Dava konusu somut olayda; davalı/borçlu takip dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde borca da açıkça itirazda bulunduğundan davacı/alacaklı ile arasındaki akdi ilişkiyi de dolayı olarak reddetmektedir, borca itirazda davalının açıkça akdi veya hukuki ilişkiyi reddetmesini aramak gerekli olmayıp, borca itiraz tek başına davacı ile arada hukuki veya akdi bir ilişkinin olmadığı şekilde yorumlanmalıdır, dolayısı ile somut olayda BK 89 madde hükmü uygulanmaz, bu itibarla yetkili icra dairesinde usulüne uygun şekilde başlatılmış bir icra takibi bulunmadığından, itirazın iptali davasının dava şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından ve ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlendiğinden;somut olayda; davacının dayandığı iş takip hesap formunda imzası bulunan davalıların tacir olmadıkları ve kaldi ki anılan belgedeki imzayı da inkar ettikleri ve...
Davalı vekili beyanında, dava dilekçesinde yetki sözleşmesinin yapıldığınının belirtildiğini ancak yetki itirazlarını sürdürdüklerini, şirketin bankaya olan borcunun 20.08.2018 tarihinde Kredi Garanti Fonu tarafından bankaya ödendiğini belirtmiştir. İlk Derece Mahkemesince; davalının davacı banka ile yapılan sözleşmede yetki şartı bulunmadığından icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, davacı tarafça başlatılan ilamsız icra takibinin genel yetki kuralları çerçevesinde borçlunun ikametgahı olan icra dairesinde, sözleşmenin ifa edileceği yerde veya işlemleri yapan banka şubesinin bulunduğu yerde olması gerektiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmede itirazın iptali davasına konu takibin açıldğı Denizli 2....
de ikamet ettiği, eldeki davada da davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı borçlu, icra takibine itirazı sırasında yetki itirazında bulunmayarak ... İcra Dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılmakta ise de; bu husus, itirazın iptali davasının görüleceği genel mahkemenin yetkisini de kabul ettiği anlamına gelmez. İcra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalı borçlunun, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etmeye hakkı bulunmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21.11.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur." hükmü yer almaktadır. HMK'nun 20. maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Yetkisizlik kararının kesinleşmesini müteakip, yetkisiz icra müdürlüğünce yapılan işlemler geçersiz olur. Borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile, takibin şekline göre yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını ve şikayetlerini sunabilir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde yetkiye ve borca itiraz ile şikayete ilişkindir. 3. Değerlendirme Borçlunun İcra Mahkemesine başvurusunda ileri sürdüğü yetkiye ve borca itiraz ile şikayet iddialarının yasal 5 günlük süreye tabi olduğunun ve kesinleşen ... Bölge Adliye Mahkemesi 22....
Takip dayanağı bono üzerinde düzenleme yerinin Bakırköy olduğunun yazılı olduğu ve yukarıda yazılı yetki kurallarına ilk derece mahkemesi kararında da değinildiği halde takipte Bakırköy İcra Dairesi yetkili olmasına karşın, yetki itirazının reddi gerekirken, gerekçe ve varılan sonuç bakımından çelişki oluşturacak şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan davacının yetki itirazın tıpkı imzaya ve borca itiraz gibi İİK'nın 169/a-1. ve 170/2. Maddeleri gereğince duruşmalı olarak incelenmesi gerekirken, dosya üzerinde yapılan inceleme ile davanın karara bağlanması da doğru değildir. Yine, yetki itirazının kabulü üzerine yasada ödeme emrinin iptaline karar verileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığı halde, Mahkemece ödeme emrinin iptaline karar verilmesi de isabetsizdir. O halde, takip yetkili Bakırköy İcra Müdürlüğünde başlatıldığından, davacının yetki itirazı yerinde olmadığından, diğer itiraz ve şikayetlerinin incelenmesi için ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmalıdır....
İcra Müdürlüğünün 2020/8197 takip sayılı dosyasında aleyhlerine kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile takip başlatıldığını, söz konusu icra takibinde yetkili icra müdürlüğünün Diyarbakır İcra Müdürlükleri olmasına rağmen Bursa icra müdürlüklerinde icra takibinin başlatılmasının hatalı olduğunu, bu nedenle yetkiye itiraz ettiklerini, ayrıca imzaya ve borca da itiraz ettiklerini belirterek takibin iptaline, takip alacaklısı aleyhine asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve %10 oranında para cezasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; yetki itirazının kabulü ile; davacı borçlu yönünden, Bursa İcra Dairelerinin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde takip dosyasının davacı borçlu yönünden tefrik edilerek Diyarbakır İcra Dairelerine gönderilmesine, yetki itirazı kabul edildiğinden davacının sair itirazları konusunda karar verilmesine yer olmadığına, dair karar verilmiştir....
Borçlunun hem icra dairesinin yetkisine ve hem de borca itiraz ederek takibi durdurması ve alacaklının itirazın iptali davasını açması halinde; mahkemenin kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, icra mahkemesinin yerine geçerek öncelikle "icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelenmeli, yetki itirazını yerine görmemesi halinde işin esasına girerek davayı sonuçlandırmalıdır. Yetki itirazı yerinde görülürse, "takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı" gerekçesiyle "açılan itirazın iptali davasının reddine" karar verilmelidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre yetkili mahkemenin düzenlenmesinde ise; itirazın iptali davasında yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemedir, (HMK m.6 ) gerçek kişilerin ikametgahı MK'nın 19-22. Maddelerine göre, tüzel kişilerin ikametgahı ise MK'nın 51. Maddesine göre tayin edilir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde davalı tarafça yetki ve borca itiraz edildiğini, takibin durduğunu, davalı itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin ifa yerinin ...İlçesi olması nedeniyle yetki itirazında bulunarak davanın yetkili ... Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacının teslim ettiği sözleşme konusu malın eksik çıkması nedeniyle iade faturası düzenlendiğini, bu nedenle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Burada borçlunun dilekçesinden genel olarak “borca itiraz iradesi” çıktığından, bu geçerli bir itiraz olarak kabul edilmelidir. Davalı borçlu T3 vekili 26/01/2019 tarihide Uyaptan gönderdiği dilekçeyle borca, ödeme emrine, yetkiye, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz etmiştir. Davalı şirkete ödeme emrinin ödeme emri 22/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği göz önüne alındığında borçlu şirket vekilinin itiraz dilekçesi süresindedir. İlk derece mahkemesince davacının takibin durdurulmasına ilişkin işlemin iptaline ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi isabetlidir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2015/18489- 25475 E.K. sayılı ilamında da açıkça belirtildiği üzere, HMK'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin (h) bendinde, davacının dava açmakla hukuki yararının olması gerektiği belirtilmiştir. Borçlu itirazında yetkiye ve borca birlikte itiraz ettiğine göre alacaklının sadece yetki itirazının kaldırılması istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır....