Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesi; icra takibi dayanağı senetler incelendiğinde "istanbul" yetki kaydının olduğu, senedi düzenleyen ve senet lehtarının tüzel kişi oldukları için HMK 17. maddeye göre yetki kaydının geçerli olduğu, davacılardan T1'ın senette avalist olduğu için bu davacı yönünden de yetki kaydının geçerli olduğu, dolayısıyla İstanbul icra dairelerinin yetkili olduğu, davacıların borca itirazlarını İİK'nın 169/a maddesindeki belgelerden biriyle ispatlayamadığı gerekçesi ile yetki itirazının ve borca itirazın reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar vermiştir. Davacı/borçlular vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde saydığı nedenlerle birlikte, mahkemece imzaya itirazları ve mükerrer tahsilata yönelik herhangi bir bilirkişi incelemesi yapılmamasının yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

Yetki itirazını kabul eden avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kabulü” seçeneğini seçerek işlem yapması gereklidir. Davacı vekili yetki ile birlikte borca itiraz edilmesi halinde MTS ekranında bu şekilde işlem yapılmasına imkan olmadığını iddia etmekte ise de, davacı vekilinin takip başlatırken icra dairesinin yetkisine veya borca ya da her ikisine birlikte itiraz edilebileceğini, yetkiye ve borca birlikte itiraz olunması halinde ekranda yapılabilecek işlemleri bildiği, bilmesi gerektiği halde yetkisiz icra dairesinden takip başlattığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilince yetki itirazının kabulü yönünde icra müdürlükleri aracılığıyla fiziksel olarak sunulmuş bir dilekçe de bulunmamaktadır. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu ... vekili, icra mahkemesine başvurusunda, yetki itirazının yanında senedin zamanaşımına uğradığını belirtip, borca itiraz ederek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, istemlerin reddine karar verilmiştir. Borçlu ...’un başvurusu üzerine, “senette sahtecilik” suçlaması nedeniyle ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2010/5509 sayılı dosyasında yürütülen soruşturma kapsamında, takibe konu bono, 27.04.2011 tarihinde adli emanete alınmıştır....

    mahsus haciz yoluyla icra takibine girişildiğini, müvekkilinin yerleşim yerinin ve senetteki ödeme yerinin Düzce olduğunu, takipte Düzce İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu, ayrıca senette tahrifat yapıldığını ve senedin kambiyo vasfını yitirdiğini, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek yetkiye, borca ve imzaya itiraz etmiştir....

    keşideciden talep etmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, belirtilerek, yetki itirazının reddine,Dava ve şikayetin reddine, karar verilmiştir....

    ile icra takibi başlatıldığını, ancak yetkili icra dairesinin İzmir İcra Daireleri olduğunu, bu sebeple takibe itiraz ettiklerini, takibe konu belgenin de kambiyo vasfında olmadığını, senedin kambiyo vasfında olmaması ve takipteki usuli eksiklikler nedeniyle takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davacı taraf istinaf dilekçesinde, yerel mahkemenin borca itirazlarını dikkate almadan karar verdiğini beyan etmişse de, yetki itirazının kabulüne karar verilmekle, sair itiraz ve şikayetlerin de konusuz kalacağı ve bu hususlarda, yetkili icra müdürlüğünce çıkartılacak ödeme emri üzerine, itiraz halinde yetkili icra mahkemesince gerekli kararın verilebileceği aşikardır. HMK.'nun 355. Maddesi kapsamında Dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....

    Mahkemece davacı banka şubesi ile davalının ikametgahının İmamoğlu 'ndan olduğu, taraflar arasındaki garanti sözleşmesinde yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olarak belirlendiği, ancak davaya dayanak sözleşmenin İmamoğlun'da imzalandığı gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine, mahkemenin yetkisizliğine karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili İmamoğlu Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş., hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu yapılan takibe karşı vermiş olduğu itiraz dilekçesinde Adana İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığını bildirerek borca ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece öncelikle İcra Müdürlüğünün yetkisine vaki bu itirazın incelenerek bir karar verilmesi gerekirken bu yön gözardı edilerek mahkemenin yetkisine vaki itiraz incelenip yazılı olduğu şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir....

      İlk derece mahkemesi tarafından; "Durmuş Çalışkan tarafından T3 verilen 10/10/2014 tanzim, 10/01/2016 vadeli 20.000,00 TL'lik senede dayanarak kambiyo takibi yapılmış olup, senedin tanzim yerinin Ankara olması nedeniyle yetki itirazı yerinde değildir. Senedin boş olarak ve 1.500,00 TL'lik borca karşılık verildiğini iddia edilmiş ise de, senedin boş olarak verildiği ya da borcun 1.500,00 TL olduğu ispatlanamamıştır. Kambiyo niteliği taşıyan senede dayanarak başlatılan takipte herhangi bir usulsüzlük görülmediğinden" gerekçesi ile, yetkiye ve borca ilişkin itirazın reddine karar verilmiştir....

      İcra Müdürlüğünün....Esas sayılı dosyası ile cari hesaptan kaynaklanan alacaklarının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı şirket tarafın itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu, icra takibinden ve borçlunun icra takbiine yapmış olduğu i,tiraz tarihinden sonra davalı borçlu şirketin mail yolu ile davacı şirkete gönderdiği 07/11/2019 ve 30/01/2020 tarihli belgelerde davalı şirketin takibe konu cari hesap ilişkisini , cari hesaptan kaynaklanan borcu ve miktarını ve dolayısıyla taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığını kabul ettiğini, davalı şirketin yetki itirazının yerinde olmadığını beyanla öncelikle yetki itirazı olmak üzere tüm itirazların iptali ile takibin devamını ve %20'den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; iş bu davanın yetkili mahkemede ikame edilmediğini, HMK 6....

        UYAP Entegrasyonu