Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü’nün 04.12.2008 tarih ve 2008/3 sayılı yetki belgesine dayalı olarak işbu davayı açmış ise de İİK 121. maddesi gereğince icra hakiminden yetki almamıştır. Bu durumda, mahkemece, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilerek oluşan sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde doğrudan doğruya icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak açılan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 10.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    ‘da düzenlendiğini, davanın ...”da görülmesi gerektiğini savunarak yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece, Dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, davanın borcun ifa yeri olan ... Mulheim-Ruhr Mahkemesinde görülmesine karar verilmiş ; Hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı; sözleşme gereği davalıdan para alacağı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı ise yetki itirazında bulunmuştur....

      Davalı ... vekili her iki davalının da mahkeme yetki çevresinde ikamet etmediğini belirterek yetki itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı borçlu usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, yetki itirazının süresinde yapılmadığı gerekçesine davayı olarak yetki itirazının reddi sonrasında dava konusu temlikin alacaklının alacağını ödememek için yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tasarrufun iptali davalarında, HUMK'nun 9 ve devamı maddelerinde düzenlenen yetki kuralları geçerlidir. Davalı borçlu ile davalı 3. kişi arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. İİK’nın 281. maddesine gereğince basit yargılama usulüne göre bakılan tasarrufun iptali davalarında ilk oturumda dahi yetki itirazını ileri sürmek mümkündür. Somut olayda davalı ... ilk celseden önce yetki itirazını bildirmiştir....

        Türk Medeni Kanunun 644.maddesine dayalı elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davaları kural olarak sadece taşınmazın paydaşları tarafından açılabilir.Ancak paydaşlığın giderilmesi davalarında olduğu gibi kıyasen borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İ.İ.K.nun 121.maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için paydaşlığın giderilmesi davası açabileceği gibi elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesini de isteyebileceği uygulamada kabul edilmektedir. Bunun için davacı alacaklının icra hakiminden yetki belgesi alması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmelidir....

          Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İ.İ.K.nun 121.maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmelidir. Bu şekilde açılacak davada borçlu ortak dahil tüm ortakların davaya dahil edilmeleri zorunludur. Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davada birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek miktarda taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddedilmesi gerekir....

            Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden ....nun 121.maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmelidir.Bu şekilde açılacak davada borçlu ortak dahil tüm ortakların davaya dahil edilmeleri zorunludur. Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davada birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek miktarda taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddedilmesi gerekir....

              Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İ.İ.K.nun 121.maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmelidir. Bu şekilde açılacak davada borçlu ortak dahil tüm ortakların davaya dahil edilmeleri zorunludur. Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davada birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek miktarda taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddedilmesi gerekir. Olayımıza gelince; davacı alacaklı ... 3....

                Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesi hükmü uyarınca genel yetkili mahkeme, davalı gerçek yada tüzelkişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.Bu genel yetki kuralının yanı sıra tüketici hukukuna ilişkin davalarda 6502 sayılı kanun 73/5 maddesi ile tüketiciye kendi ikametgahında da dava açma hakkı tanımıştır.Ancak bu yetki kuralı kesin yetki kuralı olmayıp, tüketiciye tanınan seçimlik yetki kuralıdır.Seçimlik yetki kuralı kesin yetki niteliği taşımadığından genel yetki kuralını ortadan kaldırmaz ve mahkemece re'sen ele alınamaz.O halde mahkemece, davalının ikametgahı olan genel yetkili mahkemeninde davaya bakmakta yetkili olduğu gözetilmek suretiyle işin esasının incelenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

                  Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın Yetki itirazının ileri sürülmesi başlıklı 19. maddesinde, "Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir....

                    Turgutlu 2.Asliye (Tüketici) Hukuk Mahkemesi ise İİK 50. maddesinde HMK’daki yetki kurallarına atıf yapıldığı, İİK 50. madde nazara alındığında HMK daki genel yetki kuralları gereğince hem davalının yerleşim yeri olan Turgutlu mahkemelerinin hem de HMK 10. maddesi gereğince sözleşmenin ifa yeri olan İzmir mahkemelerinin yetkili olduğu, belirtilen yetki kuralının kesin yetki kuralı olmadığı, davalının yetki itirazı da bulunmadığı halde İzmir mahkemesince yetkisizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca, davalının, davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkeme olup; sözleşmeden kaynaklanan davalarda ise aynı Kanunun 10. maddesi uyarınca dava, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Para borçları, götürülecek borçlardan olup, ifa yeri alacaklının yerleşim yeridir. Somut olayda, kesin yetki kuralı bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu