Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiklerini, borca ve imzaya itirazları da olduğu halde dosya üzerinden karar verildiğini, dosyanın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiğini, kararın bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu, sadece icra ceza dosyasından yapılan tebligatın yeterli görülüp icra dosyasından ödeme emrinin usulüne göre tebliğ edilmemesinin düşünülemeyeceğini, ödeme emrinin tebliğ edilmesi halinde borçlunun cebri icra yoluna kim tarafından, ne suretle ve miktarda maruz kaldığını bilebileceğini, ceza dosyasının da takibe ilişkin olmayıp çeke ilişkin olduğunu, icra dosyası ile bağı ve bağlantısı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacının başvurusu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, ödeme emri tebliğinin usulüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz davasıdır. İlk derece mahkemesince; davacı/borçlunun İstanbul Anadolu 14....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/04/2022 NUMARASI : 2020/22 2022/128 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|İmzaya İtiraz|Yetki İtirazı KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu ,davacı tarafından icra müdürlüğünün yetkisine, imzaya ve borca itirazda bulunulduğu ,ilk derece mahkemesi tarafından yetki itirazının kabulüne, diğer itirazlar konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazla birlikte imzaya ve borca itirazda bulunulmuştur. Yetki itirazında bulunulması nedeni ile mahkemece öncelikle yetki itirazı hususunda karar verilmesi gerekir....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/04/2021 NUMARASI : 2020/1497 ESAS- 2021/397 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Somut olayda; yukarıda da açıklandığı üzere borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, sonradan feragat ettiği yetki itirazı ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece aldırılan bilirkişi raporuna göre bonodaki imzanın borçluya ait olduğunun tespiti ile birlikte dava dilekçesinde ileri sürülmemiş olmasına rağmen bonoda tahrifat yapıldığı hususunun da belirlendiği ve bu rapora dayalı olarak mahkemece, bonoda 10.000 TL olan miktarın araya “sıfır” rakamı eklenmek sureti ile 100.000 TL yapıldığı gerekçesi ile 10.000 TL'nın üzerindeki miktar yönünden takibin durdurulmasına ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği görülmektedir....

    Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi’nin gerekçesinde, borçlular tarafından sunulan yenileme dilekçesinde duruşma günü tebligatının usulsüz olduğuna yönelik bir iddia bulunmadığından süresi içerisinde yapılmayan usulsüz tebligat iddiasının istinaf aşamasında dinlenemeyeceği belirtilmiş ise de; İİK’nın 16. maddesinin, icra ve iflas dairelerinin işlemleri hakkında olduğu nazara alındığında, mahkemece yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğuna yönelik iddia yönünden uygulama alanı olmadığının kabulü gerekir. O halde; borçluların duruşma günü tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin iddialarının gerekirse zabıta araştırması yapılarak değerlendirilmesi ve iddianın doğru olması halinde usulüne uygun duruşma günü tebliğ edilerek yargılama yapılması maksadıyla kararın bozulması gerekmiştir. Öte yandan; borçluların 25.12.2018 tarihli icra mahkemesine başvuru dilekçesinde, borca ve imzaya itirazın yanısıra yetki itirazı ve bir kısım şikayet nedenlerinin de bulunduğu görülmektedir....

      " gerekçesiyle "Davanın (yetki itirazının, borca ve imzaya itirazın) süreden REDDİNE, Erzincan İcra Müdürlüğü'nün 2020/156 Esas sayılı dosyası üzerindeki TAKİBİN DEVAMINA, Usulsüz tebligata ilişkin memur işlemini şikayete yönelik yapılan itiraz hakkında Mahkememizin 2020/45 Esas sayılı dosyasına karar verilmekle, bu hususta Mahkememizce ayrıca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA," şeklinde karar verilmiş karara karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

      No:81/12 Bağcılar/İstanbul adresinde ikamet ettiğini, takibin başlatılmış olduğu icra dairesinin yetikisine itiraz ettiklerini ayrıca yetkiye itiraz ile birlikte imzaya, borca, faize ve tüm fer'ilerine itiraz ettiklerini belirterek itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının dilekçesinin yetkiye itiraz, imzaya itiraz ve borca itiraz olarak düzenlendiğini, dilekçe incelendiğinde sadece yetki itirazında bulunduğunun açık olduğunu, dava konusunu taleple bağlılık ilkesi gereği yetki itirazı şikayetinin dışına çıkmadan değerlendirilmesi gerektiğini, senette ihtilaf halinde Kayseri İcra Dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili kılındığını, davanın adresinin neresi olduğunun hiç öneminin olmadığını, bu nedenle davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....

      Davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Şikayet dilekçesinin tetkikinde, dilekçenin açıklama kısmında tebliğ usulsüzlüğü şikayetinin yanında borca ve imzaya itiraz edildiğinin de belirtildiği ancak netice ve talep kısmında sadece usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin talepte bulunulduğu, bu haliyle dilekçenin açıklama kısmı ile netice ve talep kısmı arasında çelişki olduğu görülmektedir. Mahkemece bu durum karşısında şikayetçi vekiline kesin süre verilerek bu çelişkinin giderilmesinin istenmesi gerekirken, bu yola başvurulmadan borca ve imzaya itirazların da bulunduğu kabul edilerek yargılama yapılması ve borca ve imzaya itirazların reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece açıkça imzaya itiraz etmelerine rağmen davanın niteliği itibariyle borca itiraz olarak değerlendirip imza örnekleri almadan davanın reddine karar verildiğini, dava dilekçelerinde konu, sonuç ve talep kısmında borca ve ferilerine ve imzaya itiraz ettiklerinin açıkça belirtildiğini, yerel mahkemece dava dilekçelerinin eksik özetlendiğini, İstanbul Anadolu 1.İcra Müd.2020 /16295 sayılı takibe konulan 10.11.2018 tanzim 17.07.2019 vade tarihli 30.000,00- TL tutarlı senetteki imzanın kesinlikle müvekkiline ait olmadığını, Adil Üstündağ, Zafer Gökmen ve T3 isimli şahısların sahte imzalarla ya da mobing ve zorla işçilere boş senedi imzalatarak piyasaya sürdüklerini, dava konusu senedin ise sahte imza ürünü olduğunu, bu takibe karşıda yetki itirazında bulunduklarını ve menfi tespit davası açacaklarını, yetkili icra müdürlüğünün Seyhan İcra müdürlüğü olduğunu belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına...

      UYAP Entegrasyonu