İcra mahkemesince, alacaklının, yetki itirazının kaldırılması istemi reddedilmiş olup, yetki itirazı esasa ilişkin bulunmadığından, alacaklının İİK'nun 68/son maddesi gereğince tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz ise de; yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın tazminat yönünden düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Erzurum 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 26/03/2015 tarih ve 2015/31 E. - 2015/89 K. sayılı kararının hüküm bölümünün tazminatla ilgili (2) numaralı bendinin tamamının karar metninden çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesi gereğince Mahkeme icelemesi duruşmalı yapılması gerektiğini, ancak mahkemece duruşma açılmadan , inceleme evrak üzerinden yapılarak ve taraflar dinlenmeden eksik inceleme neticesinde hüküm kurulduğunu, öncelikle kararın bu nedenle kaldırılması gerektiğini, mahkemece borca ilişkin niteleme ve buna bağlı olarak yetkiye ilişkin yapılan değerlendirme ve varılan sonuç hukuka aykırı olduğunu, davaya dayanak icra takibi de "karşılıksızdır" işlemi yapılan çeke ilişkin başlatılan icra takibi olmasından dolayı İstanbul Anadolu İcra Daireleri yetkili olduğundan, Mahkemece verilen yetki itirazının kabulüne ilişkin kararın kaldırılması gerektiğini, davacı itirazında kötüniyetli olup, yetki itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğundan, bu nedenle de kararın kaldırılması ve yetki itirazının reddi gerektiğini, takibin taraflarından bir kısmının adreslerinin İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinin yetki alanında olması nedeniyle de yetki itirazının reddi gerektiğini, davacı...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, yetki itirazının kaldırılması ve 24/11/2020 tarihli müdürlük kararının iptaline ilişkin şikayet niteliğindedir. Tüm dosya kapsamından, davalı alacaklı vekil tarafından davacı hakkında Konya 9. İcra Müdürlüğünün 2020/7209 Esas sayılı dosyasıyla genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, davacı vekili tarafından icra mahkemesine, yasal süre içinde borçlunun takip dosyasında vaki yetki itirazının kaldırılması ile borçlunun kısmi itirazının geçersiz olması sebebi ile takibin durdurulmasına ilişkin icra müdürlüğünün 24/11/2020 tarihli kararının iptaline yönelik şikayet başvurusunda bulunulduğu, mahkemece, yetki itirazının kaldırılmasına karar verildiği, davacının dava dilekçesindeki 24/11/2020 tarihli kararının iptaline yönelik şikayetinin değerlendirilmediği anlaşılmış olup; davacının tüm talepleri değerlendirilmeden karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
para borcunun alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borç olduğunu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığını belirterek yetki itirazının kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Genel haciz yolu ile ilamsız takip şeklinde borçlunun yetki itirazında bulunması halinde, takibe devam olunması için alacaklının icra mahkemesinden yetki itirazının kaldırılmasına ilişkin bir karar getirmesi yahutta borçlunun yetki itirazını kabul ederek dosyanın borçlunun bildirdiği yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesini talep etmesi gerekir. Somut olayda, davacı banka tarafından davalı borçlu hakkında İstanbul 37. İcra Müdürlüğü'nün 2017/3091 esas sayılı dosyası ile, 21/11/2013 tarihli 45.000,00 TL tutarlı çeke dayalı olarak ilamsız takip yapıldığı, borçlunun icra takibinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, davacı alacaklı tarafından itirazın kaldırılması talebi ile yapılan başvuru üzerine, İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/107 esas, 2017/280 karar sayılı 06/04/2017 tarihli kararı ile davalı borçlunun yetki itirazının kaldırılmasına yönelik davasının reddine, takibin talep halinde borçlu Çakıcı Kalıp ... Ltd....
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere, davanın yetki itirazının kaldırılması ve tahliye talebi ile sınırlı olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davalı borçlunun borca itirazla birlikte icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine itirazın kaldırılması istemi hakkında karar verildikten sonra yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde diğer itirazların esasının incelenmesi gerekirken yetki itirazının kaldırılması istemi hiç değerlendirilmeden karar verilmesi nedeniyle karar, usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
Bu nedenle sadece dava dilekçesi tebliğ edilmeden karar verilmesi kararın kaldırılması sebebi olarak görülmemiştir. Davacı vekili tarafından lehtar Osman Avcı'nın tacir olduğu bu nedenle yetki kaydının geçerli olduğu ileri sürülmüş ise de keşidecinin de tacir olduğu iddia ve ispat edilmediğinden yetki kaydının geçersiz olduğuna yönelik ilk derece mahkemesi kararı yerinde olmakla bu nedenle yetki itirazının kabulüne yönelik mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İİK'nın 282. maddesi gereğince davalı borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan üçüncü kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmakta olup, zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda olduklarından yetki itirazının davalılarca birlikte ileri sürülmesi gerekir. Yalnız bir davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazı hukukî sonuç doğurmaz. 9. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca; "(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." Bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK'nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 10. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesi; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir....
İcra Dairelerinin yetkisine de itirazda bulunması üzerine alacaklı tarafından icra mahkemesine müracaatla borçlunun itirazlarının kaldırılmasının talep edildiği, mahkemece; takip dayanağı olan tedbir nafakası ara kararının ilam olmadığı gibi İİK'nun 38. maddesi gereğince ilam niteliğinde belgelerden de sayılamayacağından bahisle borçlunun yetki itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle alacaklının itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verildiği görülmektedir. TMK'nun 177. maddesinde “Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir” denilmekle; nafaka davaları için özel seçimlik yetki kuralı düzenlenmiş olup nafaka alacaklarında borçlunun ikametgahı dışında davacı alacaklının ikametgahında da takip yapılabilir....