzaladığı 10.09.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 42. maddesinde, 16.03.2011 tarihli ve 02.06.2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 54-1 maddesinde "Bu sözleşme Türk Hukukuna tabidir. Müşteri ve kefiller sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıklarda İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin yetkisini kabul ederler. Ancak bu mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılınması, Bankaca, Müşterinin ve/veya kefillerinin ikametgahının veya mal ve değerlerinin bulunduğu veya kredinin kullandırıldığı ve/veya nakledildiği şube yerinin adli mercilerine başvurulmasına ve takip yapılmasına engel olmaz....