Her ne kadar yetki itirazında bulunulmuş ise de dava dilekçesi içeriğinde yetkili İcra müdürlüğü gösterilmediğinden yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Anılan itiraz, ödeme, …sıfat itirazı gibi…. borçlunun borcu olmadığı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır” (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004- İstanbul). Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe yönelik borca itiraz halinde, İİK.nun 169/a.-1.maddesi gereğince, icra mahkemesi, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder....
yazılarak muteriz borçlu tarafından çek keşide etme yönünde yetki verilen ...'...
Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça imzaya itiraz edilmiş ise de, bu kapsamda hiçbir somut delil ve emsal imza örneklerinin sunulmadığını, senet üzerinde keşide yerinin İstanbul olarak gösterildiğini, bu nedenle İstanbul İcra Müdürlüklerinde takip başlatıldığını, yetki itirazının da yerinde olmadığını beyanla, davanın reddine, davacının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul 28. İcra Hukuk Mahkemesi 'nin 09/03/2022 gün, 2021/328 Esas- 2022/158 Karar sayılı ilamı ile, "1- Davacının yetki itirazının feragat nedeniyle REDDİNE, 2- Davacının imzaya itirazının KABULÜ ile; Buna göre, İstanbul 8....
, çekteki imzanın davacıya ait olmadığını, davacının takibe konu çeki düzenlemediğini, takipte talep edilen faiz ve ferilerine itiraz ettiğini beyan ederek, davanın kabulüne, Adana icra dairelerinin yetkisizliğine, imzaya itirazın kabulüne Adana 9....
Her ne kadar alacaklı tarafından takip Mersin İcra Dairelerinde açılmış ise de takipte borçlunun adresi, muhatap bankanın bulunduğu yer ve keşide yeri Ankara olup, takibin Mersin İcra Dairelerinde açılmasını gerektirecek herhangi bir sebebin mevcut olmadığı, takipte yetkili icra dairesinin Ankara İcra dairesi olduğu sabit olduğu anlaşıldığından davacı borçlunun yetki itirazının kabulünde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davalı vekilinin imzaya itiraz ve husumet itirazları yönünden istinaf sebeplerinin incelenmesinde, ilk derece mahkemesince yetki itirazı kabul edilerek Mersin icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmiş olup imzaya itiraz yönünden bir hüküm kurulmadığı gibi davacının husumet itirazı da kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş olup bu husus davacı tarafından istinaf konusu edilmediği, davalının ise lehine olan red kararına karşı istinaf talep etmekte hukuki yararının bulunmadığı dikkate alındığında bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı vekili tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun, bonodaki imzaya itiraz ettiği, mahkemece, imzaya itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. HMK'nun 20. maddesi gereğince, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, davacının karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemede tebligat yaptırması zorunludur....
İlk derece mahkemesi tarafından; "...senet incelendiğince açıkca keşide yerinin Ankara olarak düzenlendiği gibi keşidecinin imzası ve isminin yanında da Ankara ili açıkça gösterildiğinden yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunduğu, imzaya itiraz konusunda bilirkişi tarafından hazırlanan 16/07/2019 havale tarihli raporda sonuç olarak senet üzerindeki imzanın davacı T1 elinden çıktığı yönünde rapor verilmesi karşısında davacının imzaya itirazlarının reddine, şartları oluşmadığından davalı tarafın tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği..." gerekçesi ile "1- Davacı tarafın imzaya itirazlarının REDDİNE, 2- Şartları oluşmadığından tazminat taleplerinin REDDİNE" karar verilmiştir....
Davacı tarafça dava açılırken imzaya, borca ve faize itirazın yanında yetkiye itirazda ve kambiyo şikayetinde de bulunulmuş, mahkemece 26/09/2019 tarihinde yetki itirazı ve kambiyo şikayeti taleplerinin tefrikine, diğer talepler yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, 11/10/2019 tarihli karar ile de imzaya, borca ve faize itiraz yönünden açılan davanın HMK'nın 320/4 maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İİK.nun 170/a-2 maddesi gereğince hakim, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verir. Ancak bunun için, icra mahkemesine yapılan itiraz veya şikayetin beş günlük sürede olması gerekir....
İİK'nun 169/a-6. maddesi uyarınca, itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi için, icra mahkemesince takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiş olması gerekir. İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, imza itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi ve aleyhine para cezasına hükmedilebilmesi için, icra mahkemesince yapılacak imza incelemesi sonucu imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması ve takibin ikinci fıkraya göre geçici olarak durdurulmuş olması gerekir. Somut olayda, davacının borca ve imzaya itirazı nedeniyle yargılama sırasında takip geçici olarak durdurulmadığından, davacının borca ve imzaya itirazının reddine karar verilmesi nedeniyle davacı borçlu aleyhine tazminata karar verilmesi mümkün değildir....
Dairemizin kararından sonra yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesi; davacı borçluların usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresinde olduğu, her iki davacı/borçlu yönünden yapılan ödeme emri tebliği mazbatalarının incelenmesinde yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunun 21., Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30.-31. maddelerine aykırı ve usulsüz olup, her iki borçlu yönünden usulsüz tebligat şikayetinin yerinde olduğu, bu nedenle yetki itirazının incelemesine geçildiği, takibe konu çekte adresin Malatya olduğu, davacının yetki itirazında haklı olduğu gerekçesiyle usulüne uygun yetki itirazının kabulüne, sair itiraz ve şikayetler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir....