BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI C.1.Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlu tarafça itiraz dilekçesinde icra müdürlüğünün yetkisine itirazda bulunulduğu, ayrıca imzaya itirazda ve ödeme emrine yönelik şikayette bulunulduğu , mahkemece davacı tarafın talebi doğrultusunda yetki itirazı kabul edilmiş olmakla diğer itirazlar yönünden alacaklı tarafından talep halinde yetkili icra dairesine dosyanın gönderilmesi talebi halinde yetkili icra dairesi tarafından gönderilecek ödeme emrinden sonra itiraz ve şikayette bulunulabileceği, bu nedenle davacının itiraz ve şikayete yönelik istinaf talebinde hukuki yararı bulunmadığı, yetki itirazının kabulü ile AAÜT uyarınca tarifede yer alan vekalet ücretine hükmedilmiş olduğu anlaşıldığından, vekalet ücretine yönelik istinaf talebi de yerinde olmadığından, istinaf talebinin reddine, kötü niyetli istinaf talebi nedeni ile davacı vekilinin 5.000TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir...
Mahkemece davacının borca ve ferilerine itirazları yönünden herhangi bir inceleme yapılmadığı göz önüne alındığında dairemizce yapılan incelemede takibe konu asıl alacak yönünden istenilen işlemiş faiz oranının yasal sınırlar içerisinde kaldığı, davacının İİK 169/a maddesi gereğince borçlu olmadığına ilişkin iddialarını yazılı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, davacının borca ve ferilerine itirazları yerinde görülmemiştir. Davalının istinaf istemine yönelik olarak mahkemece imzaya itiraz edilen ve bilirkişi incelemesi yapılan 155.000 TL'lik senede ilişkin asıl alacak ve ferileri yönünden takibin durdurulmasına, sair senetlere ilişkin borca ve ferilere itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, takibin tümü yönünden imzaya itirazın kabulüne yönelik karar isabetsizdir....
İİK'nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak itiraz edilmesi mümkün değildir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlunun itirazı senette ki imzanın borçluya ait olmadığına yöneliktir.İmza itirazı İİK 265. maddesinde düzenlenen itiraz nedenlerinden değildir. İhtiyati hacze itiraz aşamasında imzaya itiraz nedeniyle inceleme yaptırılamayacağı gibi , icra hukuk mahkemesinde açılan borca ve imzaya itiraza ilişkin davanın sonucunun da beklenilmesi mümkün bulunmamaktadır. İmzaya itiraz ancak borçlu tarafça açılacak menfi tespit davasında ileri sürülebilecek niteliktedir. Takas mahsup hakkındaki maddi hukuka dayalı isteklerin de icra takibine karşılık şikayet yoluna başvurulması mümkün olup,yine ihtiyati hacze itiraz sebebi değildir....
İcra Müdürlüğünün 2011/15009 Esas sayılı dosyasında yapıldığı, borçlunun süresinde borca itiraz ettiği, davacı alacaklının da 07.02.2012 tarihinde eldeki itirazın iptali davasını açtığı ve davalının da cevap dilekçesiyle süresinde yetki itirazında bulunduğu anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasında yetkili mahkeme HMK'nın 6. maddesi uyarınca davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Akdî ilişkinin çekişmesiz olduğu durumlarda TBK'nın 89/1. maddesi hükmüne göre alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde de itirazın iptali davası açılabilir. Akdî ilişkinin varlığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık varsa, bu durumda alacaklının kendi yerleşim yeri mahkemesinde açtığı itirazın iptali davası yetki itirazı ile karşılaşabilir. Borçlu, takibe itirazında sadece alacağın varlığını ve bu ilişki nedeniyle takip konusu meblağ kadar alacaklı olduğunu kanıtlamalıdır. Somut olayda; borçlu, borca, takibe ve imzaya itiraz etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 1- Davacının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının REDDİNE, 2- Davacının borca ve imzaya itirazlarının AYRI AYRI REDDİNE, 3- İİK'nın 170/3 maddesi uyarınca takip konusu asıl alacak miktarının % 20'si oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4- İİK'nın 170/3 maddesi uyarınca takibe konu asıl alacağın %10'u oranında hesaplanan TL para cezasının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; kambiyo senetlerine özgü takipte yetkiye, imzaya ve borca itiraz niteliğindedir. Karar yalnızca davacı tarafından istinaf edilmiş olup, istinaf incelemesi istinaf edenin sıfatına göre istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılacaktır....
Davalı-alacaklı vekili istinafa cevap dilekçesinde; diğer takip borçlusunun yetki itirazında bulunmadığından Anadolu icra müdürlüğünün yetkisinin kesinleştiğini, müvekkili çekin yetkili ve meşru hamili olduğunu, davacının çek üzerindeki imzaya itiraz etmediğini, çalıntı iddiası ve yapılan ödemelerin yetkili hamile karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını beyanla davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir....
Yetki itirazı ise açıklanan maddenin 1.fıkrası hükmü kapsamına girmeyip esasa yönelik bir itiraz niteliğinde olmadığından itiraz eden davacılar aleyhine tazminata hükmedilmesi mümkün değildir. Davacı Alime'nin diğer itirazı ise imzaya itirazdır. İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, imza itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi ve aleyhine para cezasına hükmedilebilmesi için, icra mahkemesince yapılacak imza incelemesi sonucu imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması ve takibin ikinci fıkraya göre geçici olarak durdurulmuş olması gerekir. Somut olayda, mahkemece imza incelemesi yapılmadan davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, davacı Alime aleyhine imzaya itirazın reddi nedeniyle tazminata ve para cezasına hükmedilmemesi de yerindedir. (benzer mahiyette Yargıtay 12....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/1374 Esas 2015/7 Karar sayılı ilamı ile borçlunun yetki itirazı kabul edilerek İstanbul İcra Dairelerinin yetkisizliğine, talep halinde icra dosyasının yetkili ... İcra Dairelerine gönderilmesine karar verilmiştir. Borçlu vekilinin 10/02/2015 tarihli dilekçesi ile yalnızca yetki yönünden yaptıkları itirazlarından feragat ettikleri, imzaya ve borca itirazlarının devam ettiği bildirilmiştir. Dairemizin 22/06/2015 tarih ve 2015/7515 Esas 2015/17424 Karar sayılı ilâmı ile borçlu vekilinin feragat dilekçesine göre mahkemesince bir karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmiş, mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Mahkemece, yukarıda da açıklandığı üzere borçlunun yalnızca yetki itirazından feragat etttiği nazara alınarak diğer itirazlarının incelenmesi gerekirken, HMK'nun 26.maddesine aykırı olarak talebi aşar şekilde davanın tümden feragat nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/08/2020 NUMARASI : 2020/376 ESAS, 2020/624 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine, İstanbul Anadolu 18. İcra Dairesi Müdürlüğü'nün 2020/7464 Esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu icra müdürlüğünün yetkili olmadığını , yetkili icra dairelerinin Çorlu icra daireleri olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğünün yetkisine ,borca ve imzaya itirazda bulunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından takip dayanağı çekin, keşide yerinin Çorlu olduğu, muhatap banka şubesinin Yapı ve Kredi Bankası A.Ş....
kalmadığını, bu nedenle icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiklerini belirterek, takibin iptaline, imzaya ve borca itirazlarının kabulüne, yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....