Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, borçlu icra mahkemesine verdiği itiraz dilekçesinde borca itirazı ile birlikte ikametgahını da belirterek yetki itirazında bulunduğu halde; anılan talep konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olması yukarıda değinilen İİK'nun 50/2. ve HMK'nun 297. maddelerinin emredici hükümlerine aykırıdır. Bu durumda, mahkemece, öncelikle yetki itirazının çözümlenmesi ve borçlunun yetki itirazı yerinde görülmez ise; işin esasının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetki itirazı incelenmeksizin ve bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın kaldırılması isteminin kısmen kabulüne ve kiralanın tahliyesine karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili tarafından ... 4.İcra Müdürlüğünün 2009/6342 sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinde 2007/Kasım-2009/Mart arası aylara ilişkin toplam 10.200 TL kira alacağın tahsili istenmiş, davalı borçlu ise süresinde verdiği borca itiraz dilekçesinde; borca ve takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir....

      İmzaya itiraz yönünden yapılan incelemede; ......

      Bu durumda imzaya ve borca itiraz da beş günlük süresi içerisinde değildir. Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin, imzaya ve borca itirazın süreden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebeplerlerine bağlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılan inceleme neticesinde; ilk derece mahkemesi kararı hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      Süresinde takibe itiraz edilmesinden sonra, gerek borçluların itirazlarından vazgeçmeleri ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi yahut takip şekline göre icra dairesine başvurup takipten feragat etmesi, tazminat isteminin incelenmesini engellenemez. Aksinin kabulü halinde itiraz üzerine haklı olmadığını anlayan tarafın, talebinden vazgeçmek suretiyle aleyhine tazminata hükmedilmesini engellemesi gibi kabulü mümkün olmayan bir durum çıkar (HGK.nun 16.10.1996 tarih, 1996/1601-711, HGK.nun 21.03.2001, 2001/266 sayılı kararları). İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, imza itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi ve aleyhine para cezasına hükmedilebilmesi için, icra mahkemesince yapılacak imza incelemesi sonucu imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması ve takibin ikinci fıkraya göre geçici olarak durdurulmuş olması gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak İstanbul Anadolu İcra Dairesi'nde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, borca ve imzaya itirazının yanı sıra, yetkili icra dairesinin Kocaeli İcra Daireleri olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunduğu, mahkemece, davacının yetki itirazına ilişkin davasının kabulü ile takibin davacı yönünden iptaline karar verildiği görülmüştür....

          İcra Dairesi'nin 2019/34869 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, şirketin %90 ortağı olan Şahin Kaplan'ın 14/06/2019 tarihinde vefat ettiğini, bu nedenle takibe konu bonodaki imzanın şirket yetkilisi Şahin Kaplan tarafından atılıp atılmadığının bilinemediğini, senet metninde sonradan doldurulan kısımların olduğunu, bu yazılara itiraz ettiklerini, şirket yetikilisinin kızları ve eşinin mirası reddettiklerini, bonolar üzerinde iki ayrı şehir ismi (İstanbul-İzmir) yazılı olup bu şekilde yapılan yetki sözleşmesinin geçersiz olduğunu, yetkili icra dairesi borçlu şirketin adresi Antalya olduğundan Antalya İcra daireleri olduğunu, bu sebeple takibin yetki yönünden iptali gerektiğini, yetkiye, imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile, haksız ve kötü niyetli takipten dolayı davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          Bu nedenle imzaya itiraz ediyorum” demek suretiyle borca itiraz etmiştir. Davalı borçlu itirazında sözleşmenin imzalandığı tarihte, imzanın, şirketi temsile yetkili kişilere ait olmadığına ilişkin bir itirazı bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının imzanın “şahsına” ait olmadığı yönündeki itirazı, İİK.nun 269/2 maddesi kapsamında teknik manada “imzanın açıkça ve kesin olarak reddedilmesi” niteliğinde değildir. Nitekim davalı borçlu da, sözleşmenin imzalandığı tarihte kendisinin şirket temsilcisi olmadığını, duruşmada beyan etmiştir. Buna göre, mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 20.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece; Yetki itirazının ve borca itirazlarının süreden reddine , usulsüz tebligat şikayetinin ve şikayetlerinin ayrı ayrı reddine, davalı T5 yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine, yasal koşulları oluşmadığından davacı aleyhine icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına, yönelik karar verildiği görülmüştür....

            İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından dava dilekçesindeki nedenler tekrar edilerek istinaf yasa yoluna başvurulduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; kambiyo takibinde borca itiraz talebine ilişkindir. Tokat 3....

            UYAP Entegrasyonu