İcra Dairesi’nde davalı aleyhine takibe geçtiği, davalının yetki itirazı sonucu yetkili icra dairesi olan Bağcılar İcra Müdürlüğü’ nce yeniden ödeme emri tebliği yapılıp davalının bu ödeme emrine de itiraz ettiği, bu durumda süresi içinde bu itirazın iptali için yeniden dava açılması gerektiği İİK.’ nun 50. ve HUMK.’ nun 9. maddesi uyarınca yetkisiz icra müdürlüğünce yapılan takip nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm vekalet ücretine ilişkin olarak davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
a kullandırılan ticari kredinin teminatı olarak davalı yanca taşınmaz ipoteği verildiğini, ödemelerdeki aksama nedeniyle hesabın kat edilerek ihtarname keşide olunduğunu alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kredi sözleşmesinde yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olarak belirlendiğini beyan ederek yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece, kredi sözleşmesinde yetkili icra dairesi ve mahkeme olarak İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemeleri'nin yetkili olduklarının belirlenmiş olduğu ve icra takibinin süresinde yapıldığı dolayısıyla yetkili icra dairesinde icra takibi yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Alacaklı tarafından Ümraniye İcra Dairesi'nin 2011/4800 esas ile başlatılan icra takibinde, borçlu taraf kendisine tebliğ olunan ödeme emrine, süresi içinde sadece borca itiraz etmiş olup icra dairesinin yetkisi kesinleşmiştir....
İtirazın iptali davası yönünden özel bir yetki kuralı getirilmediğinden genel hükümlere göre yetkili mahkeme belirlenecektir. Ancak, yetki itirazınında cevap süresi içinde yapılması gerekir. Davalı cevap süresinden sonra yetki itirazında bulunursa, davacı süre aşımına karşı koymasa bile, bu süre hak düşürücü nitelikte olduğundan mahkeme, yetki itirazını kendiliğinden süre aşımından dolayı reddetmekle yükümlüdür. Davacı, davalının süresinden sonra yetki itirazında bulunmasına açıkça muvafakat etse bile, mahkeme yetki itirazını süre aşımından dolayı reddetmekle yükümlüdür. (Baki Kuru HUMK Cilt 1, 2001 Sayfa 585- 586). Borçlu, icra dairesinin yetki itirazını ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine bildirmiş ve itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında da mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş ise, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz hakkında karar verilmelidir....
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK'nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. HMK.'nun 17. maddesi gereğince yer alan yetki şartı da munhasır yetki şartı olup kesin yetki şartı değildir. HMK.'nun 19. maddesi gereğince, munhasır yetki şartı davalı tarafça usulüne uygun şekilde ileri sürülmediği takdirde, sanki bir kesin yetki şartıymış gibi mahkemece re'sen dikkate alınamaz....
İtirazın iptali davasının amacı itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamaktır. Bu nedenle davada haklılık durumu takip tarihi itibariyle belirlenmelidir (HGK 16.10.1996,19-601/711). İtirazın iptali davasında takipten önce, takipten sonra ancak ödeme emrine itiraz süresi bitmeden yapılan ödemeler gözetilir. Ancak ödeme emrine itiraz süresinin geçmesinden sonra yapılan ödemeler ise dikkate alınmaz. Bu tür ödemeler kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınıp borçtan mahsup edilmelidir. Aksi halde ödeme tarihleri itibariyle takip konusu alacağa faiz yürütülüp, ödemenin öncelikle faize mahsup edilmesinden sonra kalan alacak saptanarak hüküm kurulmalıdır. Bu şekilde yapılacak işlem sonucu bulunan meblağ üzerinden hüküm kurulması infazda tereddüt yaratır. Davacının davadan önce yapılan ödemeler yönünden tüm borç ödenip, infaz edilmediği sürece hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde olup, hükmün onanması gerekir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/02/2019 NUMARASI : 2019/141 ESAS - 2019/152 KARAR DAVA KONUSU : Yetkiye, Ödeme Emrine ve Borca İtiraz KARAR : VEKİLİ : Av. FARUK KARAKAYA - İstasyon Mah. Bahçeli Sok. Seçkin Apt....
Bu ödeme emrinin gönderilmesiyle birlikte yeni bir borca itiraz süresi başlar ve borçlu tarafından takip türünün genel haciz yoluyla ilamsız takip olması sebebiyle yasal 7 günlük süre içerisinde borca itiraz edilmesi gerekir. Her ne kadar davacı borçlu yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takibin yetkili icra müdürlüğünde devam ettiğini ileri sürmüş ise de, bu husus sadece takibin başlatılmasına ilişkindir. Yoksa yetkisiz icra dairesinde yapılan icra işlemleri geçerliliğini korumaz. Bu sebeple, yetkisiz icra müdürlüğünde yapılan borca itiraz yetkili icra müdürlüğünde başlatılan takipte geçerli olmayıp, yetkili icra müdürlüğünde gönderilen ödeme emrine itiraz edilmediğinden takibin kesinleşmesi sonrasında takibe devam edilerek haciz işlemlerinin yapılması usul ve yasaya uygundur....
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava Bursa 19.İcra Müdürlüğünün 2018/14655 sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır. Borca itiraz nedeniyle davacı taraf eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf cevap dilekçelerinde mahkememizin yetkisine de itiraz etmiştir. Yetki itirazı ilk itirazlardan olduğundan ön inceleme duruşmasında herşeyden önce ilk itirazlar karara bağlanarak yargılamaya devam edilmesi gerekeceğinden davalı tarafın yetki itirazı üzerinde durulmuştur. Taraflar arasında yetki sözleşmesi yaparak yetkili mahkemeyi belirlemişlerdir. Taraflar tacir olduğundan sözleşmedeki yetki şartı geçerlidir. Buna göre yargılamada yetkili mahkeme İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleridir. Mahkememiz yetki şartı uyarınca yetkisizdir. Bu nedenle mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların, her ne kadar ihtiyati hacizlerin kaldırılması talebinde bulunmuşlarsa da şartları bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, İİK. 264/2. maddesi hükmüne göre, borçluların ödeme emrine itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük dava açma süresinin işlemeye başlayacağını, dava konusu olayda, icra dosyasında borçluların ödeme emrine itiraz dilekçelerinin müvekkili bankaya tebliğ edilmediğini, bu sebeple müvekkil banka lehine tesis edilen ihtiyati hacizlerin kaldırılmasının yasal olarak mümkün olmadığını, İcra ve İflas Kanunu'nun “İhtiyati haczi tamamlayan merasim” başlıklı 264/2. maddesinde; “İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur....
davacı borçlu vekili tarafından 02/01/2023 tarihli yetkiye, borca ve ferilerine itiraz dilekçesinde ödeme emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin eklenmemiş olduğu yönünde de itirazda bulunulduğu, bu şekilde şikayete konu usulsüzlüğün 02/01/2023 tarihinde öğrenildiği anlaşıldığından, ilk ödeme emrine yönelik şikayetin bu tarihten itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılması gerektiği halde 7 günlük süre geçtikten sonra şikayetin 11/01/2023 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından ilk ödeme emrine yönelik şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerektiği halde şikayetin esastan reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır....