Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. HMK.'nun 17. maddesi gereğince yer alan yetki şartı da munhasır yetki şartı olup kesin yetki şartı değildir. HMK.'nun 19. maddesi gereğince, munhasır yetki şartı davalı tarafça usulüne uygun şekilde ileri sürülmediği takdirde, sanki bir kesin yetki şartıymış gibi mahkemece re'sen dikkate alınamaz. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; yetki itirazı ile beraber borca itiraz ettiği, mahkemece, yetki itirazının kabulü ile ... ... İcra Dairesi'nin yetkili olduğuna karar verildiği anlaşılmaktadır. Genel haciz yolu ile başlatılan bir takipte, her türlü itirazın İİK'nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesi zorunludur....

      Borçlu/Davalı vekili, icra dosyasındaki --- tarihli itiraz dilekçesinde, yetkili icra dairesinin ---- tarihinde davacı şirkete 20.000 TL ödendiğini belirttiği, dilekçenin sonuç ve istem kısmında, yetki itirazının kabul edilmesini ve ödenen 20.000 TL'ye ilişkin dosya borcu hesaplanarak UYAP'a kaydedilmesini talep etmiştir. Davacı vekilince de, bu ödemeye ilişkin icra dairesine bildirimde bulunulmuştur. Bu kapsamda, davalının icra dairesindeki itiraz dilekçesinde borca açık bir itirazı değil de, ödemeye ilişkin bir bildirimde bulunulduğu, bu noktada itirazının sadece yetkiye yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar ışığında; Ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, alacaklı İİK'nın 50/2. maddesi uyarınca, bu itirazın kaldırılmasını ancak, icra hukuk mahkemesinden isteyebilir(Yargıtay --- Bu noktada, sadece yetki itirazı için itirazın iptali davası açılamayacağından davanın reddine karar verilmiştir....

        Davacının dava dilekçesinde; usulsüz tebliğ şikayetinin yanında yetki itirazına ve borca itirazda bulunduğu, mahkemece yapılan yargılamada kararın gerekçesinde yetki itirazının reddine karar verildiğinin belirtildiği, ancak hüküm fıkrasında davacının yetki itirazına ilişkin bir karar bulunmadığı, bu haliyle kararın gerekçesiyle hüküm fıkrasının çelişkili olduğu gibi hüküm fıkrasında yetki itirazına ve borca itiraza ilişkin bir hüküm kurulmadığı, bu durumun 6100 Sayılı HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olduğu görülmektedir. Mahkemece davacının ileri sürdüğü itiraz ve şikayetlerin ayrı ayrı değerlendirilip hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırıdır....

        O halde, mahkemece, HMK'nun 17. maddesi gereğince, takip dayanağı bonodaki yetki şartının geçerli olmadığı, ayrıca borçlunun yerleşim yeri adresinin ve ödeme emrinin tebliğ edildiği adresinin İstanbul Adliyesi yetki sınırlarında olmadığı, davacı - borçlu tarafından da yetkili icra dairesinin Bodrum İcra Daireleri olarak gösterilmiş olduğu hususu gözetilerek yetki itirazının kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353/1- b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacının yetki itirazının kabulüne, yetki itirazı kabul edilmiş olmakla borca itiraz konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nun 353/1- b.2. maddesi gereğince İstanbul 9....

        Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir. (HMK m. 19) Somut olayda; davacılar vekili, müvekkillerinin muris ...'nin mirasçısı olduklarını, murisin 19/02/2009 tarihinde vefat ettiğini, terekesinin borca batık olduğunu, icra müdürlükleri, bankalar, vergi daireleri ve pek çok kurum tarafından murisin borçlarının tahsili için işlem ve takip başlatıldığını, müvekkili ...'nin maaşına gelen hacizler sebebiyle murisin terekesinin borca batık olduğunu öğrendiğini, müvekkillerinin mirası reddi süresinin geçirdiklerini, murisin terekesi ile ilgili de herhangi bir işlem yapmadıklarını belirterek muris ...'nin ölüm tarihi itibariyle terekesinin borca batık olduğunun tespitine ve mirasın hükmen reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar süresi içerisinde yetki itirazında bulunmadığından uyuşmazlığın, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir....

          Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde birden fazla takip borçlusu bulunması halinde, her borçlunun yetkiye ve borca itirazları ayrı ayrı incelenir. Bir borçlunun yetki itirazının kabulü ve itiraz eden borçlu yönüyle yetkili icra müdürlüğünün tespiti, diğer borçlular yönüyle de yetkili icra müdürlüğünün tespit edildiği anlamına gelmez. Belirtilen nedenlerle, bir borçlunun yetki itirazı hakkında hüküm tesisi, diğer borçluların yetkiye ve borca ilişkin itirazlarının incelenmesine engel değildir. O halde mahkemece, borçlunun yetki itirazının incelenerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

            İİK.nun 168, 169 ve 170 ve 170/a maddelerinde; kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre kambiyo hukuku bakımından takip hakkı olmadığını (şikayet yoluyla) beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. Davacı şirkete ödeme emrinin 04/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın 06/03/2019 tarihinde süresinde olduğu, takip dayanağı senette İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, tarafların tacir olduğu, HMK. 17....

            Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kaldırılması” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. …” şeklinde düzenlendiği, görüleceği üzere yönetmelikte borca itiraz durumunda 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceğinin belirtildiği, yani hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığı, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü İstanbul olarak gösterildiği göz önünde bulundurularak İstanbul mahkemelerinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu, İtirazın iptali davalarının 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 67....

            Yetki itirazı kaldırıldıktan sonra avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kaldırılması” seçeneğini seçerek işlem yapması ve varsa harçları ikmal etmesi zorunludur. …” şeklinde düzenlendiği, görüleceği üzere yönetmelikte borca itiraz durumunda 2004 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı; yetkiye itiraz durumunda sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğinin seçileceğinin belirtildiği, yani hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu, hem yetki hem de borca itiraz durumunda takibin yetkili icra dairesine gönderilmesi gibi bir buton veya seçenek bulunmadığı, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü İstanbul olarak gösterildiği göz önünde bulundurularak İstanbul mahkemelerinde işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu, İtirazın iptali davalarının 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 67....

              UYAP Entegrasyonu