AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 31/03/2021 NUMARASI : 2019/814 ESAS - 2021/514 KARAR DAVA KONUSU : afakasının KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili yararına aylık 1.200 TL olmak üzere hükmedilen yardım nafakasının aylık 5.000 TL'e yükseltilmesini istemiştir. Davalı-birleşen davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; birleşen davalı yararına aylık 1.200 TL olmak üzere hükmedilen yardım nafakasının aylık 500 TL'ye indirilmesini istemiştir....
Sayılı kararı ve mahkemece Ege Üniversitesine yazılan 14/11/2018 tarihli müzekkere kapsamında öncelikle davacının Türk Medeni Kanununun 405. ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 56. maddesi uyarınca davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi, davacının vesayet altına alınmasını gerektirir bir rahatsızlığının bulunmamakla birlikte dava tarihi itibariyle çalışmasına engel bir durumunun olup olmadığının belirlenmesi ve tüm bu araştırmalar yapıldıktan sonra dava tarihi itibariyle ergin olmayan her iki müşterek çocuk yönünden iştirak nafakasının kaldırılması ya da çoğun içinde azdır prensibi gereği azaltılması koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinden ibarettir....
Davacı iddiasını ispat edemediğinden davalı T3 karşı açtığı yardım nafakasının kaldırılması ve indirilmesi davasının karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. " şeklindeki gerekçeyle; "1- Davacının davalı T4a karşı açtığı yoksulluk nafakasının kaldırılması ve indirilmesi davasının REDDİNE, 2- Davacının davalı T3 karşı açtığı yardım nafakasının kaldırılması ve indirilmesi davasının REDDİNE," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı taraf istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yoksulluk nafakasının ve yardım nafakasının kaldırılmasına, olmadığı taktirde indirilmesi talebine ilişkindir. 1- Davalı T4 lehine Samsun 1....
Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü protokolle üstlenen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması ya da azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet, doğruluk-dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Çünkü kendi kusuru ile mali imkanlarını zorlayan tarafın MK'nun 2. maddesinden yararlanması sözkonusu olamaz. Ancak, Borçlar Kanununun 19 ve 20. maddelerine aykırı bulunmayan karşılıklı sözleşmede, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa (örneğin olağanüstü dalgalanmalarda edimler arasındaki dengenin bozulması ve bu yüzden ifa aşırı derecede zorlaşıyorsa) güven sorumluluğu ve ivazsız iktisabın korunmazlığı ilkesi (MK 2.md.) gereğince sözleşme koşulları değişen maddi koşullara uyarlanır....
bendi uyarınca bu hususta yeniden hüküm kurulmasına, davacının iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine, davacının iştirak nafakasının indirilmesi talebinin kısmen kabulüne, tarafların ortak çocukları 2005 doğumlu ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakasının Artırılması - Kişisel İlişkinin Kaldırılması Veya Azaltılması ile Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı anne tarafından kişisel ilişki süresi, iştirak nafakası miktarı yönünden; davalı-davacı baba tarafından ise karşı davanın reddi, kişisel ilişkinin azaltılması ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, tarafların ortak çocukları 2006 doğumlu ....'nin velayeti boşanma kararı ile birlikte anneye bırakılmıştır....
Aile Mahkemesi'nin 2010/1271 Esas ve 2011/598 Karar sayılı ilamı ile 2000 doğumlu.... için 200 TL, 1994 doğumlu... için 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, bu nedenle yoksulluk nafakasının 275 TL ye, iştirak nafakasının ... için 300 TL , 1994 doğumlu... için 350 TL 'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; asıl davanın kabulü ile davalı ... Aşçı adına belirlenen yoksulluk nafakasının kaldırılması, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile müşterek çocuk 28/08/1994 doğumlu... için aylık 250 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren müşterek çocuk...nın reşit olduğu 28/08/2012 tarihine kadar devam etmek üzere 50 TL artırılarak 300 TL'ye yükseltilmesine, müşterek çocuk 2000 doğumlu .......
nafakası alma yasal şartlarının ortadan kalkmadığı, davacı birleşen davalının ekonomik durumunda yardım nafakasının kaldırılmasını ya da azaltılmasını gerektirir nitelikte olumsuz bir değişimin de olmadığı, akademik kariyer açısından doktora eğitimi gören oğlunun geçimine ve giderlerine malî gücü oranında katılması gerektiği, yardım nafakasının 2010 yılında beri ödendiği, birleşen davacının yurt dışında Melbourne Araştırma bursu kazandığı ve aylık 2261.46 AUD yaklaşık 15.698.00 TL aylık burs aldığı ayrıca davacı birleşen davalı tarafından ödenen yardım nafakasının her yıl TÜİK tarafından açıklanan tüfe oranında mevcut ekonomik koşullar dahilinde her yıl kendiliğinden güncellendiği ve artırıldığı, mahkemece nafakanın arttırılmasını gerektirir kanunun aradığı yasal şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle esas ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....
Cevap ve karşı dava dilekçesi Davalı karşı davacı vekili 03/04/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının davasının reddine karar verilmesini, zira boşanma yüzünden yoksulluğa düşen tarafın müvekkili olduğunu, müvekkilinin çalışmadığını, müşterek çocuğun bakımı ile ilgilendiğini, herhangi bir iş tecrübesi veya mesleği de olmadığını, iş bulma olanağı da bulunmadığını, müvekkilinin yaşlı babası ile kaldığını, bu nedenle yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talebinin reddine karar verilmesini, yoksulluk nafakasının 200 TL.den aylık 500 TL.ye yükseltilmesini, müşterek çocuk İrem'in ihtiyaçlarının artması, hayat standartları, ekonomik koşullar da dikkate alınarak müşterek çocuk İremnur için hükmedilen 200 TL. İştirak nafakasının aylık 500 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....
Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Borçlar Kanununun 19. ve 20. maddelerine aykırı olmayan karşılıklı sözleşmelerde, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden bozulacak olursa sözleşme koşulları değişen maddi koşullara uyarlanır. Aksi düşünce “güven” ilkesine aykırı düşer. Zira, kadının sözleşme (protokol) ile elde ettiği “statü”ye beslediği güven, erkeğin (borçlunun) sosyal ve ekonomik durumunun bu özel statüyü koruyacak seviyeden daha aşağı düşmediği (kötüleşmediği) veya hakkaniyet bunu gerektirmediği sürece sarsılıp boşa çıkarılamaz....