"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra Takibine İtiraz K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte yetki ve borca itiraza ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 01.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
her 2 icra dosyasındaki yetkiye ve borca itiraz ettiğini, yetki itirazı sebebiyle ... ve ... hakkında Mudanya İcra Müdürlüğü 2022/... esas ve 2022/1822 esas sayılı dosyalar ile takip başlatıldığını, borçluların bu takiplerdeki borca da itiraz ettiklerini, itiraz dilekçeleri incelendiğinde,... ve ...in borçların tamamına itiraz ettiğininin görüldüğünü, oysa borçluların /davalıların ...'un yasal mirasçısı olduğunu ve süresinde mirası reddettiklerine dair belge sunamadıklarını, ...'un ...'...
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı T3 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyalarında yapılan tebligatların usulüne uygun olması nedeniyle her iki takip dosyasında da yapılan itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, usulsüz tebligat iddiasının soyut kaldığını, ispattan yoksun olduğunu, 10 ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresinde yetkiye itiraz edilmediğini, ayrıca borca da itiraz edildiğini, kambiyo hukukuna ilişkin borca itirazda İİK'nın 168. maddesi kapsamında belge ile itiraz edilebileceğini, bu belgeye ne deliller kısmında, ne de dava dilekçesinin ekinde yer verilmediğini, borca itirazın da hukuka aykırı olduğunu, gönderilen balıkların bozuk olduğu iddiasına ilişkin müvekkillerine gönderilen bir ihtarname, ihbarname veya açılmış bir dava da bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Bilindiği üzere, icra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine karşı borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, bu itirazın kaldırılması yetkisi münhasıran icra mahkemesine ait olup, yine yetki itirazıyla birlikte borcun esasına itiraz edilmişse alacaklı gerek gördüğü takdirde bu itirazın kaldırılmasını yine icra mahkemesinden isteyebileceği İcra ve İflas Kanunu’nun 50/2. maddesi hükmü gereğidir. Yetki itirazıyla birlikte borcun esasına itiraz edildiği durumda ise; alacaklı, icra mahkemesine başvurmadan aynı Yasanın 67. maddesi hükmü gereğince itirazın iptâli davasını mahkemede açmışsa, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisi araştırılmalı ve şayet buna ilişkin itiraz yerinde değil ise, borcun esasına karşı itirazın incelenmesine geçilerek hüküm kurulmalıdır....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/2917 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 8.564,60 TL alacak üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 25.08.2014 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 27.08.2014 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır. Davalı iş sahibi vekili cevap dilekçesinde işin esası yanında icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkili olmadığını, yetkili icra müdürlüğü ve mahkemenin Kuşadası İcra Müdürlüğü ve Mahkemesi olduğunu belirterek, yetki itirazında bulunmuştur. Başlatılan icra takibine karşı yetki itirazında bulunulması durumunda, mahkemenin öncelikle takibin başlatıldığı icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığını incelemesi ve bu konuda bir karar vermesi zorunludur....
in 16/10/2014 tarihli itiraz dilekçesi ile yetkiye, borca faize ve icra takibine itiraz ettiği ve bu itiraz nedeni ile 21/10/2014 tarihinde takibin durdurulduğu, nafaka alacağı yönünden Batman icra dairelerinin yetkili olduğu anlaşılmakla birlikte; alacağın varlığı taraflar arasında çekişmesizdir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davalı tarafından hem icra dosyasına, hem iş bu dava dosyasına süresinde verdiği cevap dilekçesi ile ödeme itirazında bulunarak, ödemelere ilişkin PTT makbuz suretleri sunulmuş olduğu halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı yanca cevap dilekçesi ekinde sunulan ödeme belgeleri dikkate alınmadan borca ve faize yönelik hesaplama yapılmıştır....
Yüksek Daire tarafından her ne kadar borçlunun Urla İcra Müdürlüğüne vermiş olduğu itiraz dilekçesinde işyeri adresinin olduğu Bakırköy İcra Dairelerinin yetkili olduğunu savunmasına ilişkin bağlayıcı beyanının hakkın kötüye kullanılması ve dürüstlük kuralı gereğince uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozma kararı vermiş ise de bozma kararı dosya içeriği ile uyuşmamaktadır. Şöyle ki, borçlunun Urla İcra Dairesine vermiş olduğu itiraz dilekçesinde borca ve yetkiye itiraz etmiş ancak yetkili icra dairesi göstermediği gibi iş yeri adresinin de Bakırköy olduğu yönünde itiraz dilekçesinde bir beyanı bulunmamaktadır. Yetki itirazının geçerli olabilmesi için yetki itirazının yanında yetkili icra dairesinin gösterilmesi ve gösterilen bu icra dairesinin de İİK ve HMK hükümlerine göre yetkili icra dairesi olması gerekmektedir. Oysa verilen itiraz dilekçesinde yetkili icra dairesi gösterilmediğinden geçerli bir yetki itirazından bahsetmek mümkün değildir....
Davacı, davalının r vekili olarak çalıştığı döneme ilişkin SGK işveren hissesinin ödenmemesi nedeniyle sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının haksız olarak borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise, yetki itirazında bulunarak davanın yetkisizlik nedeniyle ve ayrıca davanın esastan da reddi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, HMK'nın 6. maddesine göre “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek ve tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir ” şeklindeki düzenleme nedeniyle olduğundan bahisle yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmiştir. Davacı tarafından başlatılan ilamsız icra takibine karşı davalı borçlu, icra takibinde borcun esasına itiraz etmiş, icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiştir. İtirazın iptali istemine ilişkin davalarda yetkili olan mahkeme aynı zamanda icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerdeki mahkemedir....
İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir". Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, başvurunun niteliği de gözetilerek anılan madde gereğince mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemez. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve varsa tarafların gösterecekleri deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinde yapılan inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re'sen (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
.------------------- şeklinde hem yetkiye hem borca itiraz ettiğini, yetki itirazı üzerine --------- tarihinde -------- Dairesi’ne başvurularak dosyanın yetkili icra dairesi olan -----------Dairesine gönderilmesinin talep edildiğini ancak bu taleplerinin reddedildiğini, borçluların ayrıca borca itiraz ederek, borç ödemekten kaçınmaya çalıştıklarını, borçluların borca itiraz ederek icra sürecini kötü niyetli olarak durdurma amacı güttüklerini, borçlunun toplamda 21.326,58 TL borcu olduğunu, yetkili icra dairesi belirlenmesinden sonra borca itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....