tespiti ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 24.02.2021 olarak düzeltilmesine, ödeme emrindeki borca ve ferilerine itirazlarının kabulü ile süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
icra takibinde bulunduğunu ancak davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile %20' den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
itiraz ve şikayet niteliğinde olduğundan borca itiraz etme süresinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün, şikayet süresinin ise ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren 7 gün olması ve iddiaların süresiz şikayet sebeplerinden olmaması nedeni ile ödeme emrinin tebliğ edildiği 29.08.2019 tarihinden dava tarihine kadar borca itiraz ve şikayet süresinin geçmiş olduğu gerekçeleriyle istinaf talebi yerinde olmakla istinaf talebinin kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak, davanın süreden reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, mükerrir takip nedeniyle borca itiraz ve şikayet istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı vekili, Erzincan 1. İcra Dairesinin 2019/1107 esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibi ile 2019/1839 esas sayılı ilamsız icra takibinin aynı alacak için mükerrer takip olduğunu ve alacaklı Akbank'ın alacağını davalı T3 borçlunun rızası olmadan temlik ettiği gerekçesi ile itiraz ve şikayet isteminde bulunmuştur. Mahkemece, mükerrer icra takibine ilişkin borca itiraz istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, alacağın temlikine ilişkin şikayet yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili istinaf etmiştir....
Alacaklı, esasa ilişkin itirazın iptali davasını mahkemede açarsa, itirazın iptali davasına bakan mahkeme, İİK.’nun 67. maddesine göre, borçlunun icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazını inceleyemez). ilamsız icra takibine borçlunun süresinde, hem yetki itirazında bulunduğu, hem de borca itiraz ettiği, yetki itirazının takip hukuku ile ilgili olarak İİK.’ nun 50/2. maddesi uyarınca, İcra Tetkik Mercii’nce çözümlenmesi gerektiği, bu husus çözümlenmeden borca itirazın incelenmeyeceği, itirazın iptali ile bu davaya karşılık açılan alacak davasının incelenemeyeceği gerekçesiyle açılan davanın ön şart yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı- karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava, İİK.’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali davası olup, karşılık dava ise alacak istemine ilişkindir....
Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 21.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük süreden sonra 01.06.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu husus gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır. Ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği sonucuna varılması halinde diğer şikayet ve itirazların süre yönünden reddi, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti halinde ise, TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi düzeltilerek, buna göre şikayet ve itiraz süresinde ise işin esasının incelenmesi, aksi takdirde istemin süreden reddi gerekir....
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceği belirtildiğini, bu kapsamda hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığını, yönetmelik ve kanunda borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz durumunda izlenecek yol düzenlenmediğini,itirazın iptali davasının da Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığının da mahkemece gözetilmediğini belirterek ,usul ekonomisi açısından hem mahkemenin yetkisi,hemde borca yönelik hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada ödenmeyen fatura alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptali ve icra...
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceği belirtildiğini, bu kapsamda hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığını, yönetmelik ve kanunda borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz durumunda izlenecek yol düzenlenmediğini,itirazın iptali davasının da Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığının da mahkemece gözetilmediğini belirterek ,usul ekonomisi açısından hem mahkemenin yetkisi,hemde borca yönelik hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada ödenmeyen fatura alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/12/2019 NUMARASI : 2019/850 ESAS 2019/940 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Mersin 2....
İcra Mahkemesindeki takibe, borca, faize ve fer'ilerine itiraz talepli şikayet dilekçesinin takip alacaklısı/itirazın iptali davası açan tarafa tebliğ olduğu itirazdan haberdar olduğu gerek yerel mahkeme gerekçeli kararı gerekse istinaf yargılaması sonucu da davacı takip alacaklısına tebliğ olduğu, dolayısıyla takip borçlusunun yapmış olduğu ödeme emrine itirazdan davacı takip alacaklısının haberdar olmayacağı düşünülemeyeceğinden, hak düşürücü sürenin mahkememizce re'sen nazara alınması gerektiğindenİtirazın iptali davasının İİK'nun 67. Maddesi uyarınca yasal 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açılmış olduğundan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmesi gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-)İtirazın iptali davasının İİK'nun 67....