Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiklerini, borca ve imzaya itirazları da olduğu halde dosya üzerinden karar verildiğini, dosyanın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiğini, kararın bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu, sadece icra ceza dosyasından yapılan tebligatın yeterli görülüp icra dosyasından ödeme emrinin usulüne göre tebliğ edilmemesinin düşünülemeyeceğini, ödeme emrinin tebliğ edilmesi halinde borçlunun cebri icra yoluna kim tarafından, ne suretle ve miktarda maruz kaldığını bilebileceğini, ceza dosyasının da takibe ilişkin olmayıp çeke ilişkin olduğunu, icra dosyası ile bağı ve bağlantısı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacının başvurusu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, ödeme emri tebliğinin usulüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz davasıdır. İlk derece mahkemesince; davacı/borçlunun İstanbul Anadolu 14....

, imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile takibin iptaline veya durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, yetkiye, imzaya ve borca itiraza ilişkindir....

Öncelikle davacı yanın süresinde yetki itirazının incelenmesine karar verilmiş olup takip dosyasında ödeme emrinde davacı şirketten başka dava dışı Yunus YAĞIR isimli şahsında takip borçlusu bulunduğu ve kendisine ödeme emri tebliğ edildiği ve yasal süresinde yetki itirazında bulunmadığı anlaşılmakla Gaziosmanpaşa İcra Dairelerinin davacı takip borçlusu yönünden de yetkili hale geldiği gözetilerek davacı yanın yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiş, imzaya ve borca itirazlarına geçilmiştir. Takip dosyası getirtilerek incelenmiş, davacı asilin imza örnekleri alınmış davacının imza asıllarının bulunduğu kurumlardan imza örnekleri temin edilmiş, takip konusu çek aslı mahkememize getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....

Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi’nin gerekçesinde, borçlular tarafından sunulan yenileme dilekçesinde duruşma günü tebligatının usulsüz olduğuna yönelik bir iddia bulunmadığından süresi içerisinde yapılmayan usulsüz tebligat iddiasının istinaf aşamasında dinlenemeyeceği belirtilmiş ise de; İİK’nın 16. maddesinin, icra ve iflas dairelerinin işlemleri hakkında olduğu nazara alındığında, mahkemece yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğuna yönelik iddia yönünden uygulama alanı olmadığının kabulü gerekir. O halde; borçluların duruşma günü tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin iddialarının gerekirse zabıta araştırması yapılarak değerlendirilmesi ve iddianın doğru olması halinde usulüne uygun duruşma günü tebliğ edilerek yargılama yapılması maksadıyla kararın bozulması gerekmiştir. Öte yandan; borçluların 25.12.2018 tarihli icra mahkemesine başvuru dilekçesinde, borca ve imzaya itirazın yanısıra yetki itirazı ve bir kısım şikayet nedenlerinin de bulunduğu görülmektedir....

    Taraflar arasındaki imzaya, yetkiye ve borca itiraz davasından dolayı yapılan inceleme sonunda, İlk Derece Mahkemesince imzaya itirazın kabulü ile takibin davacı borçlu yönünden durdurulmasına, yetki itirazının reddine, davacı tarafın tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir. Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, ancak davacının avukatı olmadığı nedenle lehine ücreti vekalet takdirinin hatalı olduğu nedenle bu yöndeki ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönüyle düzeltilmesine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      Hukuk Dairesi'nin 26.11.2020 tarih ve 2020/204 Esas, 2020/2632 Karar sayılı kararıyla davacının taraf ehliyetinin araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Mahkeme kararının kaldırıldığı, dosyanın 2021/52 esasına kaydedilmesi sonrasında yapılan yargılaması sonunda; şikayetin kabulü ile davacı hakkında yapılan takibin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, borçlunun, takip dosyasından kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte aynı davada itiraz ve şikayetlerini ileri sürebileceği gibi tebliğ usulsüzlüğünü ayrı bir davada, borca ve imzaya yönelik itirazlarını, ayrıca takibe yönelik şikayetlerini ayrı bir davada ileri sürmesinin mümkün olduğu, borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile borca ve takibe yönelik itiraz ve şikayetlerini ayrı ayrı dava açarak talep etmesi halinde borca, imzaya itiraz ve şikayetin yasal süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı usulsüz tebliğ şikayetinin...

      Davalı vekili cevabında yetki itirazı ile birlikte müvekkili şirket ile davacı şirketin cari hesap ilişkisi ile çalıştığını, taraflar arasında cari hesapta mutabakat sağlanamadığı için borca itiraz etme mecburiyeti doğduğunu, davacının alacaklı olduğunu kanıtlaması gerektiğini, borca itirazında müvekkilinin haklı olduğunu savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir....

        Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; davacı borçlunun dava dilekçesinde borca ve imzaya itiraz ettiği, mahkemece davacı borçlunun davasının reddine karar verilmiş ise de, davacı borçlunun kısmi ödeme yaptığını, ayrıca açıkça imzaya itirazından yargılama sırasında vazgeçmediği dikkate alındığında imzaya itirazı yönünden inceleme yapılarak alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı karar verilmesi yerinde olmadığı, davacının istinaf talebi bu yönden yerinde bulunduğundan diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK'nun 353/1- a-6 maddesi gereğince Niğde İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/3 Esas 2021/68 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Mahkemece, borçluların vekilinin borca (zamanaşımı) itirazı kısmen kabul edildiğine göre, İİK’nun 169/a-5. maddesi uyarınca, kısmen kabul edilen borca itiraz yönünden, takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, “takibin iptali” yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. b) İİK'nun 170/3. maddesine göre; icra mahkemesi, 68/a maddesinin 4. fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip İİK'nun 170/2. maddesine göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın %20' sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10'u oranında para cezasına mahkum edilir ve itiraz reddedilir....

          UYAP Entegrasyonu